Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; küçük ile davacılar arasında alt soy üst soy ilişkisi bulunduğu (torun-dede-babaanne), küçüğün idrak çağında olduğu, davacılar ile görüşmek istemediğini belirtmekte ise de davacıların torunları ile şahsi ilişki kurulmamasını gerektirecek düzeyde olumsuz tavır ve davranışlarının bulunmadığı, çocuğun babasının polis memuruyken terör saldırısı sonucunda şehit olduğu, çocuğun üstün menfaatine uygun olmak koşuluyla çocuğun istek ve tercihi aleyhine de karar verilebileceği, çocuğun dede ve babaannesiyle ilişki içerisinde olmasının aile bağlarını kuvvetlendirmek suretiyle çocuğun gelişimine olumlu katkı sağlayacağı, bu itibarla davanın kabulü kararında hukuka aykırılık bulunmadığı, ne var ki, kurulan şahsi ilişkinin süresinin çocuğun yaşına, tercihine göre uzun belirlendiği, buna göre çocukla davacılar arasında her ayın dördüncü hafta sonu ve dîni bayramların üçüncü günü olmak üzere şahsi ilişkinin çocuğun...
karar verildiği, sair yönlere ilişkin hususların ise usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen boşanma, velayet maddi ve manevi tazminat ile ilgili hususlarda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı erkek tarafın şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesi istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile; hükmün 3 üncü bendinin kaldırılmasına Küçük Emir ile davacı ......
Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; dava dilekçesi müvekkiline tebliğ edilmeden ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin niteliği aydınlık kazanmadan, tarafların tacir olup olmadıkları konusu aydınlanmadan ve bu konuda bir araştırma yapılmadan, davaya konu hukuki ilişkinin tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olup olmadığını değerlendirmeden karar verildiğini, İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararına dayanak gösterdiği TTK. 4'üncü maddesindeki düzenleme tarafların tacir niteliğinden bağımsız olarak, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmeleri ile ilgili olup olmadığını temel kriter olarak olarak alındığını, davalı müvekkilinin tacir olduğunu ve yıllardır ticaret yaptığını, davacının davasına konu ettiği uyuşmazlık konuları da davacı müvekkilinin şahsi işi olmayıp halen sürdürdüğü ticareti ile ilgili olduğunu, davalı müvekkilinin ticari işletmesi olduğuna, tacir olduğuna dair belgeler kendisinden talep edilmiş olup, bu belgeler ulaştığında dosyaya sunulacağını, müvekkilinin...
in anlatımları, olayın intikal şekli ve dosya içeriği karşısında, atılı suçun cebir veya tehditle işlendiğine dair yeterli delil bulunmadığı gözetilmeden suça sürüklenen çocuğun cezasının TCK'nın 103/4. maddesi uyarınca arttırılması suretiyle fazla ceza tayini, Kabule göre de; Hükümden sonra 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 58, 59, 60 ve 61. maddeleri ile 5237 sayılı Kanunun 102, 103, 104 ve 105. maddelerinde yer alan cinsel dokunulmazlığa karşı suçların yenidendüzenlenmesi karşısında; 5237 sayılı TCK'nın 7/2. madde-fıkrasındaki "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın...
uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur" hükmü gözetilerek, lehe olan hükmün, önceki ve sonraki kanunların bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenmesi ve her iki kanunla ilgili uygulamanın, denetime imkan verecek şekilde kararda gösterilmesi suretiyle yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Uygulamaya göre de; Sanığın, kızı olan mağdureye karşı zaman içerisinde birçok defa istismarda bulunduğu anlaşıldığından, suç çokluğu dikkate alınarak TCK.nın 43/1. maddesinde alt sınırdan uzaklaşılmak suretiyle uygun oranda cezanın arttırılması gerektiği gözetilmeden alt sınırdan arttırım yapılması, Kanuna aykırı, sanık ve müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, re'sen de temyize tâbi hükmün ceza miktarı yönünden kazanılmış hak saklı kalmak kaydıyla 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 321 ve 326....
DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-Müşterek Çocuğun Eğitim Giderlerinin Baba Tarafından Karşılanması Aksi Halde İştirak Nafakasının Artırılması-Yurt Dışına Çıkış Yasağı Verilmesi-Velayetin Değiştirilmesi Aksi Halde Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi ve Yurt Dışına Çıkışta Kısıtlanan Olmadığının Belirlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından, iştirak nafakasının miktarı, kişisel ilişki ve yurt dışına çıkış yasağı konulması yönünden; davalı-davacı tarafından ise velayetin değiştirilmesi talebinin reddi, kişisel ilişki, tedbiren yurt dışına çıkış yasağı verilmesi ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:ve yargılama giderleri Müşterek çocuk 2006 doğumlu olup, idrak çağındadır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin 22/07/2011 tarihinde kurulduğunu ve ortaklarının %50'şer hisse oranı ile ... ve ... olduğunu, davalı ile .. arasında ticari ilişkinin 02/05/2011 tarihinde başladığını, ...'a fatura edilen malzemeleri ...'ın işleyerek işçilik malzeme bedeli ile davalıya fatura ettiğini, ticari ilişkinin Eylül 2011 yılına kadar devam ettiğini, ...'ın yeni şirket kurduğunu , ticari ilişkinin bu şirket üzerinden yürütülmesini talep etmesi üzerine ... ile imzalanan sözleşmenin aynısının davacı şirket ile 12/10/2011 tarihinde imzalandığını, 2012 yılının Haziran ayında ...'ın ticari ilişkiyi bitirmek istemesi üzerine ... ile hesap mutabakatının imzalandığını, mutabakat gereği ödemelerin daha önceki ödemeler gibi ...'...
A.Ş ise davacının iddiasının şahsi defi olduğunu, şahsi def'ilerin çek hamiline karşı ileri sürülemeyeceğini savunmaktadır. Davalı ... A.Ş dava konusu çeki faktoring sözleşmesi kapsamında çek lehtarından devralmış olup 6361 sayılı Finansal Kiralama, Factoring ve Finansman Şirketleri Kanunu'nun 9.maddesi gereğince davacının çek lehtarı ... A.Ş'ye karşı ileri sürebileceği şahsi def'ileri davalı ... A.Ş'ye karşı da ileri sürme hakkı bulunmaktadır. Ancak davacı taraf, davalı ... A.Ş'ye süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunduğu yönündeki iddiasını ispatlayacak herhangi bir delil sunmamıştır. Türk Borçlar Kanunu'nun 223. maddesi gereğince süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı takdirde satılan ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Diğer taraftan, davacı tarafça tek taraflı olarak iade faturası düzenlenmesi satılanın iade edildiğini ispatlamaya yeterli değildir....
şirketlerine aktarmak suretiyle işlemler yaptıklarını buna ilişkinde açmış oldukları davalar olduğunu, davalı tarafın müvekkilinin haklarını engellediğini, bilgi, belge ve defter kayıtlarının gizlendiğini, şirketin dağıtılmayan kar payının mevcut olduğunu, davalı şirket yöneticisi tarafından şirketin kasıtlı olarak zarara uğratıldığını, süreç içerisinde şirket kar payının dağıtılmayarak sermaye arttırımı için kullanıldığını ancak davalının şirket kar payını şahsi hesabına ve şahsi şirketlerine kullanma yoluna gittiğini, müvekkilinin mağdur edildiğini, davalı şirketin tarım sulama sistemleri alanında Türkiye'nin en büyük önde gelen şirketlerinden biri olduğunu, marka değerinin çok yüksek olduğunu, davalı baba ve müvekkili oğul arasında güvene dayalı ortaklık ile kurulan bir şirket olduğunu, müvekkiline ödenmesi gereken ancak ödenmeyen kar payının bilirkişi marifetiyle tespit edilmesini, 2005 yılından 2021 yılına kadar şirkette genel kurul yapılmadığını, şirketin hali hazırda 500.000.000,00TL'nin...