Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Müdürlüğü'nün 2015/5795 Esas sayılı takip dosyasında velayeti anne ...’a verilen müşterek çocuk ... alacaklı sıfatı ile ilam gereği birikmiş iştirak nafakası talebinde bulunmuştur. O halde, yukarıda açıklandığı üzere iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece taleple bağlı kalınarak takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı dava dilekçesinde; davalı ile... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/677 Esas- 2010/437 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocuk lehine 100 TL iştirak nafakası bağlandığını, hükmedilen nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, iştirak nafakasının 300 TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile 100 TL iştirak nafakasının 200 TL artırılarak 300 TL'ye çıkarılması cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....

      Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; müşterek çocuk ... için hükmedilen 140 TL iştirak nafakasının 230 TL'ye, ... için hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının 230 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katkıda bulunması gerekir. Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana-baba tarafından müşterek karşılanması da ilke olarak kabul edilmiştir (TMK. 327 md.). Bu nedenledir ki, iştirak nafakasının çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana-babanın mali durumları da gözetilerek takdiri gerekir. Somut olayda, müşterek çocuk ... 1999 doğumlu,... ise 2006 doğumlu olup, öğrenci oldukları üzerinde bir uyuşmazlık yoktur....

        İcra emrinde ... tarihinden itibaren nafaka talep edilmiş ise de, ilam ... tarihinde kesinleşmiş olmakla, bu tarihten itibaren iştirak nafakası talep edilebileceğinden 2 aylık nafaka yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velâyetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-İştirak Nafakasının Kaldırılması-Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından reddedilen velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacının reddedilen velayetin değiştirilmesi davası ve iştirak nafakası yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Velayetin düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 382/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz. (HMK m.362/1-ç)....

            Şti.'' yetkililerinin sahte fatura düzenlemek suçuna iştirak ettiği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın suçlamayı kabul etmemesi ve sanık hakkında düzenlenen vergi tekniği ve vergi suçu raporlarında sanığın sahte fatura düzenleme suçuna ne şekilde iştirak ettiklerinin belirtilmemesi karşısında, gerçeğin ve iştirak iradesinin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için; faturaları kullanan kişi ya da şirket yetkilileri dinlenip, sanığı tanıyıp tanımadıkları, faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıkları ve faturaların verilmesine sanığın iştiraki olup olmadığı konusunda beyanlarının alınması, gerekli görülmesi halinde, düzenlenen faturalardaki yazı ve imzaların sanık ...’ye ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca muhasebecilik mesleği gereği olarak verilen hizmet kapsamında sanığın mükellef şirketin beyannamelerini vermek...

              Davada, davalı babadan aylık 750,00 TL iştirak nafakasının tahsili talep ve dava edilmiş, davalı nesebi reddi davası açtığını, bekletici mesele yapılması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, küçüğün tarafların çocuğu olarak nüfusa tescil edildiğinden sözedilerek davanın kısmen kabulü ile yıllık 225,00 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; taraflar arasındaki boşanma davası sırasında doğan küçüğün velayeti ile ilgili bir talep olmadığı ve karar verilmediği, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra davalı tarafından nesebin reddi davası açıldığı ve derdest olduğu anlaşılmaktadır. Davacı kadının iştirak nafakası isteği, velayetin kendisine verilmesi isteğini de kapsar. Bu husus yerine getirilmeden ve daha önce de verilmiş bir karar bulunmadığından, velayet düzenlenmeden iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru değildir....

                Mahkemece, tarafların müşterek çocuğu Deniz Nur'un İlköğretim 8.sınıf öğrencisi olduğu, Temmuz 2010 tarihi itibariyle iştirak nafakasını davalının aylık 282 TL'ye yükselttiği, davacının aldığı ücretin davalıdan daha yüksek olduğu, çocukların iaşe ve ibatesinden baba kadar annenin de sorumlu olduğu, küçüğe bağlanan ve davalı tarafından ödenmekte olan iştirak nafakası miktarının küçüğün yaşı ve ihtiyaçları ile uyumlu olduğu, talep edilen iştirak nafakası miktarının davalının ekonomik gücünün üzerinde olduğu gerekçesi ile dava reddedilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davalının iştirak nafakasını endeks oranında kendiliğinden arttırması ve cevap dilekçesindeki artışa dair irade beyanı nafakayı arttırmanın gerekliliğini kabul ettiğini göstermektedir. Nafaka takdirinden bu yana geçen süre ve bu arada eğitim giderinin arttığı da bir gerçektir....

                  Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsilini talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince ortak çocuk yararına aylık 1.200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, işbu kararın kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile ortak çocuk yararına aylık 800,00 TL iştirak nafakasına ve iştirak nafakasına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında artış uygulanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Dosya içeriğine göre davacının reddedilen ve temyize konu edilen iştirak nafakası talebinin yıllık toplam miktar 8.400,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır....

                    Mahkemece, hüküm altına alınması istenilen iştirak nafakasının "karar tarihinden itibaren aylık 200 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına " şeklindeki hükmü anılan İBK'na ve Yerleşik Yargıtay Kararlarına aykırıdır. Ancak, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün birinci paragrafındaki "...karar tarihinden itibaren aylık 200 TL tedbir, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına..." ifadeleri çıkartılarak yerine "dava tarihinden itibaren aylık 200 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadeleri yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA 17.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu