WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi davasının yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, davalı ile Üsküdar 3....

    Bu durumda; tarafların gelir durumları, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve genel ihtiyaçları doğrultusunda, anlaşmalı boşanma davasında protokol ile belirlenen iştirak nafakasının indirilmesi hakkaniyete uygun bulunmamış, bu itibarla, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının yazılı şekilde indirilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda:Toplanan deliller,anlaşmalı boşanma ilamı ve bu ilamın kesinleşme tarihi ile eldeki dava tarihi arasında geçen süre,sözleşmeye bağlılık ilkesi,tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları,paranın alım gücü,ihtiyaç ve gelirler,bordrolar,uyap raporları,çocuğun yaşı,artan ve değişen masraflar,eğitimi, ekonomik göstergelerdeki değişim,buna nazaran başlangıçta sağlanan menfaat dengesi,tanık beyanları,TMK 4 ncü maddesi dikkate alındığında nafakaların kaldırılması ya da indirilmesi koşullarının gerçekleşmediği,davacının yeniden evlenmesinin nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi şeklinde müşterek çocuğa ve davalı kadına yansıtılmasının uygun olmayacağı, mahkemece yeterli-denetime açık-hükme elverişli-dosya içeriğine uygun gerekçe ile belirtilen şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı,davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içerisinde bulunduğu,kanunun olaya uygulanmasında hata yapılmadığı,davacı yanın istinaf başvurusunun...

      Boşanma davası sırasında boşanmanın temini amacı ile protokol hükümleri gereğince ödemeyi kabul eden davacının şimdi böyle bir dava açarak iştirak nafakasının indirilmesini istemesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle mahkemece, iştirak nafakasının indirilmesi isteminin reddine karar verilmesi gerekirken talebin kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava; velayeti davalı annede olan müşterek çocuklar Mehmet Tunç ve Merve Gamze lehine anlaşmalı boşanma ilamı ile hükmedilen iştirak nafakasının indirilmesi davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması davasıdır. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır....

        K:3 D:5 A Blok Bayraklı / İZMİR DAVANIN KONUSU : Nafanın Kaldırılması / İndirilmesi İSTİNAF KARAR TARİHİ : 07.10.2021 İSTİNAF KARARININ YAZILDIĞI TARİHİ : 07.10.2021 Taraflar arasındaki davada verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan incelenmesi uygun görülerek dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde özetle; "...tarafların İzmir 14. Aile Mah.nin 2014/796 E-2014/756 K. sayılı boşanma ilamı ile boşandıklarını, velayeti davalı anneye verilen müşterek çocuk ve davalı için aylık 500'er TL. iştirak ve yoksulluk nafakalarına hükmedildiğini, aradan geçen süre, artan masraf ve ihtiyaçlar sebebiyle bu miktarların yetersiz kaldığını, yoksulluk nafakasının aylık 750TL'ye, iştirak nafakasının aylık 1.000 TL'ye çıkarılmasını" talep ve dava etmiştir....

        Boşanma davasından sonra, davacı tarafın ekonomik durumunda, anlaşma protokolü ile kabul edilmiş olan edimlerin uyarlanmasını gerektirecek şekilde öngörülemez ve katlanılamaz nitelikte olağanüstü değişiklik meydana gelmemiştir. Bununla birlikte taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma kararından sonra, müşterek çocuk lehine olan iştirak nafakasında herhangi bir artışa gidilmemiş olup, aradan geçen sürede müşterek çocuğun yaşı ve ihtiyaçlarının artış gösterdiği açıktır. O halde, mahkemece, tarafların gelir durumu, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve genel ihtiyaçları doğrultusunda, anlaşmalı boşanma davasında belirlenen iştirak nafakasının indirilmesi hakkaniyete uygun olmayıp, bu itibarla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının yazılı şekilde indirilmesine karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir....

          Somut olayda; taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma kararından sonra müşterek çocuk lehine olan iştirak nafakası 200,00 TL'den 480,00 TL'ye ulaşmıştır. Bu durumda; tarafların gelir durumları, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu ve genel ihtiyaçları doğrultusunda, anlaşmalı boşanma davasında protokol ile belirlenen iştirak nafakasının indirilmesi hakkaniyete uygun bulunmamış, bu itibarla, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının yazılı şekilde indirilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine, iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 750 TL'ye indirilmesine, eğitim giderinin kaldırılması ve indirilmesi talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma davası sonucunda, müşterek çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası ve eğitim giderinin kaldırılması, mümkün olmaması halinde indirilmesi talebine ilişkindir. Somut olayda, tarafların . 11.12.2013 tarihinde kesinleşen ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davalıya bırakıldığı, çocuk için aylık 1.500 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, nafakanın 01.09.2015 tarihinden geçerli olmak üzere Üfe oranında artırılmasına karar verildiği görülmüştür. Eldeki dava ise 01.07.2014 tarihinde açılmıştır....

              Somut uyuşmazlıkda; taraflar yaptıkları protokol gereği ....Aile Mahkemesi’nin 09.07.2009 Tarih ve 2009/284 E.- 2009/478 K. sayılı kararı ile TMK’nun 166/3 madde hükmü gereğince anlaşmalı olarak boşanmışlardır.Bu durumda, yapılan protokol hukuki niteliği itibariyle, Türk Medeni Kanunu hükümlerinden kaynaklanmakta ise de; genel sözleşme hükümlerine tabidir. Böylece, taraflar, kanunun emredici nitelikte olan kamu düzeni ve genel ahlaka aykırı saymadığı hususlarda serbest iradeleriyle sözleşme yapabileceklerdir (BK. md.19). Aynı zamanda, sözleşenler, ifanın her yıl ne miktarda ve ne şekilde bir artışla yapılacağını da kararlaştırabilirler. Nitekim, taraflar arasında yapılan protokol ile ödenecek nafaka miktarı kararlaştırılmış ve bu anlaşma ,boşanma davasında, mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun bulunmuş verilen karar 14.09.2009 tarihinde temyiz edilmeden kesinleşmiştir....

                UYAP Entegrasyonu