Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı lehine iştirak nafakası ödediği çocuğun reşit olduğunu ve çalışmaya başladığını ileri sürerek hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasını ve davalıya çocuğun çalışmaya başladığı tarihten itibaren ödememiş olduğu nafakaların iadesini talep etmektedir. TMK. 182/2. Maddesinde; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.” denilmektedir. Ayrıca kanunun 327- 334 maddeleri arasında ebeveynlerin mali yükümlülükleri düzenlenmiştir. İştirak nafakası çocuk reşit oluncaya kadar veli olan ebeveyne çocuğun giderlerine katkı amacıyla ödenen bir nafakadır. Çocuk 18 yaşını ikmal ettiğinde reşit olduğundan velininde velayet hakkı kalkar. Bu durumda hükmedilmiş olan iştirak nafakası da mahkeme kararına gerek olmaksızın kendiliğinden ortadan kalkar. Davacının iştirak nafakası talebi yönünden devam eden bir iştirak nafakası bulunmamaktadır. Bu talep yönünden karar verilmesine yer bulunmamaktadır....

Bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesinde; müşterek çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında iştirak nafakası miktarının az olduğu anlaşıldığından iştirak nafakası miktarına yönelik erkeğin istinaf talebinin reddine, iştirak nafakası miktarına yönelik kadının istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 2 nolu bendinin iştirak nafakası yönünden kaldırılmasına, müşterek çocuk için kararın kesinleştiği tarihten itibaren aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının her ay erkekten tahsil edilerek kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verildiği belirtilmesine rağmen hüküm kısmında tarafların "İştirak nafakasına" yönelik istinaf talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....

    Ortak çocuk Yiğitcan'ın velayeti babaya verildiği ve yararına iştirak nafakasına hükmolunmadığı halde bu çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olduğundan bahisle bozma kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca davacı-davalı kadın, dava dilekçesi ile ortak çocuk Efekan için 250 TL iştirak nafakası talep ettiği ve ilk derece mahkemesince Efekan yararına taleple bağlı kalınarak 250 TL iştirak nafakasına hükmolunduğu halde bu çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının az olduğundan bahisle bozma kararı verilmesi de doğru olmamıştır (HMK md.26)....

      Bu durumda, mahkemece davacı-davalı anne aleyhine verilen iştirak nafakasının aylık 150 TL' yi geçmeyecek şekilde taktir edilmesi gerekirdi. Bu sebeple, mahkemenin son kararında, davacı-davalı anne lehine oluşan usuli kazanılmış hakkı dikkate almayarak daha fazla iştirak nafakasına hükmetmesi usule uygun olmamıştır. Hal böyle iken, sayın çoğunluğun, usuli kazanılmış hakka uyulmayarak verilen iştirak nafakasının dahi az olduğu yönündeki görüşünün, usul ve yasaya uygun olmadığını düşünüyorum. Yukarıda açıklanan sebeple , temyiz edilen hükmün iştirak nafakası yönünden davacı-davalı anne lehine bozulması gerekirken, aleyhine bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

        ALACAKLININ TEMİNATIN TAMAMININ İADESİ VEYA AZALTILMASI TALEBİNİN DE REDDİNE..." şeklinde karar verilmiştir....

          Tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, , müşterek çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları nazara alındığında hükmedilen aylık 550,00 TL iştirak nafakasının dosya kapsamına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine uygun olduğu değerlendirilmiş, davacının nafaka miktarına yönelen istinafının reddine karar vermek gerekmiştir. Yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden yapılan değerlendirmede ise gerek müşterek çocuk için davalı lehine Ankara 20. Aile Mahkemesince bağlanan iştirak nafakasının kaldırılması talebi, gerekse de davacı lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi talebi, velayet talebinin ferileri mahiyetindedir. Bu itibarla davacı lehine iştirak nafakasına hükmedilmesi, aleyhine mevcut olan iştirak nafakasının kaldırılması davacı lehine ayrı vekalet ücreti takdirini gerektirmez....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki iştirak nafakasının kaldırılması-icra takibinin durdurulması-menfi tespit davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, müşterek çocuk ... lehine iştirak nafakası bağlandığını, müşterek çocuğun 05.02.2013 tarihinde reşit olduğunu ileri sürerek, iştirak nafakasının kaldırılmasını ve hakkında yapılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Toplanan delillerden; tarafların 10.9.2013 tarihinde boşandıkları, 2008 doğumlu müşterek çocuk Tayfur'un velayetinin davalı-davacı anneye bırakıldığı ve müşterek çocuk yararına 200 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, iştirak nafakasının artırılmasına yönelik işbu davanın ise 24.12.2014 tarihinde açıldığı, mahkemece iştirak nafakasının aylık 750 TL'ye yükseltildiği anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarında ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarında meydana gelen değişikliğe göre, takdir edilen iştirak nafakası çoktur. Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakasının Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Tarafların Sarıyer Aile Mahkemesinin 2007/634 Esas 2007/764 Karar sayılı ilamıyla anlaşmalı boşandıkları; söz konusu karar ile ortak çocuk lehine yıllık 50.000,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının her yıl protokolde belirtilen şekilde %20 oranında arttırılarak devamına karar verildiği; kararın 22.10.2007 tarihinde kesinleştiği, iştirak nafakasının azaltılması talebiyle açılan iş bu davanın 13.10.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Yapılan incelemede, eldeki dava tarihi itibarıyla iştirak nafakasının azaltılmasını gerektirir koşulların oluşmadığı anlaşılmaktadır....

                Davada; davacının, davalının kızı olduğu, önceki iştirak nafakası olan 85 TL'nin davacının reşit olması nedeniyle son bulduğu, davacının eğitiminin devam ettiği, davacıya ait önceki 85 TL iştirak nafakasının 750 TL'ye yükseltilmesini talep etmiş, mahkemece önceki iştirak nafakasının 220 TL yükseltilerek hüküm kurulmuş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Somut olayda; davacı dava tarihinde ... olup, üniversite eğitimine devam etmektedir. İstenen nafaka yardım nafakasıdır. Önceki iştirak nafakası son bulmuştur. Mahkemece müstakil 220 TL yardım nafakasına hükmolunması gerekirken önceki sona eren iştirak nafakasının artırılması suretiyle hüküm kurulması doğru değil ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 1.fıkrasındaki "iştirak" ibaresi çıkartılarak yerine "yardım" ibaresi eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 22.11.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu