Asliye(Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Hukuk Mahkemesi'nin 20.10.2012 Tarihli 2012/32 Esas, 2012/13 Karar sayılı ilamının 4. bendinde "çocuk ... için aylık 500,00 TL iştirak nafakasının davacı tarafından alınarak davalı tarafa verilmesine", 5 nolu bendinde ise "çocuk ... için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının çocuğun lise eğitimi bitene kadar geçerli olmak üzere davacı tarafından alınarak davalı tarafa verilmesine" karar verildiği görülmektedir. İcra müdürlüğünce lise tahsili bitene kadar devam edeceği belirtilen iştirak nafakası hükmün 5 nolu bendinde belirtilen iştirak nafakası olup, 4 nolu bendde karara bağlanan aylık 500,00 TL iştirak nafakasının çocuğun reşit olması ile sona ermesi gerektiği açıktır. O halde, mahkemece müşterek çocuk ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı ile .....Aile Mahkemesinin ...sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocuklar ........ın velayetlerinin anneye verildiğini, müşterek çocuklar için ayrı ayrı aylık 750'şer TL iştirak nafakası belirlendiğini, çalışmış olduğu.....'nin iflasına karar verildiğini, belirlenen iştirak nafakasını ödeme gücü kalmadığını belirterek; iştirak nafakasının kaldırılmasına veya indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
Cevap dilekçesi: Davalı erkek vekili süresi geçtikten sonra verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacının Kaymakamlık'tan sosyal destek aldığını, ayrıcı engelli maaşı aldığını, çocuğun 23/03/2021/ tarihinde reşit olacağını, bu tarihten itibaren iştirak nafakasının kendiliğinden kalkacağını, ayrıca çocuğun yaz aylarında biriyle evleneceğini, davalının ise işitme ve konuşma engelli olduğunu, bu nedenle başka bir işte çalışmasının mümkün olmadığını, sadece emekli maaşından aldığı aylık 2.278,00 TL geliri olduğunu, başkaca geliri olmadığını, tüm bu nedenlerle iştirak nafakasının artırım talebinin reddine, kadın için bağlanan yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının aylık 375,00 TL'ye, iştirak nafakasının aylık 350,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 30/09/2014 NUMARASI : 2013/575-2014/724 Taraflar arasındaki "velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakasının kaldırılması olmadığı takdirde azaltılması ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine" ilişkin dava ile davalı tarafından açılan "iştirak nafakasının artırılmasına" ilişkin karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı tarafından iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması talebi hakkında verilen hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılmasına ilişkin olup, inceleme görevinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren 19.01.2015 tarihli 2015/8 sayılı işbölümü kararı gereğince Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünülmektedir....
nafakasının kaldırılmasını gerektirir bir durum olmadığından iştirak nafakasının kaldırılmasına ilişkin talebin reddinin doğru ve yerinde olduğu, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin talebin kısmen kabulüne ilişkin karar açısından kabul edilen ve reddedilen miktarların kesin hüküm niteliğinde olduğundan her iki tarafın da istinaf talebinin usulden reddinin gerektiği, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kısmen kabulüne karar verildiği nazara alındığında da reddedilen nafaka miktarı yönünden davalı lehine vekalet ücreti verilemeyeceğinden davalı taraf lehine vekalet ücreti verilmesinin hatalı olduğu, davacı taraf lehine vekalet ücreti verilmesinin ise doğru ve yerinde olduğu, Yargıtay 2....
Aile Mahkemesinin 11/03/2009 tarih 2009/83E-2209/155K sayılı ilamı ile müşterek çocuk lehine hükmedilen 500TL iştirak nafakasının kaldırılmasını talep ettiği, ekinde bulunan 18.11.2008 tarihli protokolün 4. maddesi ile; davacı babanın müşterek çocuk lehine 500TL iştirak nafakası ödemeyi kabul ettiği, 5. maddesi ile de; davalı kadının kendisi lehine yoksulluk nafakası talep etmediği anlaşılmaktadır. Ne var ki mahkemece; davacının talebinin yoksulluk nafakasının kaldırılması olarak nitelendirilerek, gerekçeli kararda da davalı kadın aleyhine yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı tartışılarak sonucuna göre karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/188 Esas, 2019/634 Karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk Çimen ZIRIĞ için hükmedilen aylık 200,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve tahsilde tekerrür yaratmamak kaydıyla aylık 550,00 TL arttırılarak aylık 750,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer müşterek çocuklar Makbule ZIRIĞ ve Nisanur ZIRIĞ için hükmedilen aylık 150,00 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve tahsilde tekerrür yaratmamak kaydıyla aylık ayrı ayrı 350,00'şer TL arttırılarak, aylık ayrı ayrı 500,00'şer TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin nafakaları ödeyecek durumunun olmadığını, verilen kararın kaldırılmasını istemiştir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının 200 TL’den 300 TL’ye, iştirak nafakasının 100'er TL 'den 250'şer TL'ye artırılmasına karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.Taraflar arasında görülen “Boşanma” davası sonucunda davacı kadın yararına 200 TL yoksulluk nafakasının, müşterek çocuklar için 100 er TL iştirak nafakasının hükmün kesinleştiği 13.10.2008 tarihinden itibaren tahsiline karar verilmiş, bu dava ise 1 yıl sonra 26.10.2009 tarihinde açılmıştır.Sosyal, ekonomik durum araştırması sonucunda, davacı kadının ev hanımı olup, çalışmadığı, evi ve arabasının olduğu, davalının sabit çalışmadığı aylık 1.000 TL geliri olduğu ve annesi ile yaşadığı, müşterek çocukların ise ilkokula ve kreşe gittiği anlaşılmaktadır.Davada, yoksulluk (TMK.nun md.176) ve iştirak (TMK.nun md.330) nafakasının artırılması talep edilmektedir.Dosya kapsamına göre boşanma davasının sonuçlanmasından sonra tarafların sosyal ve ekonomik durumlarında önemli bir değişiklik olmadığı anlaşıldığından...
Davada; 2003 yılında hükmedilen aylık 50 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının 1000 TL'ye, aylık 50 TL ödenenin iştirak nafakasının 100 TL'ye çıkartılması talep edilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulü ile aylık 50 TL olan yoksulluk nafakasının 100 TL'ye aylık 50 TL olan iştirak nafakasının 100 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. TMK.nun 182/... maddesi gereğince; "Çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf kudretine göre onun infak ve terbiye masraflarına iştirak ile mükelleftir" hükmü getirilmiştir. İştirak nafakasının miktarı takdir edilirken tarafların mali ve sosyal durumları ile çocuğun giderlerinin dikkate alınması gerekir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, iştirak nafakasının niteliğine, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücüne göre, mahkemece saptanan nafaka miktarı az olup, TMK.nun ....maddesinde vurgulanan "hakkaniyet" ilkesine uygun değildir....
Bu defa verilen karar, kadın tarafından; erkeğin davasının kabulü, kusur, tazminatların miktarı, iştirak nafakasının miktarı, yoksulluk nafakasının reddi ve vekalet ücreti yönünden istinaf edilmiş, erkek tarafından; kadının davasının kabulü, kusur, tazminat talebinin reddi, kadın yararına verilen tazminatlar, velayet ve iştirak nafakasının miktarı yönünden istinaf edilmiş, bölge adliye mahkemesince; kadının tazminatların miktarına ilişkin itirazı kabul edilmekle sair itirazlar esastan reddedilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen kararlar, istinaf edilmeyen yönlerden kesinleşmiş olup, istinaf edilmeyen konular temyize getirilemez....