GEREKÇE : Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması ve müşterek çocuk Gizem için ödenen iştirak nafakasının iadesi ya da mahsubu talebine ilişkindir. Davalı kadın istinafında, yoksulluk nafakasının kaldırılması koşullarının oluşmadığını, iştirak nafakasının kaldırılmasına yönelik bir dava yokken ayrıca icra dosyası getirtilmeden hiçbir hesaplama yapmadan gerekçesiz şekilde mahsup kararı verilmesinin de hatalı olduğunu bildirmiştir. 1- 492 sayılı Harçlar Kanununun 32. maddesinin birinci cümlesinde "Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır." hükmüne yer verilmiştir....
Tüm dosya kapsamı ve istinaf başvurusu birlikte değerlendirildiğinde; tarafların boşanması sonucu davalı Nagehan lehine yoksulluk nafakasına, diğer davalı müşterek çocuk Ahmet için iştirak nafakasına hükmedildiği, nafakaların kaldırılmasına ilişkin eldeki davanın 07/12/2021 tarihinde açıldığı, dava açılmadan önce davalı Nagehan'ın 29/04/2021 tarihinde resmi evlilik yaptığı, evlilik tarihi itibariyle TMK'nun 176/3.maddesi uyarınca yoksulluk nafakasının kendiliğinden sona erdiği, yine müşterek çocuk Ahmet 02/02/2002 doğumlu olup, dava tarihi itibariyle reşit bulunduğu ve velayet kararıyla birlikte hükmedilen iştirak nafakasının da reşit olduğu tarih itibariyle kendiliğinden sona erdiği, eldeki davanın sadece kadının evlenmesine bağlı yoksulluk nafakasının, çocuğun reşit olmasına bağlı iştirak nafakasının kaldırılması talebine ilişkin olduğu, bu nafakaların kendiliğinden sona ermesinden sonra nafaka ödenmeye devam edildiği şeklindeki istinaf başvurusunun davanın konusu dikkate alındığında...
Her ne kadar davalı erkek istinaf dilekçesi ile boşanma kararı ile birlikte kadın lehine bağlanmış bulunan yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiş ise de, yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının usulüne uygun harçlandırılarak açılan davanın konusu olduğu anlaşıldığından, davalı erkeğin yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik istinaf talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Ayrıca, hükmedilen iştirak nafakalarına davacının talebine istinaden her yıl ÜFE oranında artırım yapılmasında usul ve esas açısından herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, davalının bu yöne temas eden istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Aile mahkemesinin 2015/957 Esas-2017/289 Karar sayılı ilamı ile belirlenen aylık 2.400,00- TL iştirak nafakasının iş bu dava tarihinden itibaren aylık 2.100,00- TL arttırılarak toplam aylık 4.500,00- TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine , Karşı davada yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin davanın kabulüne, davacı kadın eş lehine Bakırköy 1.Aile Mahkemesinin 2010/979 Esas - 2012/322 Karar sayılı ilamı ile belirlenen 1.000,00- TL olarak hükmedilen yoksulluk nafakasının işbu dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, karar verilmiştir. Davacı vekili, iştirak nafakasının artırım miktarının az olması, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesi, yoksulluk ve iştirak nafakası davaları arasında bağlantı olmamasına rağmen ayırma talebi reddedilerek davaların birlikte görülmesinin yasaya uygun olmadığı yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
GEREKÇE : Asıl dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması, karşı dava ise, yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının arttırılması talebine ilişkindir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, taraflar boşandıktan sonra davalının sürekli bir işyerinde hizmet akdiyle çalışmaya başladığı, düzenli bir geliri olduğu ve yoksulluktan kurtulduğu ileri sürülerek, davalı kadın lehine hükmedilen aylık 150 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması, müşterek çocuk için hükmedilen aylık 250 TL iştirak nafakasının 200 TL'ye indirilmesi talep ve dava edilmiştir.Mahkemece, davalının boşanma sonrası sigortalı olarak bir iş yerinde çalışmaya başladığı, boşanma tarihine göre ekonomik durumunun iyileştiği gerekçesiyle davalı kadın için bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, müşterek çocuk için bağlanan 250 TL iştirak nafakasının 200 TL'ye indirilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Küçüğe bağlanan iştirak nafakasının indirilmesi ile ilgili davalının temyiz talebinin REDDİNE, Ancak, TMK'nun 176.maddesine göre, yoksulluğun...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması- iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünden davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı/karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 4.50 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla...
Zira yoksulluk durumu, günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır. Buna göre; mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre davacı/karşı davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı, asgari ücret sınırındaki gelirinin varlığının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılmasına neden olmayıp indirmeye karar verilebileceği, ancak davalının aldığı nafakanın cüz'i bir miktar olduğu, bu nafaka ile gelirinin toplamının ise davalıyı yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı göz önünde bulundurularak karşı davadaki yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu bu talebin kabulüne karar verilerek yoksulluk nafakasının kaldırılması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle davacı/karşı davalı ...'...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/10/2020 NUMARASI : 2019/438 ESAS, 2020/404 KARAR DAVA KONUSU : İştirak ve Yoksulluk Nafakasının Arttırılması - Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması KARAR : İlk Derece Mahkemesince verilen karara davacı-k.davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı-k. davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının İstanbul Anadolu 9....
Mahkemece; davacı-davalının yoksulluk nafakasının tamamen kaldırılması talebinin kısmen kabulüne, davalı- davacı lehine hükmedilen aylık 200 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 100 TL indirilmesine, davalı-davacının müşterek çocuk için iştirak nafakasının artırılması talebin kısmen kabulüne, dava tarihinden itibaren aylık 200 TL iştirak nafakasının davacı-davalıdan alınıp davalı-davacıya verilmesine karar verilmiş ve hüküm davalı-davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 05.12.2016 tarihli ve Esas 2016/8198, Karar 2016/13831 sayılı ilamı ile müşterek çocuk için hüküm altına alınan iştirak nafakasının bir miktar az olduğu gerekçesiyle bozulmuştur....