Mahkemece;"Asıl Dava iştirak nafakasının artırılması, Karşı dava ise iştirak nafakasının kaldırılmasından ibarettir. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 330 ncu maddesine göre de"...Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur." Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları göz önünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, iştirak nafakasının artırılmasına ilişkindir. Davalı asil ; kabulüne karar verilen kısım yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. TMK'nın 327/1.maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır....
Mahkemece; boşanma kararının kesinleşmesinden 4 ay sonra davanın açıldığı, tarafların gelirinde ve çocukların giderlerinde artış olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir. 1- Dava; iştirak nafakasının artırımı istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 182/2 maddesi gereğince; velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. İştirak nafakası takdir edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul durumu, sosyal çevreye göre yaşam seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir nafakaya karar verilmelidir. Aynı kanunun "Durumun Değişmesi" başlıklı 331.maddesinde; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır" düzenlemesine yer verilmiştir....
Bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak artmıştır. Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış, artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına uygun olduğu TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine aykırı bir yönünün bulunmadığı kabul edilerek davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih ve davalının da gelir durumu gözetilerek nafakanın en azından TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekmektedir. Öte yandan, TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü, 330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü, 331. maddesi ise; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, iştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana ile babanın mali durumlarına göre takdir edilir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Bursa 6.Aile Mahkemesinin 2018/830 esas ve 2020/279 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, bu ilamda 350,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müvekkili lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmediğini, müşterek çocuk Semanur'un 14 yaşına gireceğini, günümüzdeki ekonomik şartlar, çocuğun büyümesi ve ihtiyaçlarının artması sonucu verilen iştirak nafakasının yetersiz kaldığını belirterek, Bursa 6.Aile Mahkemesinin 2018/830 esas 2020/279 karar sayılı dosyası ile müşterek çocuk lehine takdir edilen aylık 350,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 650,00 TL artırılarak aylık 1.000,00 TL'ye yükseltilmesini, işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece; aradan geçen süre, çocuğun büyümesi, ilkokul 4. sınıfa gidiyor olması, paranın alım gücündeki düşüş, enflasyon ve çocuğun ihtiyaçlarının artması nazara alındığında 2012 yılında takdir edilen aylık 250 TL iştirak nafakasının çok düşük kaldığı gerekçesi ile davacının davasının kısmen kabulü ile müşterek çocuk için aylık 250 TL olan iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 700 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiş, verilen bu hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. ./.. -2- Temyize konu uyuşmazlık; iştirak nafakasının aylık 450,00 TL artırımının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....
Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir." TMK. 330/1.maddesine göre; Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur." TMK. 331.maddesine göre; "Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya kaldırır." düzenlemesine yer verilmiştir. İştirak nafakasının; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile çocuğun genel ihtiyaçlarına uygun olarak, ana babanın mali durumları da gözetilmek suretiyle takdiri gerekir. Somut olayda, tarafların, Kırkağaç 2008/76 E. - 2008/90 sayılı kararı ile boşandıkları müşterek çocuğun velayetinin annesine verildiği, müşterek çocuk yararına aylık 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği anlaşılmaktadır....
Hal böyle olunca mahkemece; tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, ihtiyaçları, davalı babanın geliri, ekonomik sosyal düzeyi, davalı babanın da ortak çocuğun bakım masraflarına katılma yükümlülüğünün bulunması, hali hazırda ödenen nafakanın belirlendiği tarihle eldeki davanın açıldığı tarih arasında geçen zaman, ekonomik göstergelerdeki değişim ile TÜİK’in yayınladığı ÜFE artış oranı nazara alındığında; çocuğun menfaati üstün tutularak, nafakanın artırılmasında bir isabetsizlik bulunmamış ise de artış miktarının çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına göre yüksek belirlendiği aylık 800,00 TL nafakanın çocuğun yaşına, ihtiyaçlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına TMK'nın 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu kabul edilerek iştirak nafakası 800,00 TL olarak belirlenmiş, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilerek erkeğin istinafının kısmen...
TMK’nun 328.maddesinde: “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler.” hükmü yer almaktadır. Yukarıda açıklanan TMK.nun 328/1.maddesi uyarınca; kural olarak, ana babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam ettiğinden, anılan maddenin birinci fıkrasının açık hükmü uyarınca küçük ergin olmakla lehine bağlanan iştirak nafakası kendiliğinden sona erer. Buna bağlı olarak; çocuğun ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu talebi yönünden dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır....