Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü, erkek yararına hükmedilen tazminatların kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuğun velâyeti ve nafakalar ile kadının taleplerinin reddine dair hükmün yerinde olup olmadığı, ziynet alacağına ilişkin verilen tefrik kararı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, kusur belirlemesi, mahkemece hükmolunan tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece tefhim edilen kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “.... TC kimlik nolu ... ile .... TC kimlik nolu ...'un şiddetli geçimsizlik sebebi ile boşanmalarına” şeklinde hüküm kurulmuş ise de boşanma hükmünde tarafların kimlik bilgilerine yer verilmemiştir. Nüfus Kanununun 27. maddesinde boşanma kararlarında "Tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası adı soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ile aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgilerinin" yazılmasının zorunlu olduğu hükmü yer almıştır....
Davacı koca Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince şiddetli geçimsizlik hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talep etmiş, boşanma sebeplerini ispata ilişkin olarak da tanık deliline başvurmuştur. Yapılan soruşturma ve dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından, davalı kadının eşini istemediğini, ondan tiksindiğini, onu sevmediğini söyleyip "kocamdan ne hayır gördüm ki piçinden hayır göreyim", "şerefsiz" şeklindeki sözlerle eşine hakaret ettiği, davalı kocanın da manevi yönden bağımsız konut temin etmediği anlaşılmaktadır. Bu halde ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve evlilik birliğinin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre boşanmaya (TMK md. 166/1) karar verilecek yerde yetersiz gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı kanısıyla çoğunluğun onama yönündeki görüşüne iştirak edilmemiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/1699 KARAR NO : 2023/244 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MAHKEMESİ TARİHİ : 22/03/2022 NUMARASI : 2021/890 2022/220 DAVA KONUSU : Ziynet Alacağı KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki problemlerin şiddetli geçimsizlik boyutuna ulaşınca müvekkili tarafından Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/193 esas sayılı boşanma davası açılmış olduğunu, sonrasında ise tarafların evlilik birliğinin devamı için anlaşmaya vardığından davasından feragat etmiş, taraflar arasında geçimsizlik yeniden had safhaya ulaşınca Gölbaşı Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/35 esas sayılı dosyası ile yeni boşanma davası açtığını, davanın halen derdest olduğunu, tarafların düğün törenlerinde müvekkilinin ailesi ve erkek tarafınca toplamda 13 adet bilezik, bir adet set takımı, bir adet tam altın, 2 adet yarım altın, 67 adet çeyrek altın ve bir...
27/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından 03/10/2019 tarihinde tekrar istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve maktu istinaf karar harcının yatırıldığı, yatırıldığına ilişkin aynı tarihli dilekçe ibraz edildiği, bunun üzerine ilk derece mahkemesi tarafından dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği anlaşılmış ise de; davalı erkeğin ilk derece mahkemesi kararını hem boşanmanın fer'i niteliğindeki nafakalara ilişkin olarak hem de ziynet alacağı davasına ilişkin olarak istinaf ettiği, boşanma davasındaki istinaf nedenlerine ilişkin olarak başvurma harcı ve istinaf maktu karar harcını yatırdığı ancak istinaf etmiş olduğu ziynet alacağı davası yönünden nispi karar harcını yatırmadığı, ilk derece mahkemesi tarafından davalı erkeğin tüm istinaf başvuruları açısından istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik nispi harcı yatırmamış olması nedeniyle yalnızca ziynet alacağı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davacının ziynet eşyalarının iadesi, olmadığı taktirde bedelinin iadesi talebinin reddine; çeyiz eşyaları hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü : Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili boşanma davasında karşı dava olarak açtığı daha sonra boşanma davasından tefrik edilen ziynet ve çeyiz eşya istemli davada, davalının kusurlu eylemleri nedeniyle birlikteliğinin çekilmez hal aldığını, bu yüzden şahsının davalı tarafından baba evine bırakıldığını, çeyiz eşyalarının davalı da kaldığını ayrıca, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafça bozdurulduğundan bahisle sözkonusu çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen...
Mağdur ve sanık evli iken Avanos Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 02.05.2019 tarihli ve 2019/144 Esas, 2019/275 Karar tarihli ilamı ile anlaşmalı boşanma davası sonucunda boşandıkları ve dosya ekinde bulunan boşanma ilamında tarafların (mağdur ve sanığın) birbirlerinden mal, ziynet alacağı ve eşya taleplerinin bulunmadığı görülmüş; mağdurun mahkemeye sunduğu 03.12.2019 tarihli dilekçesi ile şikayetinden vazgeçtiği anlaşılmıştır....
DAVA KONUSU : Ziynet Eşyalarının Geri Verilmesi KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 30/08/2015 tarihinde evlendiklerini, daha sonra taraflar arasında yaşanan şiddetli geçimsizlik nedeniyle İstanbul 14....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Şiddetli geçimsizlik nedenine dayalı olarak koca tarafından açılan boşanma davası reddedilmiş ve 4.11.2004 tarihinde kesinleşmiştir. Koca ise kesinleşme tarihinden önce 22.10.2004 günü ihtar isteğinde bulunmuştur. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde yazılı dört aylık süre koşulu gerçekleşmemiştir. Davanın reddi gerekir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre * takdir edilen tedbir nafakası * azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek vasisi tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, şiddetli geçimsizlik sebebine (TMK.m.166/1) dayalı olarak açılmıştır. Toplanan delillerden, davalı erkeğin akıl hastası olduğu ve kendisine vasi atandığı anlaşılmaktadır. Akıl hastalığına dayalı (TMK.m.165) bir dava da söz konusu değildir. Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için davalı erkeğin davranışlarının iradi olması gerekmektedir. Akıl hastası davalı erkeğin davranışları iradi olmadığına göre, davanın reddi yerine kabulü doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....