Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemesinin ... günlü kararıyla iptal edildiği ve iptal kararının (1) yıl sonra yürürlüğe gireceğinin belirlendiği, dolayısıyla yasal dayanağı iptal edilen Tüzük hükümleri uyarınca kendisine disiplin cezası verilemeyeceği; soruşturmanın tüm aşamasında savunma hakkının, keyfi ve hukuka aykırı olarak ihlal edildiği ileri sürülmektedir. KARŞI TARAFIN CEVABI : Temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır. DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ... DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmüştür....

    Dr. … ile aralarında kişisel husumet bulunduğundan adı geçenin disiplin komisyonu başkanı olarak objektif ve tarafsız olarak görev yapmasının mümkün olmadığını yaptığı savunmada idareye bildirmesine rağmen, idare tarafından konu ile ilgili herhangi bir açıklama ve işlem yapılmaksızın, anılan başkan tarafından yürütülen disiplin soruşturması sonucu tesis edilen disiplin cezasında, disiplin cezalarının tarafsızlık ve objektiflik kriterine uygun olarak verilmesi ilkesine aykırılık görüldüğünden dava konusu işlemde hukuka uygunluk, davanın reddine dair Mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmadığı, bununla birlikte; davacı hakkında tesis edilen disiplin cezası, disiplin cezalarının tarafsızlık ve objektiflik kriterine uygun olarak verilmesi ilkesine aykırılık kapsamında usulen iptal edilmiş olup, dava konusu disiplin cezasına esas teşkil eden olaylar hakkında mevzuatta öngörülen süreler içerisinde yetkili makamlar tarafından usulüne uygun olarak yapılacak bir disiplin soruşturması kapsamında...

      , Anayasa Mahkemesinin 13/01/2016 günlü, E:2015/85, K:2016/3 sayılı kararıyla iptal edildiği; her ne kadar, iptal kararı 1 yıl sonra yürürlüğe girecek olsa da Danıştay içtihatlarının AYM iptal kararının hemen uygulanması gerektiği yönündeki içtihatları ile dava konusu meslekten çıkarma cezasının dayanaksız kaldığı ileri sürülse de, dava konusu idari işleme dayanak alınan kanun hükmü, 29/01/2016 günlü, 29608 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olmakla birlikte; söz konusu hükmün, işlem tarihinde yürürlükte bulunduğu tartışmasız olup, bu hükme istinaden idarece işlem tesis edilebileceği ve bu işlemin yargısal denetiminin de söz konusu düzenlemeye göre yapılacağının açık olduğu, aksi düşüncenin dava konusu olayda olduğu gibi suç işleyen memurların suçlarının yaptırımsız kalması sonucunu doğuracağı, bu nedenle, davacının Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün dayanaksız kaldığı yönündeki itirazına itibar edilmediği gerekçesiyle...

        Ceza Dairesinin 03/07/2017 tarihli ve 2017/1465 esas, 2017/2502 karar sayılı ilâmlarında da belirtildiği üzere, hükümlüye verilen 15 gün hücreye koyma cezasının 12/11/2019 tarihinde kesinleşmesine karşın, yargılamanın yenilenmesi sonrasında aynı eylem sebebi ile verilen 10 gün hücreye koyma cezasının infazına 19/02/2020 tarihinde başlanılıp 29/02/2020 tarihinde tamamlandığı, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 48/4-f maddesi gereğince, disiplin cezasının infaz edildiği tarihten itibaren disiplin cezasının kaldırılmasına ve iyi hâlin kazanılmasında altı ay sürenin geçmesi gerektiği, 5275 sayılı Kanun'un 48/3-b maddesi gereğince ise disiplin cezalarının tamamı infaz edilip kaldırılmadıkça koşullu salıverilmeden yararlandırılmayacağının hükme bağlandığı, hükümlünün yeniden yargılama öncesinde verilen ilk hücreye koyma disiplin cezasının kesinleşme tarihi olan 12/11/2019 tarihinden itibaren infaz edilmeye başlanması hâlinde 21/11/2019 tarihinde infazının tamamlanacağı...

