Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

aylık 50,00 TL iştirak nafakasının arttırılarak aylık 250,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Tarafların ortak çocukları 04.05.2009 doğumlu Utku'nun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır." şeklindeki gerekçeyle bozulması üzerine duruşma açılarak bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, uyulan ilam doğrultusunda, kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının yoksulluk nafakasına yönelik isteminin KISMEN KABULÜ İLE boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasının davacı kocadan alınarak davalı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının yer yıl Ocak ayında TÜİK tarafından açıklanan ÜFE oranında arttırılmasına, davalı kadının müşterek çocuk için iştirak nafakası isteminin KISMEN KABULÜ İLE boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 750,00 TL iştirak nafakasının davacı kocadan alınarak çocuk yararına harcanmak üzere davalı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının her yıl Ocak...

    Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davalının ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu anlaşılmış olup, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, ilk derece mahkemesince davacı lehine takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarları ile yoksulluk/iştirak nafakalarının miktarlarının makul olduğu, müşterek çocuğun yaşı, uzman raporu kapsamı, uzman görüşü, çocuğun üstün yararı gereğince velayetlerinin anneye verilmesine ilişkin kararın doğru olduğu anlaşıldığından, davalının istinaf itirazının reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    nin velayetlerinin davacıya bırakıldığını, söz konusu karar ile müşterek çocuklar için ayrı ayrı 200,00 TL iştirak, davacı için de 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, aradan geçen sürede takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle, yoksulluk nafakasının 1000,00 TL ye, iştirak nafakasının her bir çocuk için 750'şer TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı-birleşen dava davacısı dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, davanın reddi ile davacının boşanma kararından sonra çalışmaya başladığını, bu nedenle davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulü ile davacı için aylık 300 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 400 TL'ye, müşterek çocuk Mehlika Şebnem ve ......

      Davalı karşı davacı vekili dilekçesi ile; nafakaların kaldırılması ve indirilmesi talebinin reddini, karşı dava ile de; daha evvel hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakasının ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığını iddia ederek, aylık 2.250 TL olan yoksulluk nafakasının 2.500 TL'ye, aylık 700 TL olan iştirak nafakasının 1.700 TL'ye arttırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece; asıl dava ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, Dairemizin 24.02.2015 tarih 2014/16210 Esas 2015/2896 Karar sayılı ilamı ile “...davalı-karşı davacı vekilinin talebinin, daha önce, nafaka artırım davası neticesinde, .......

        Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Dosya kapsamından; tarafların 27.10.2011 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine 350 TL yoksulluk nafakasına, müşterek çocuklar için 225’er TL iştirak nafakasına karar verildiği, 2012 yılında açılan nafaka artırımı davası neticesi yoksulluk nafakasının 370 TL, iştirak nafakasının 240’ar TL’ye yükseltildiği, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan yaklaşık üç yıllık süre geçtiği, davacının ev hanımı olup geliri bulunmadığı; davalının ise röntgen teknisyeni olup, aylık 2700-3000 TL gelirinin olduğu anlaşılmaktadır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Tarafların Konya 2. Aile Mahkemesinin 2009/1024 Esas- 2010/261 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, boşanmanın 14.06.2010 tarihinde kesinleştiği, cari iştirak nafakasının boşanma ilamı ile belirlendiği anlaşılmaktadır. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul çağında ise okul seviyesi, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir. Somut olayda, dosya içeriğinden; velayet hakkı annede olan müşterek çocukların 2003 ve 2004 doğumlu oldukları davacı kadının gündelik işlerde çalıştığı aylık 1500 TL gelirinin bulunduğu, davalının ise asgari ücret düzeyinde gelirinin olduğu anlaşılmaktadır....

          Aile Mahkemesi’nin 2016/1253 Esas, 2018/455 Karar sayılı gerekçeli kararında, müvekkili lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası için herhangi bir yıllık artış öngörülmediğini, söz konusu yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının miktarlarının yalnızca bir kez değiştirildiğini, ancak bu durumun müvekkili ve müşterek çocuk açısından ortaya çıkan mağduriyeti gidermeye yetmediğini belirterek, müvekkili lehine aylık 400 TL olarak belirlenen yoksulluk nafakasının artırılarak 2.000 TL ve müşterek çocuk için belirlenen aylık 550 TL iştirak nafakasının artırılarak aylık 3.000 TL olarak belirlenmesine, belirlenen nafakanın her yıl ÜFE oranına göre artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; nafaka artırım davasını kabul etmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile davalı lehine aylık 500,00 TL yoksulluk ve velayeti davalıya verilen müşterek çocuk lehine 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davalının gayriresmi olarak başka biri ile yaşadığını, bu birlikteliğini davacıya ifade ettiğini, davalının çalıştığını, boşanma davası sırasında çalışmasını gizlediğini, davacının harcamaları nedeni ile maaşının yetersiz kaldığını belirterek 500,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakasının 250,00 TL'ye indirilmesine...

            Davalı vekili tarafından, yoksulluk ve iştirak nafakası arttırım kararlarının usul ve yasaya aykırı olduğu ve arttırım miktarlarının fahiş olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla; yerel mahkemece, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, nafakaların bağlandığı tarihten itibaren aradan geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, davacı kadının yoksulluk, çocuğun ise iştirak nafakası miktarlarının attırılmasına karar verilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir aykırılık bulunmadığı, ancak, hükmedilen nafaka arttırım miktarlarının yüksek olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin nafaka arttırımına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak yoksulluk ve müşterek çocuk içen hükmedilen iştirak nafakasının hakkaniyete uygun miktarda arttırılması yönünde karar verilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...

              UYAP Entegrasyonu