GEREKÇE : Dava, asıl davada evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılmış boşanma davası, karşı davada boşanma ve ziynet eşyası alacak davasıdır. Mahkemece, asıl davanın reddine, karşı boşanma davasının kabulüne, karşı davadaki ziynet eşyası alacağı yönünden talebin kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davacı/k.davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi-alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, taraflar arasındaki şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açılmış olup davalıdan şiddet gördüğü için evden ayrılmak zorunda kaldığını ve ayrılırken sadece çeyiz ve şahsi eşyalarını yanında götürdüğünü, düğün öncesinde ve sonrasında müşterek konuta alınan bir kısım ev eşyalarının borçlarının düğünde hediye olarak takılan ziynetlerin bozdurulması suretiyle karşılandığını, ayrıca davalının evlilikten önce kullandığı 3.000,00 TL'lik kredi borcunun da yine bozdurulan ziynet eşyaları ile ödendiğini belirterek; yemek odası, yatak odası ve salon takımı ile perdelerin aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde fazlaya dair hakları...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafaka -Karşılıklı Boşanma- Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından yoksulluk nafakasının miktarı ile tedbir nafakası davasında vekalet ücretine karar verilmemesi yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise reddedilen karşı boşanma davası ile kadının kabul edilen boşanma, bağımsız tedbir nafakası ve ziynet eşyası alacağı davalarının tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle karşı davaya, karşı dava açılamaz (HMK m. 132/3) ise de; açılması halinde, mahkemece davaların ayrılmasına karar verilmesi gerekmekle birlikte, her üç davanın tahkikatının birlikte yürütülmesi ve tefrik kararı verilmesi durumunda da, davalardan biri...
Maddede, boşanma amacına/saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurum'ca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken, eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin/samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma/irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan "boşanma" hukuki durum ve sonucunun, eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda "anlaşmalı boşanma" adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/215 KARAR NO : 2020/1337 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BİTLİS ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/09/2019 NUMARASI : 2019/201 ESAS- 2019/503 KARAR DAVA KONUSU : Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni ile Boşanma, KARAR : Taraflar arasındaki şiddetli geçimsizlik nedeni ile boşanma, ferileri ve ziynet eşyası alacağı davasının yapılan açık yargılaması sonucunda ilk derece mahkemesince verilen hüküm süresinde taraf vekillerince istinaf edilmekle dosya incelendi....
Aile Mahkemesinin 2017/627 Esas sayılı dosyası ile 09/08/2017 tarihinde boşanma davası açtığını, bu tarihte davacı tarafça kasada olduğu iddia edilen ziynet eşyalarının kolaylıkla alınabilecek iken davacı tarafın 17/08/2017 tarihinden müvekkili tarafından altınların kasadan alındığını iddia ederek asılsız ithamda bulunduğunu, ziynet eşyalarının kasada olduğu iddialarının gerçek dışı olduğunu, kasadan alındığı iddia edilen 17/08/2017 tarihinden sonra tarafların çekişmeli boşanma davasını anlaşmalı olarak bitirdiklerini, anlaşmalı boşanma için görüşme sırasında taraflar arasında ziynet eşyalarına ilişkin herhangi bir anlaşmazlığın olmadığını, davacının ziynet eşyalarını müvekkili tarafın alındığı iddiasının inandırıcılıktan uzak olduğunu, nakit paranın ziynet eşyası olarak sayılmadığını, bu nedenle nakit para talebinin de yerinde olmadığını, ziynet eşyaları evlendikten sonra davacıya teslim edildiğinden davacının tasarrufuna bırakıldığından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir...
Gerçekleşen bu durum karşısında, davacı-davalı (kadın)’ın az da olsa kusurunun bulunduğu ve davalı-davacı erkeğin boşanma davası yönünden Türk Medeni Kanununun 166/2. madde koşullarının gerçekleştiği nazara alınarak, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının da kabulü gerekirken, reddi doğru olmayıp, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir. .../......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kendi davasının reddi, kadının boşanma davasının kabulü ve ziynet alacağı yönünden, davacı-karşı davalı kadın tarafından ise, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Yapılan soruşturma ve toplanan delillere göre davalı-karşı davacı erkeğin mahkemece belirlenen kusurlu davranışları yanında, davacı-karşı davalı kadının da izinli-izinsiz sık sık ailesinin yanına gitmesi, bu süre zarfında eşi ve eviyle ilgilenmemesi, eşinin ailesinin evlerine gelmesi istemediği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir....
Davalı erkeğe atfedilecek bir kusur bulunmadığına göre, kadının boşanma davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü ile boşanmaya karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmakla birlikte boşanma kararına istinaf bulunmadığından bu hususa değinilmekle yetinilmiştir....
Buna göre, öncelikle, ziynet eşyalarının varlığının ve ziynet eşyalarının davalı kocaya verildiğinin veya davalı koca tarafından rızası dışında davacıdan alındığının ispatı davacı kadına aittir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden, taraf ve tanık beyanlarından ziynet eşyalarının davalı kocaya verildiğinin veya davalı koca tarafından rızası dışında davacıdan alındığı ispatlanamadığından, davacı kadın vekilinin buna ilişkin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacı kadın vekilinin tedbir- yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat miktarlarına ilişkin istinaf incelemesinde; Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz (TMK 175)....