Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir. SONUÇ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; somut olayda davacı tarafın, şahsi hakka (kira sözleşmesine) dayalı olarak zilyetliğinin korunması ile birlikte, davalının müdahalesinin önlenmesini de istemiş olması, 6100 sayılı HMK'nun 4/1- c maddesi ile, Sulh Hukuk Mahkemelerinin, taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik davalarda görevli olduğunun düzenlenmiş olması karşısında, şahsi hakka (kira sözleşmesinden) kaynaklanan müdahalenin önlenmesi talepli eldeki davaya bakmada, 6100 sayılı HMK.nın 2/1 maddesi uyarınca görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu açıktır. Maddi olayları bildirmek taraflara, davanın nitelemesi mahkeme hakimine aittir....

Nitekim, davacı başlanğıçta Sulh Hukuk Mahkemesine dava açmış, davanın zilyetliğin korunması niteliğinde olmadığı şahsi hakka dayandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, bu karar Dairemiz denetiminden de geçerek kesinleşmiştir. Artık davanın şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi olduğu noktasında davacı yan yararına usulü kazanılmış hak da oluşmuştur. Tüm bu olgular birlikte gözetildiğinde davalının açtığı tapu iptali ve tescil davası taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde önem arz etmektedir. Yarışan kişisel haklardan hangisine üstünlük verileceğini tapu iptali tescil davası sonucu belirleyecektir. Burada, bir davanın görülmesi sırasında ortaya çıkan ve davanın incelenebilmesi veya sonuçlandırılabilmesi için, mahkemenin görevi dışında kalması sebebiyle, görevli yargılama makamınca veya idari makamlarca çözümlenmesine değin beklenilmesi gereken sorunlar nedeniyle kabul edilen ve bekletici sorun olarak adlandırılan usul hukuk uygulanması gerektiği kuşkusuzdur....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; " ...davacının dava konusu mülkiyeti Hazineye ait taşınmazların ecrimisil bedelini ödeyerek uzun yıllardan bu yana kullandığını, davalının bu taşınmaza haksız olarak müdahale ettiğini, bu nedenle kullanıcısı olduğu taşınmazdaki davalının haksız müdahalesinin önlenmesini talep ettiğini, dinlenen tanık beyanları ile de taşınmazların davacının murisi ve davacı tarafından ecrimisil bedeli ödenmek suretiyle kullanıldığı anlaşıldığına göre, davacının şahsi hakka dayalı olarak elatmanın önlenmesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, dava salt zilyetliğe dayalı bir dava olmayıp, hakka dayalı bir davadır. O halde, konusu TMKnın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması davası olmadığına göre uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğu" şeklindeki gerekçe ile mahkemenin görevsizliğine, HMK 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı noksanlığı nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.07.2006 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal, ecrimisil, tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.10.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi, kal ecrimisil tahsili ve kal giderlerinin ödetilmesi istemleriyle açılmıştır. Mahkemece elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, ecrimisil ve kal giderlerine ilişkin davacı taleplerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, Hükmü davalı temyiz etmiştir....

      Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Dava, ecrimisil istemine dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, takibin devamı talebine ilişkindir. Bilindiği üzere, gerek öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği gibi ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.03.2014 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka dayanan elatmanın önlenmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı olarak istenilmekle duruşma talebinin değerden reddi ile süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, şahsi hakka dayalı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2021 NUMARASI : 2020/168 ESAS - 2021/205 KARAR DAVA KONUSU : Haksız İşgal Tazminatı (Ecrimisil) KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi Süleyman Turan'ın İstanbul İli, Beyoğlu İlçesi, Sütlüce Mahallesi, 3257 Ada, 9 Parselde sahibi bulunduğunu, dava konusu taşınmazın tapu kaydında müvekkillerinin murisi Süleyman Turan adına muhdesat bilgisinin bulunduğunu, müvekkillerinden T3 murisin torunu diğer davacıların murisin kızları olduğunu, söz konusu taşınmazın müşterek maliki olan davalıların murise ait binaları haksız olarak kullanmak, faydalanmak ve kiralamak sureti ile gelir elde ettiklerini, davalıların müvekkillerin murisine ait olan binadan elde ettikleri gelirden bugüne dek herhangi bir ödeme yapmadıklarını, dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan binaları kullanan davalılardan geçmiş 5 yıllık dönem için kullanım bedelinin...

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesince "Davaya konu taşınmazın kargir ev ve müştemilatı olduğu gözetilerek, kira hesabına dayalı ecrimisil hesaplanması için benzer nitelikli yerlerin işgal tarihindeki kira paraları araştırılmış ve emsal araştırması yaptırılmış olmakla, dava tarihinden geriye dönük olarak beş yıllık ecrimisil hesabı yaptırılmış, ancak taşınmazı davacının edinim tarihi olan 12/01/2018 tarihi ile dava tarihi olan 10/07/2018 tarihi arasındaki ecrimisil bedeli tespit ve tayin edilmiş, hüküm bu bakımından verilmiştir. El atmanın önlenmesi ve haksız işgal tazminatı (ecrimisil) isteğiyle açılan taşınmazın aynına ilişkin eldeki davada, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca dava değerinin, dava konusu taşınmazın dava tarihi itibariyle değeri ve haksız işgal tazminatı (ecrimisil) bedelinin toplamından ibaret olacağı kuşkusuzdur....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, sözlü olarak iş yerini boşaltarak kendisine teslim etmesi gerektiği yönünde davalıyı defalarca uyarmış olmasına rağmen davalının gereğini yapmadığını, tehditlerle iş yerini kullanmaya devam ettiğini, dava konusu taşınmazdaki haksız işgalin önlenmesi için müvekkilinin kira sözleşmesinden doğan şahsi hakkına dayalı olarak Asliye Hukuk Mahkemesinde haksız elatmanın önlenmesi davası ikame edildiğini, şirket yetkilisi olan müvekkilinin, dava konusu iş yerinin zilyetliğini, kira sözleşmesinden doğan şahsı hakkına dayanarak elinde bulundurmakta olduğunu, ancak davalının dava konusu taşınmazı işgalinin herhangi bir hakka dayanmadığını, zilyetin, zilyetliğin arkasında bulunan ayni veya şahsi bir hakka dayandığı takdirde davanın zilyetliğin korunması davası değil, hak davası olarak kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle davalarında sulh hukuk mahkemelerinin görevli olmadığını, davalının, dava konusu taşınmazı...

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki müdahalenin meni, kal ve haksız işgal tazminatı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Mahkemece uyulan bozma kararı uyarınca inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davalı idare vekilinin tüm, davacı vekilinin ise sair temyiz itirazları bozma ile kesinleşen yönlere ilişkin olduğundan yerinde değildir. Ancak; Mahkemece ecrimisile hükmedilmesi için taşınmazın bir hakka dayalı olmaksızın kötü niyetli olarak kullanılması gerekli ve yeterlidir....

          UYAP Entegrasyonu