          Bununla birlikte, disiplin cezalarına karşı idari yargıda açılan davalarda verilen iptal kararlarının gerekçesinin, idareye ilgili hakkında bir başka disiplin işlemi tesis etme olanağı tanıması halinde, 2577 sayılı Kanun'un 28/1. maddesi uyarınca yargı kararının gereğini yerine getirmekle yükümlü olan idarenin, bu madde kapsamında öngörülen süre içerisinde harekete geçerek söz konusu disiplin cezasına ilişkin iş ve işlemleri tesis etmesi gerektiği de açıktır....

            Ancak, 16 Nisan 2009 tarihinde iptal edilecek bir hükümden dolayı maddede öngörülen on gün disiplin hapsi cezasının infazı suretiyle kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanması da hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacaktır. İcra Mahkemesince karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrasına göre verilmiş bir hüküm söz konusu olup, mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebileceği gözetilmeden, itirazın esası hakkında karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile Mahkemesine iadesine karar verilmesi isabetsizdir....

              Ancak, 16 Nisan 2009 tarihinde iptal edilecek bir hükümden dolayı maddede öngörülen on gün disiplin hapsi cezasının infazı suretiyle kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanması da hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacaktır. İcra Mahkemesince karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrasına göre verilmiş bir hüküm söz konusu olup, mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebileceği gözetilmeden, itirazın esası hakkında karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile Mahkemesine iadesine karar verilmesi isabetsizdir....

                Ancak, 16 Nisan 2009 tarihinde iptal edilecek bir hükümden dolayı maddede öngörülen on gün disiplin hapsi cezasının infazı suretiyle kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanması da hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacaktır. İcra Mahkemesince karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrasına göre verilmiş bir hüküm söz konusu olup, mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebileceği gözetilmeden, itirazın esası hakkında karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile Mahkemesine iadesine karar verilmesi isabetsizdir....

                  Ancak, 16 Nisan 2009 tarihinde iptal edilecek bir hükümden dolayı maddede öngörülen on gün disiplin hapsi cezasının infazı suretiyle kişilerin özgürlüklerinin kısıtlanması da hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmayacaktır. İcra Mahkemesince karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İcra ve İflas Kanunu’nun 337.maddesinin birinci fıkrasına göre verilmiş bir hüküm söz konusu olup, mahkumiyet kararının kesinleşmesinden sonra, borçlunun mağduriyetine sebebiyet verilmemesi bakımından, iptal hükmü yürürlüğe girinceye ya da daha lehe olan düzenleme yapılıncaya kadar, Mahkemesince her zaman infazın durdurulmasına karar verilebileceği, ayrıca iptal hükmünün yürürlüğe girdikten veya daha lehe olan düzenleme yapıldıktan sonra da borçlunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilebileceği gözetilmeden, itirazın reddine karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

                    Ağır Ceza Mahkemesinin 11/04/2007 tarihli ve 2007/369 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak; Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığınca verilen hücreye koyma disiplin cezasının şikayet yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği durumlarda, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un disiplin cezalarının infazı başlıklı 48/3-a maddesi uyarınca kesinleşen hücreye koyma disiplin cezasının infazına başlanabilmesi için infaz hakiminin onayının alınması aşamasında disiplin cezasının esasına ilişkin olarak tarafların itiraz etme hakkı bulunmadığı, infaz hakimliğinin de kesinleşmiş disiplin cezası kararıyla ilgili olarak esastan inceleme yapma ve kesinleşen disiplin cezasını bizzat kaldırma yetkisinin bulunmadığı, Somut olayımızdaki gibi Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığınca hükümlülerin hücre cezası ile cezalandırılmalarına karar verildiği, ancak 15 günlük şikayet süresinin dolması beklenmeksizin, disiplin cezasının onanmasına karar verildiği hallerde ise...

                      UYAP Entegrasyonu