AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/06/2021 NUMARASI : 2020/549 ESAS 2021/328 KARAR DAVA KONUSU : Yoksulluk ve İştirak Nafakalarının Arttırılması KARAR : Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının artışı konulu davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesinin yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353- 355 ve 356.maddeleri gereğince dosya incelendi ,gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların Ankara Batı 1. Aile Mahkemesi'nin 2006/220 E 2006/464 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını ve müşterek çocuğun velayetinin davacıya bırakılarak ,müşterek çocuk ve davacı lehine ayrı ayrı aylık 100,00 er TL nafakaya hükmedildiğini ,nafakaların en son Ankara Batı 1....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve tedbir nafakalarının miktarı, yoksulluk nafakasının reddi ve vekalet ücreti yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise tazminatların, tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-karşı davalı kadın tarafından tedbir nafakalarının mıktarı istinaf edilmeyerek kesinleşmiş olduğu anlaşıldığından, davacı-karşı davalı kadının tedbir nafakalarının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının aşağıdakı bent kapsamı dışında kalan temyız...
Hal böyle olunca; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, yoksulluk nafakasının TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde yüksek nafaka takdiri usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Gerçekleşen bu duruma göre, evlilik birliğinin temelden sarsılmasında, kadının değil kocanın ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken, delillerin hatalı takdiri sonucu, kadın ağır kusurlu kabul edilip tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi isabetli bulunmamıştır. 2-Velayetleri davacıya bırakılan çocuklar için, yargılama sırasında Türk Medeni Kanununun 169. maddesi kapsamında tedbir nafakası takdir edildiğine göre, nihai hükümde bu çocuklar için hükmedilen iştirak nafakalarının, kararın kesinleşmesinden sonra da devamına karar verilecekken, hükmün kesinleşmesine kadar devamına karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Davacının yoksulluk ve çocuklar için tayin edilen iştirak nafakalarının, gelecek yıllardaki artış miktarının belirlenmesi talebiyle ilgili olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru bulunmamıştır....
ise aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece verilen önceki hüküm, Dairemizin 03.05.2017 tarih, E.2016/487-K.2017/5206 sayılı ilamı ile; yoksulluk ve iştirak nafakalarının gelecek yıllar artış talebi hakkında olumlu-olumsuz hüküm kurulmaması, davacı kadın ve ortak çocuklar lehine hükmolunan tedbir nafakalarının başlangıç tarihleri, davacı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ve maddi tazminat miktarları yönünden bozulmuş, davacı kadın lehine hükmolunan tedbir nafakası miktarı yönünden bir bozma yapılmamış, hükmün bu bölümü onanmıştır....
Taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davaları sonucunda erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine maddi ve manevi tazminata, velayeti anneye verilen ortak çocuklar yararına 250'şer TL iştirak nafakasına, kadın yararına 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek tarafından temyizi üzerine Dairemizce hüküm; "Kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakalarının çok olduğundan" bahisle bozulmuş, diğer yönlerden onanmıştır. Bozma kararına karşı davacı-davalı kadın tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur. Toplanan delillerden; davalı-davacı erkeğin aylık asgari ücret seviyesinde gelirinin mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı erkeğin mali gücü dikkate alınarak mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakası miktarı ile iştirak nafakalarının miktarlarında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davacının, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine, davacının yoksulluk nafakası miktarının indirilmesi talebinin kabulü ile, kadın lehine aylık 500,00 TL olarak bağlanmış bulunan yoksulluk nafakasının aylık 250,00'TL'ye indirilmesine, davacının, müşterek çocukların iştirak nafakası miktarlarının indirilmesi talebinin kabulü ile müşterek çocuklar Güneş ve Nazar'ın ayrı ayrı 500,00'er TL olan iştirak nafakalarının aylık ayrı ayrı 250,00'şer TL'ye indirilmesine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması/ yoksulluk ve iştirak nafakalarının kaldırılması-indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı- birleşen dosya davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü....
Somut olayda; taraflar arasında görülen boşanma davasında, müşterek çocuk lehine 100 TL iştirak nafakasına davacı lehine 150 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş; davacı tarafından, nafakanın arttırılması talebiyle açılan iş bu davadan sonra davacı 27.01.2011 tarihinde evlenmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmak suretiyle, davacının evlenmiş olduğu hususu nazar-ı dikkate alınmadan ve dava konusunun nafaka arttırım talebi olmasına rağmen davacı ve müşterek çocuk lehine ilk defa nafakaya hükmedilir gibi "... lehine 150 TL, ... lehine 175 TL nafaka taktirine" şeklinde hüküm tesisi uygun bulunmamıştır. O halde mahkemece yapılacak iş; davacı lehine iş bu davanın açıldığı tarihten davacının evlendiği 27.01.2011 tarihine kadar olan dönemi kapsayacak şekilde yoksulluk nafakasının arttırılması cihetine gidilmeli; hükmü ise iştirak nafakası ile yoksulluk nafakasının arttırılması şeklinde kurmak olmalıdır....
GEREKÇE : Dava;Yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması talebinden ibarettir. İstinaf incelemesi,HMK 355 nci maddesi gereğince bildirilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır. Tüm dosya kapsamı ile; İştirak nafakasının artırımı kararına ilişkin yapılan istinaf başvurusunda; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 331 nci md.ne göre"...durumun değişmesi halinde hakim,istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır". Yine aynı yasanın 176/4 ncü maddesi/fıkrasına göre de"...Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir"....