davalının ekonomik durumundaki düzelme nedeniyle hükmedilen nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, aylık 150'şer TL'lik iştirak nafakalarının aylık 250'şer TL'ye; aylık 300 TL'lik yoksulluk nafakasının ise aylık 500 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; davacı ile davalının boşandıklarını, müvekkili için aylık 150,00 TL, müşterek çocuklar için ise aylık ayrı ayrı 100,00'er TL nafaka bağlandığını, daha önce açılan nafaka artırım davası ile müşterek çocuklar için bağlanan iştirak nafakasının aylık ayrı ayrı 150,00'şer TL'ye, müvekkili için bağlanan nafakanın ise aylık 250,00 TL'ye yükseltildiğini, mevcut nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, iştirak ve yoksulluk nafakalarının aylık ayrı ayrı 500,00'er TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacı kadın için 400,00 TL olan yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye çıkartılmasına, müşterek çocuk için 250,00 TL olarak takdir edilen nafakanın 350,00 TL olarak artırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılmasına ilişkindir. 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, nafakanın artırılması, kaldırılması veya nafakaya hükmedilmesine dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir. Buna göre, mahkemece dava konusu talebin kısmen kabulüne karar verilirken, nafakanın artırılmasına dava tarihten itibaren hükmetmek gerekirken; nafakanın hangi tarihten itibaren artırıldığının hükümde gösterilmemiş olması doğru görülmemiştir....
Aile Mahkemesinin 2019/51 Esas 2019/167 Karar sayılı kararı ile müşterek çocuk Batuhan İdris Yahşi lehine hükmedilen aylık 350 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 700 TL'ye çıkarılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı asil istinaf dilekçesi ile; ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının üfe yerine %10 oranında artırılması talebinin reddi ve iştirak nafakası miktarı bakımından istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dosyadaki yazılar, kararın dayandığı deliller, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kanuni gerektirici nedenler dikkate alınarak yapılan değerlendirmede; Asıl dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasına artırım oranı belirlenmesine, karşı dava yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması isteklerine ilişkindir....
Davalı cevap dilekçesi ile; davacıdan olan çocuklarından büyük olanın yanında kaldığını ve tüm masraflarını kendisinin karşıladığını, davacı yanında kalan çocukların nafakalarını ödediği gibi eğitim masraflarını da karşıladığını, davacının çalıştığını, kendisinin yeniden evlendiğini, bir çocuğunun daha olduğunu, sarraf dükkanını kapattığını, kardeşinin yanında asgari ücretle çalıştığını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece; yoksulluk nafakasının artırılmasına yönelik talebin reddine, çocuklar hakkında hükmedilen 150,00'şer TL iştirak nafakasının 180,00'er TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılması talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 176/4.maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından katılma yolu ile lehine hükmedilen tazminatların miktarı, ortak çocuğun velâyeti ile iştirak nafakasının miktarı yönünden; davalı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, davacı erkek lehine hükmedilen tazminatlar, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı ile yoksulluk nafakasına hükmolunmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-İlk derece mahkemesince verilen hüküm davacı erkek tarafından velâyet ve tazminatların miktarı, davalı kadın tarafından ise kusur belirlemesi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar ile tedbir ve iştirak nafakalarının miktarları yönünden istinaf edilmiş olup davalı kadın tarafından yoksulluk nafakası yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmadığından, davalının yoksulluk nafakasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar...
Cevap ve karşı dava dilekçesi: Davalı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, nafakanın kaldırılması veya azaltılması için gerekli koşulların oluşmadığını, takdir edilen ve üfe sonucunda artan nafakaların günümüz koşullarında yetersiz olduğunu, çocuğun halen özel Diltaş lisesine gittiğini, okul, yemek, servis, kitap kırtasiye masraflarının olduğunu, müvekkilinin herhangi bir maaşının gelirinin bulunmadığını, yoksulluk nafakasının hayatı değişen kişinin yoksulluk çekmesini önlenmesine yönelik olduğunu, müvekkili içinde takdir edilen yoksulluk nafakasının günümüz koşullarında yetersiz kaldığını dört aydır davacının bu nafakaları artırmadan yatırdığını belirterek asıl davanın reddine davalarının kabulü ile başak için takdir edilen aylık 506TL iştirak nafakasının aylık 900TL'ye, davalı müvekkili için takdir edilen ve aylık 759,00TL olan yoksulluk nafakasının da 1.000TL'ye artırılmasını talep etmiştir....
gereğince yoksulluk ve iştirak nafakası ödemeyi kabul etmesi sonrasında, aradan geçen kısa süre içerisinde, davacının ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik olmadığı gibi tarafların ve özellikle davalının ekonomik durumunda yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasını veya azaltılmasını gerektiren öngörülemeyen bir halin de yaşanmaması karşısında, yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebinin iyiniyet, sözleşmeye bağlılık ve sözleşmenin devamlılığı ilkeleri ile bağdaşmayacağı kanaatine varılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "1- Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın reddine" karar verilmiştir....
Dava dilekçesinde; tarafların 2005 yılında boşandıkları, davalı lehine yoksulluk, müşterek çocuk lehine ise iştirak nafakasına hükmedildiği, oysa ki müşterek çocuğun 18 yaşını doldurduğu davalı eski eşin ise imam nikahı kıydırarak başka bir şahısla birlikte yaşadığı ileri sürülerek yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılmasına karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece; tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığı, delil olarak sunulan fotoğrafların ise ne amaçla çekildiğinin anlaşılmadığı, davalı kadını yoksulluktan kurtaracak bir gelirinin de bulunmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılması isteminin reddine, iştirak nafakasının kaldırılması isteminin ise kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Her ne kadar temyiz isteminin duruşmalı olarak incelenmesi talep edilmiş ise de, davanın niteliği gereğince istemin reddi gerekmiştir. ......
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/11/2014 NUMARASI : 2014/453-2014/932 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılması ve tayini davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2,50'şer TL bakiye temyiz harcının temyiz eden taraflara yükletilmesine, 03.06.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....