Mahkemece, davacı kadın için aylık 500 TL yoksulluk nafakası, 27/06/2011 doğumlu olduğu anlaşılan ve velayeti anneye verilen müşterek çocuk Ali Efe için aylık 500 TL iştirak nafakası takdir edilmiştir. Değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun yaşı itibariyle ihtiyaçları, nafakaların niteliği dikkate alındığında takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakası azdır. Mahkemece TMK'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/04/2022 NUMARASI : 2021/1191 2022/293 DAVA KONUSU : İştirak ve Yoksulluk Nafakalarının Artırılması KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: tarafların Ankara 11. Aile Mahkemesi 2012/1093 E. 2013/898 K. Sayılı ilamı ile boşandıklarını, karar sonucu müşterek çocuk Şilan Dilek'in velayetinin davacı anneye verildiğini, müşterek çocuk yararına 150,00 TL iştirak nafakası bağlandığını, davacı yararına ise 200,00 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, davacının şu anda bir işte çalışmadığını, düzenli bir gelirinin olmadığını, geçen zamanda müşterek çocuğun büyüdüğünü ve giderlerinin arttığını, davacının bu giderlere tek başına yetişemediğini beyan ederek davanın kabulünü, müşterek çocuğun iştirak nafakasının 2.000,00 TL'ye çıkarılmasını, davacının yoksulluk nafakasının 2.000,00 TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: tarafların Ankara 11....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, boşanma nedeniyle manevi tazminat ve evlilik sırasında edinilen taşınmazların tapusunun iptali istemli olarak açılmıştır. Mahkemece yoksulluk nafakası ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş. Hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası koşulları oluşmuştur. Hâl böyleyken, yoksulluk nafakası isteminin reddine hükmetmek davacı kadın aleyhine yoksulluk nafakası yönünden kesin hüküm oluşturacaktır. Bir an için ileride koşulların değişmesi durumunda, davacı kadının tekrar yoksulluk nafakası isteyebileceği düşünülse dahi bu kez de zamanaşımı (TMK m. 178) sorunu gündeme gelecek ve sonuçta davacı kadının hakkı ağır şekilde zarar görmüş olacaktır. Bu durumda, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi hukuka uygundur. Diğer yandan, yoksulluk nafakasının ödenmesine davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihten itibaren hükmedilmesi, somut olayın özelliği ve hakkaniyet kurallarına (TMK m. 4) göre isabetli olmuştur....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma davasının yapılan yargılaması sonucu mahkemece; davacı kadın lehine 30.000,00 TL maddi tazminat (TMK m.174/1), 400,00 TL yoksulluk nafakası (TMK m. 175) ve velayetleri davacı anneye bırakılan ortak çocuklar yararına 400,00'er TL iştirak nafakasına (TMK m. 182/2) hükmedilmiş, verilen bu kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 23.11.2016 tarih 2015/20547 Esas - 2016/15133 Karar sayılı ilamı ile, davacı kadın lehine hükmolunan maddi tazminat ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakalarının az olduğu gerekçesiyle hüküm bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda verilen ikinci kararla, davacı kadın lehine 80.000,00 TL maddi tazminat ile "iş bu karar kesinleştikten sonra" aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakası ve ortak çocuklar yararına aylık 1.500,00 'er TL iştirak nafakasına karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinde görülen velayet davasında davacı ve müşterek çocuk ... için aylık 150'şer TL tedbir nafakası takdir edildiğini, her iki davada da yoksulluk ve iştirak nafakası haklarını saklı tuttuklarını ileri sürerek; kendisi ile müşterek çocukları ... için aylık 1000'er TL yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı; davacı ile aralarında görülen boşanma davasının derdest olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin yerinde olmadığını, ayrıca müşterek çocukları olan ...'ün yanında kalması nedeniyle iştirak nafakası talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
(TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı yönünden hükmedilen nafakanın yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi ve müşterek çocuk yönünden hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna uygun olmayan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1 nolu bendinde yer alan “...karar kesinleşmesine binaen yoksulluk nafakası olarak devamına..." ifadesinin ve 2 nolu bende yer alan "iştirak nafaka" ifadelerinin çıkarılarak yerine "...tedbir nafakası..." ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 15.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumlarına göre, davacının sabit ve düzenli geliri olmadığı dikkate alındığında ilk derece mahkemesi tarafından davacı lehine yoksulluk nafakası takdir edilmesinin yerinde olduğu kanaatine varıldığından davalı erkeğin yoksulluk nafakası takdirine ve ilk derece mahkemesi tarafından hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı az olduğundan yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin reddine kadının miktara yönelik istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6 nolu bendinin yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, davacı kadın için kararın kesinleştiği tarihten itibaren başlamak üzere aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası takdiri ile her ay davalı erkekten tahsil edilerek davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı nafaka artırım miktarlarının oldukça az olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; yoksulluk nafakası artırım talebine ilişkin reddedilen kısım yönünden verilen kararın 6100 sayılı HMK'nun 341/2 maddesi gereğince, kesin nitelikte olup, bu durumda, davacının kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, HMK'nun 341/2.maddesi gereğince, davacının yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerektiği, iştirak nafakası artırım miktarına yönelik istinaf başvurusunun ise, yerel mahkemece tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, nafakanın bağlandığı tarihten itibaren aradan geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında müşterek çocuk yararına takdir edilen iştirak nafakasının artırım miktarında bir isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin iştirak nafakası artırım miktarına yönelik...
Temyiz Sebepleri Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince tarafların boşanmalarına dair verilen kararı bir itirazı olmadığı, herhangi bir geliri olmadığı, ayda 250.00 TL nafaka ödeyecek maddî gücü olmadığı, geliri olmadığı için aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdir edilmesinin de hatalı olduğu, belirtilerek yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, davalı erkek aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdir edilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. 2....