Olayımızda davacıya verilen disiplin cezasının bölge müdürlüğü disiplin kurulunca karara bağlandığı, davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturmasında disiplin kurulunun başkan ve iki üyesinin de aynı soruşturma kapsamında olduğu ve aynı disiplin cezasıyla cezalandırılmasının teklif edildiği, önerilen disiplin cezasının disiplin kurulunca kabul gerekçesi olarak da, davacının tahakkuk memuru ve ita amirine gerçeğe aykırı yanıltıcı belge sunduğu hususunun gösterildiği, tahakkuk memuru ve ita amirinin ise önerilen cezayı değerlendiren disiplin kurulu başkanı ve bir üyesi olduğu görülmüş olup, bu haliyle olayın tarafı olan disiplin kurulu üyelerinin katılımıyla oluşan disiplin kurulunun, isnat edilen fiilin, önerilen disiplin cezası ile uygunluğunu objektif değerlendiremeyeceği ve bunun sonucunda verilen disiplin cezasının da hukuka uygun olmayacağı tartışmasızdır. Bu durum gözardı edilerek, işin esası hakkında verilen kararda isabet görülmemiştir....
Bu nedenle, davacının görev yaptığı kamu kuruluşunca herhangi bir disiplin soruşturması açılmamasına karşın davalı odanın davacının görevinin niteliğini değerlendirmeden, görevinde kusurlu davrandığından bahisle kendi mevzuaatına göre disiplin cezası uygulamasında hukuka uyarlık bulunmadığı açıktır Öte yandan, doktorluk mesleği bir kamu hizmeti olmakla beraber, Meslek kuruluşları tarafından verilen disiplin cezalarının anılan Af Yasası kapsamında kabulüne olanak yoktur. Bu durumda, davacıya verilen ceza 4455 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Disiplin Cezalarının Affı Hakkındaki Yasa kapsamında bulunmadığından, mahkemece bu gerekçe ile verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, ......
Tüm bu hükümlerin değerlendirilmesinden, Disiplin Kurullarının aylıktan kesme cezası vermeye yetkisinin olmadığı, bu cezanın ancak disiplin amirlerince verilebileceği, bu konuda disiplin kuruluna da yetki verildiği hususunda açık hüküm bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, dava konusu olayda da davacı hakkında verilen aylıktan kesme cezasının Merkez Disiplin Kurulunca görüşülüp karara bağlandığı görüldüğünden yetkisiz disiplin kurulunca verilen cezada hukuka uyarlık görülmediğinden, bu husus gözardı edilerek verilen mahkeme kararında da hukuki isabet görülmemiştir....
Dosyanın incelenmesinden; Devlet memurluğundan çıkarma cezasının Adalet Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulunca, davacının 657 sayılı Yasa'nın 129 uncu maddesi kapsamında son savunması alınmadan verildiği anlaşıldığından dava konusu işlemde mevzuata ve disiplin hukuku ilkelerine uyarlık görülmemiştir. Belirtilen nedenle dava konusu işlemin iptali gerektiğinden aksi yöndeki İdare Mahkemesi kararının bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir....
Aynı derecede cezayı gerektiren değişik eylem, işlem, tutum veya davranışlar nedeniyle verilen disiplin cezalarının üçüncü ve daha sonraki her uygulamasında da bir derece ağır ceza verilir." kuralı yer almıştır. 08/03/2018 günlü, 30354 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve emniyet teşkilatı mensuplarına ilişkin disiplin kurallarını yeniden düzenleyen 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'da, Mülga Tüzük'ün 14. maddesindeki düzenlemeye yer verilmemiştir....
Öte yandan, 3201 sayılı Kanun'un Ek 7. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan halinde; "Disiplin Kurulunca verilen kararlardan: A) İl Polis Disiplin Kurulunun polis memurları hakkında verilen meslekten çıkarma cezası dışındaki kararları Valinin; polis memurları hakkında verilen meslekten çıkarma cezası kararları Valinin önerisi, Genel Müdürlük Yüksek Disiplin Kurulunun görüşü ve Bakanın onayı ile; ..... Kesinleşir. ....." kuralı yer almaktadır. HUKUKİ DEĞERLENDİRME : Dava dosyasının incelenmesinden; davacı hakkında yürütülen soruşturma sonucunda, İl Polis Disiplin Kurulunca, davacıya isnat edilen "Dairede veya görevli bulunduğu sırada içki içmek veya içilmesine göz yummak'' fiilinin Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 8/17. maddesinde yer aldığı, cezasının da meslekten çıkarma olduğu sonucuna varıldığı ve aynı Tüzüğün 15. maddesi uygulanarak davacının 24 ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....
Yine aynı Yönetmeliğin 33. maddesinin (d) fıkrasında, üniversite öğretim mesleğinden veya kamu görevinden çıkarma cezasının, disiplin amirlerinin bu yoldaki isteği üzerine, Yüksek Disiplin Kurulu kararı ile verileceği kuralı yer almıştır....
Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan eylemi gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunludur. Söz konusu eylem, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır. Kamu görevlilerinin disipline aykırı fiillerine verilecek cezanın tayininde yetkili olan, ilgili disiplin otoritesidir. İlgili disiplin otoritesince verilen disiplin cezasının uyuşmazlık konusu yapıldığı durumlarda yargı yerlerince, disiplin soruşturmasının usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, ilgilinin fiilinin sübut bulup bulmadığı, sübut bulmuş ise eylemine uyan disiplin cezasıyla cezalandırılıp cezalandırılmadığı tespit edilerek hukuki denetim yapılmaktadır....
Yüksek Disiplin Kurulu kararının iptali istemiyle açılmıştır....
Diğer taraftan olayda, davacıya verilen disiplin cezasında hukuka aykırılık bulunmadığından davacının bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı mali ve özlük haklarından dolayısıyla bunların tazmininden söz edilmesine olanak bulunmamaktadır. Belirtilen nedenlerle dava konusu düzenlemenin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığı, işlemin iptali istemi ile maddi ve özlük hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminin ise, reddi gerektiği düşünülmektedir....