"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından kendi boşanma davasının reddi yönünden; davalı-davacı kadın tarafından ise kendi boşanma davası ile ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadının, kendi boşanma davasının reddine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılama ve toplanan delillerle davacı-davalı erkeğin, kadının babasına "Al götür kızını, istemiyorum" dediği ve annesinin çocuk olmaması sebebiyle evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığı anlaşılmaktadır....
Davacı kadın bir kısım ziynet eşyasının da iadesi talebinde bulunduğu;davalı kocanın ise sunduğu cevap dilekçesinde ,ziynet eşyasının cins, meblağ, ayar, gram ve miktarına itirazda bulunmayarak ziynet eşyasının borçlar nedeniyle ortak alınan kararla bozdurulduğunu beyan ettiği; bu dava yönünden ıspat yükü davacıda olduğu ve Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayıldığı ve artık onun kişisel malı niteliğini kazandığı,Kadına ait ziynetlerin, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olması durumunda da, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı kocanın ziynet eşyalarının iadesinden kurtulacağı,bunun dışında ne için bozdurulmuş olursa olsun bir daha iade edilmeyeceği açıkça kararlaştırılmayan ziynet eşyasının iadesinin gerektiği;davalı tarafın bu yönde bir...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dava Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinden kaynaklanan fiili ayrılık sebebine dayalı boşanma istemine ilişkindir. Koca tarafından şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak açılan ilk dava retle sonuçlanmış, fakat kesinleşmediği gibi, ret tarihinden itibaren bu dava tarihine kadar 3 yıllık sürede dolmamıştır. Kaldı ki Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi koşulları da oluşmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliği kabule elverişli ciddi sebep ve deliller tespit edilememiştir. Davalı erkeğe mahkemece kusur olarak yüklenen müşterek konutu terk ederek babasının evine yerleştiği, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik olduğu vakıaları ispatlanamamıştır. Buna göre, davalı erkeğe bu vakıalar kusur olarak yüklenemez....
KARŞI OY YAZISI Davacı vekili temyiz dilekçesinde davanın terke dayalı boşanma davası olduğunu, mahkemesinin dava sebebini değiştirerek şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya karar vermesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, bu nedenle ihtara rağmen dönmeyen davalının nafaka alamayacağını belirterek, hükmü boşanma yönünden de temyiz etmiştir. Sayın çoğunluğunda kabul ettiği gibi dava Türk Medeni Kanununun 164. maddesine dayalı terk nedeniyle açılmıştır. Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesine dayalı bir dava bulunmamaktadır. Delillerin Türk Medeni Kanununun 164. maddesi uyarınca değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmasının yerinde olmadığı düşüncesiyle, boşanma hükmün temyiz edilmediğine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum....
Asliye Ceza Mahkemesi Tarihi : 03/02/2014 Numarası : 2013/275-2014/91 Suç : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ile katılan eşi arasında devam eden şiddetli geçimsizlik nedeniyle, katılan tarafından sanık aleyhine açılan boşanma davası bulunduğu, sanık ile katılan eşi arasında geçen olaylar nedeniyle, sanığın, katılanın kendisine yönelik hakaret eylemi nedeniyle, katılanla yaptığı yüz yüze konuşmaları ile bu konuşma sırasında katılanın babasıyla yaptığı telefon görüşmelerini katılanın rıza olmaksızın, gizlice kayda alarak bilahare CD'ye aktarıp boşanma davasına delil olarak sunması şeklinde gerçekleşen olayda, Sanığın, katılanla yaptığı yüz yüze konuşmalar ile bu konuşma sırasında katılanın babasıyla yaptığı telefon görüşmelerini kaydedip, bu kaydı...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davacı erkek dava dilekçesinde, reddedilen boşanma davasından sonra 3 yıldan fazla süre geçtiğini, şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanmaya karar verilmesini istemiş, mahkemece, dava, TMK'nun 166/1- son fırkalarına dayalı boşanma davası olarak nitelendirilerek, reddedilen boşanma davasının kesinleştirilmediği, 166/1.maddesine dayalı davada da, davacının davalı kadının kusurlu bir davranışını ispat edemeyip, davacı erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak kusurlu olduğu kabul edilerek her iki davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece yapılan hukuki nitelendirmeye karşı taraflarca istinaf itirazında bulunulmamıştır....
Davalı birleşen davacı vekili bileşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 16/08/2013 tarihinde evlendiklerini, ortak çocuklarının olmadığını, birleşen davalının çeşitli bahanelerle tartışmalar çıkardığını, tartışmalar sırasında müvekkilini hırpaladığı gibi evi de darmadağın edip ev eşyalarını kırdığını, evliliğin yürümeyeceğini anlayan müvekkilinin evliliğinin 4. ayında evi terk ettiğini, birleşen davalının tartışmalar sırasında hakaret etmeyi ve eşyaları kırmayı alışkanlık haline getirdiğini, müvekkili tarafından açılan boşanma davasının reddedildiğini belirterek tarafların şiddetli geçimsizlik sebebiyle boşanmalarına, reddedilen boşanma davasında hükmedilen aylık 400 TL tedbir nafakasının kaldırılmasına yada 200 TL'ye indirilmesine karar verilmesini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, tazminatların miktarı, vekalet ücreti, ziynet alacağı davası yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağı davasına ilişkin temyiz itirazları ile davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tamamen kusurlu olduğu belirtilerek, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasının reddine, davacı-davalı kadının davasının kabulüne...
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, her iki dava yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise manevi tazminatın miktarı ve ziynet eşyası alacağı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kusurlu olduğu belirtilerek, davacı-davalı erkeğin boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacı kadının davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı-karşı davacı kadının eşine "geri zekalı, aptal"diyerek hakaret ettiği, sık sık müşterek konutu terkedip baba evine gittiği anlaşılmaktadır. Bu halde, taraflar arasındaki ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir....