Somut olayda, davacının yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddedilen kısmının yıllık miktarı toplamı [(750,00- 475,00=275,00 TL) (275,00x12=3.300,00 TL)], 5.880,00 TL kesinlik sınırı altında olduğundan, hüküm kesin niteliktedir. Bu nedenle, davacının yoksulluk nafakası yönünden istinaf kanun yolu başvurusunun reddi gerekmiştir. Davacının, iştirak nafakasının arttırılması davası yönünden istinaf isteminin incelemesinde ise; Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; tarafların Kırıkkale 1....
Aile Mahkemesinin 12/01/2016 tarihli kararı ile müşterek çocuk Yusuf Berk için aylık 300 TL iştirak nafakası takdir edildiğini, ilgili kararın 03/03/2016 tarihinde kesinleştiğini, aradan geçen 6 yılda değişen ekonomik şartlar müşterek çocuğun ihtiyaçları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakasının yetersiz kaldığını, bu nedenle çocuk için takdir edilen aylık 300 TL iştirak nafakasının aylık 1.750 TL'ye yükseltilmesine ve her yıl ÜFE artış oranına göre arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk için takdir edilen aylık 300 TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500 TL'ye çıkarılmasına, takdir edilen iştirak nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2009/469 Esas 2011/209 Karar sayılı boşanma ilamıyla davacı ... adına hükmedilen 200,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 400,00 TL'ye çıkartılmasına, müşterek çocuk İshak adına hükmedilen 200,00 TL iştirak nafakasının aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına; davacı müşterek çocuk ... adına hükmedilen 200,00 TL iştirak nafakasının aylık 500,00 TL'ye çıkartılarak devamına, nafaka miktarlarının gelecek yıllarda hangi oranda artırılacağının hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne, davacı ...'nın yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, müşterek çocuk İshak adına iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine, aylık 200,00 TL iştirak nafakasının aynen devamına, davacı ... adına iştirak nafakasının artırılması talebinin reddine, Sakarya 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Arttırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından davalı ile kendisinin ortak çocukları için boşanma dosyasında belirlenen iştirak nafakalarının 900 TL olarak arttırılması talebi ile iştirak nafakalarının arttırılması davası açılmıştır. Mahkemece “Açılan davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren müşterek çocukların her bir için daha önce hükmedilen aylık 300 er TL lik nafakanın 200 er TL daha artırılarak aylık 500 er TL iştirak nafakası olarak devamına” karar verilmiş olup, hükmün taraflarca istinaf yoluna gidilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır....
Dosya kapsamı, mahkeme gerekçesi ve yapılan değerlendirmeye göre, Davacının, davalının kızı olduğu, Üniversite eğitimine devam ettiği, herhangi bir gelirinin ve malvarlığının bulunmadığı tespit edilmiştir. Toplanan delillerden, halen eğitimine devam etmekte olup yeterli geliri ve malvarlığı bulunmayan davacı yararına Türk Medeni Kanununun 328/2, 364/1 ve 365/2 maddesinde düzenlenen yardım nafakası koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davacının annesinin ve davalının dosya içine alınan bilgi ve belgelere göre sosyo-ekonomik durumu ile ekonomik göstergeler, TMK'nun 4. Maddesindeki hakkaniyet ilkesi nazara alındığında; mahkemece, davalı babanın öğrenim gören davacı kızına ödemesine karar verilen yardım nafakası hakkaniyete uygun olup, nafakanın arttırılması gerekmediğinden davacı tarafın nafaka miktarına ilişkin itirazları haklı bulunmamıştır....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair karar düzeltme nedenleri yerinde değildir. Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/1) kendiliğinden son bulur. ... olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde aylık 200 TL yardım nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece hükmün 1 numaralı bendinde davacı için reşit olmadan önce takdir edilen iştirak nafakasının artırılması şekilinde hüküm kurulmuş ve aylık 1.250.00 TL olan nafakanın 100.00 TL artırılarak 1350.00 TL çıkarılması ve bu miktarın davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, talep iştirak nafakası olarak isimlendirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakasının artırımı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, dava dilekçesinde; davalı ile...4. Aile Mahkemesi'nin 2005/640 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, bu kararla kendisi için aylık 100TL, müşterek çocuk ... için aylık 50TL nafaka bağlandığını; ancak, bu nafakanın da günümüz ekonomik koşulları sonucu yetersiz kaldığını belirterek; nafakanın artırılarak, yoksulluk nafakasının aylık 700TL' ye, iştirak nafakasının aylık 400TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TURGUTLU AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 20/02/2015 NUMARASI : 2013/874-2015/163 Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Hüküm altına alınan yardım nafakasının, iştirak nafakasının artırılması şeklinde karara geçirilmiş olması ve nafakanın iştirak nafakası olarak isimlendirilmiş olması sonuca etkili görünmediğinden bozma sebebi yapılmamıştır....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; önceki iştirak nafakası çocuğun ergin olması ile yasa gereği (TMK. Madde 328/1) kendiliğinden son bulur. Ergin olan çocuğun eğitiminin sürmesi halinde ise, TMK’nın 328/2 ve 364. maddeleri kapsamında anne-babanın bakım yükümlülüğü yardım nafakası olarak devam eder. Somut olayda da; davacı çocuk Didem, dava tarihi itibariyle ergin olup, kendi adına dava açtığına ve eğitimi devam ettiğine göre; istem, iştirak nafakasının artırılması değil, yardım nafakası niteliğindedir. Hukuki tavsifte yanılgıya düşülerek önceki nafakayı artırmak sureti ile hüküm kurulması isabetli bulunmamıştır....
Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, iştirak nafakası takdir edilirken; müşterek çocukların yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. (TMK. nun 330/1. maddesi). TMK.nun 176/4.maddesine göre de tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....