Aile Mahkemesi TARİHİ :10.04.2014 NUMARASI :Esas no:2012/865 Karar no:2014/318 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek eş tarafından, kadının davasının kabulü, tazminat miktarları, yoksulluk nafakası talebinin reddi, iştirak nafakasının miktarı, ziynetlerin kabulü, eşya iadesi talebinin reddi bakımından; davalı-karşı davacı kadın eş tarafından ise kocanın davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, velayet, reddedilen yoksulluk nafakası talebi ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA...
İstinaf Sebepleri 1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; tedbir-iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarları yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur. 2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminat takdiri yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur. C....
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı iştirak nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmayan davalının, esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı iştirak nafakası yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; davalının iştirak nafakası yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir. Davalı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
K.sayılı dosyası incelendiğinde; mahkemece, davalı lehine 175 TL yoksulluk, müşterek çocuk lehine 75 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edildiği, ... ....HD'nin 07.04.2011 tarih 2010/5305 E-2011/6129 K sayılı ilamı ile davacının tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden feragat etmesi hususu gözetilmeden davacı yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile hükmün bozulduğu, mahkemece bozmaya uyulduğu ve davacı kadın lehine yoksulluk nafakası talebinin reddedildiği, hükmün bu yönden ....02.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı her ne kadar yoksulluk nafakasının arttırımını talep etmiş ise de dava tarihi (06.08.2012) itibariyle daha evvel verilmiş bir nafaka hükmü yoktur. Ancak HMK'nun 33.maddesi gereğince, olayları açıklamak taraflara, hukuki niteleme ise hakime aittir....
Somut olayda kadının arttırılmasına karar verilen yoksulluk nafakası yıllık miktarının 60.000TL, iştirak nafakası yıllık miktarının ise 18.000TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 78.630,00TL TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir. Açıklanan nedenle, davalı erkeğin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddedilen bölümüne yönelik temyiz itirazları yersizdir. b-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk Aslan'ın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 20.05.2022 tarihli ve 2022/705 E, 2022/683 K. sayılı kararı ile; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi ve kusur durumu dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının az olduğu, dava dilekçesinde tazminatlara, yoksulluk nafakasına ve iştirak nafakasına faiz uygulanması talebi olmasına rağmen bu talep ile ilgili karar verilmemesinin hatalı olduğu, kadın tarafından iştirak nafakasına artış talebinde bulunulmamasına rağmen taleple bağlı kalmayarak iştirak nafakasının ÜFE oranında artışına karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; davacı kadın vekilinin, tazminatlara, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktarlarına faiz uygulanmamasına, davalı erkeğin ise iştirak nafakasına ÜFE oranında artış uygulanması yönündeki istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen bu kısımlar yönünden kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm tesisine, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuk Hamit'in yargılama sırasında reşit olması nedeniyle velayet ve iştirak nafakası hususlarında karar verilmesine yer olmadığına, kadın lehine takdir edilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde aylık 400,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın lehine 15.000,00 TL maddi, 15.000,00 TL manevi tazminata, erkeğin tedbir- yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, asıl davanın kabulünü, kadın yararına takdir edilen tedbir- yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatı, erkeğin tedbir- yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddini istinaf etmiştir....
Somut olayda; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında, takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup; mahkemece, iştirak nafakasının aylık 275,00 TL'ye çıkartılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı vekilinin iştirak nafakasının artırım oranına ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir. Yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanunu'nun 176/4.maddesi hükmüne göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına karar verilebilir. Bu hüküm gereğince, mahkemece iradın arttırılması için, ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerektirmesi icabetmektedir. Mahkemece, takdir edilen yoksulluk nafakası artırım oranı fazladır. Zira, dosya içeriğinden; tarafların Ereğli 2....
Açıklanan sebeple davacı erkeğin yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulü ile davalı kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir. Sonuç olarak; davalı kadının kusur belirlemesine, davacı erkeğin kusur belirlemesi, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ile tazminatlara yönelik istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulüne, tarafların sair istinaf taleplerinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Kaldırma sonrası yapılan yargılama sonunda, mahkemece ilk karardan farklı olarak davacı lehine 400,00 TL yoksulluk nafakası, TMK'nın 174/1- 2 maddesine göre 10.000,00'er TL maddi-manevi tazminata hükmedilmiş olup, bu karara karşı yine davacı istinafa başvurmayıp, davalı kararın tamamı yönünden istinafa başvurmuş, mahkememiz 09/12/2020 tarih, 2020/1565- 1946 kararı ile gerekçede çelişki nedeniyle ilk derece mahkemesinin kararı usulden kaldırılmıştır. İstinafa konu son kararda ise 166/1- 2, her çocuk için 250,00 TL tedbir-iştirak nafakası, 400,00 TL yoksulluk nafakası, 174/1- 2 maddesi uyarınca 10.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Yapılan son istinaf incelemesinde, mahkemenin, dairemizin iki kaldırma kararının gereği olan usulü eksiklikleri giderdiği görülmüştür....