WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı 20/02/2020 havale tarihli istinaf dilekçesi ile özetle, tarafların anlaşmalı boşandığını, davacının anlaşmalı boşanma protokolünde iştirak nafakası talep etmediğini ancak boşanmadan sonra çalışmadığı ve herhangi bir geliri olmadığından, üç çocuğa bakmakta zorlandığını iştirak nafakasının kamu düzenine ilişkin olduğunu, bu sebeple hakimin, velayet hakkı sahibi talepte bulunmamış olsa dahi iştirak nafakasına hükmedebileceğini, boşanma davalarından sonra da bağımsız bir dava ile iştirak nafakası talebinde bulunmanın mümkün olduğunu, iştirak nafakasının boşanma davasında talep edilmemesinin o hakkı ortadan kaldırmayacağını, açıklanan sebeplerle; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. HUKUKİ SEBEP, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava; anlaşmalı boşanma sonrasında açılan iştirak nafakası istemine ilişkindir....

in her biri için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 75,00 TL nafakanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Davalı vekilinin iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarına gelince; TMK.'nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....

    Davacı dava ve cevaba cevap dilekçesinde müşterek çocuğun yatılı öğrenci yurdunda kaldığını, yurt giderlerinin kendisi tarafından ödendiğini, hesap hareketleri incelendiğinde ödenmesi gereken nafaka bedellerinin bir kısmının davalının hesabına yatırıldığını, geri kalan kısmının ise müşterek çocuğun yurt aidatı, harçlık sair giderleri için yurt görevlisinin hesabına yatırıldığını beyan etmiş, bu hususlara ilişkin delillerini dava dilekçesinde göstermiş, hesap hareketlerini de dosyaya sunmuştur. Mahkemece davacının iştirak nafakası haricinde kendiliğinden çocuk için yapmış olduğu yurt giderleri ve harici giderlerin iştirak nafakasından mahsup edilmesini talep edilemeyeceği, bu konuda davalı anne ile yapılmış bir anlaşmanın bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

      nun 370/2.maddesi anlamında; "Hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından hükmün 3 .fıkrasında yeralan "...iştirak nafakasının 600 TL yükseltilerek ..." ifadelerinin çıkarılarak, yerine "...iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren 600 TL ye yükseltilerek ..." ifadelerinin yazılması sureti ile hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 07.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        davanın kabulü ile iştirak nafakasının 250 TL artırılarak 750 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        Bu madde uyarınca, ilamda hüküm altına alınan iştirak nafakasının alacaklısı, müşterek çocuk olmayıp, velayet hakkı kendisine verilen eştir. Velayet hakkı küçüğün reşit olması ile sona ereceğinden, bu tarihte iştirak nafakasının da sona ereceği tabiidir. TMK'nun 328. maddesinde, anne ve babanın çocuğuna bakma mükellefiyetinin onun reşit olmasıyla sona ereceğinin, küçük reşit olduktan sonra eğitimine devam ediyorsa bu takdirde, yeni bir dava açarak yardım nafakası talebinde bulunabileceği açıklanmıştır. Somut olayda; iştirak nafakası alacaklısı T3 11.11.2000 doğumlu olup 11.11.2018 tarihinde 18 yaşını ikmal ederek reşit olduğundan, bu tarihte iştirak nafakası son bulmuştur....

        Davalı kadın tarafından 23.07.2004'de açılan dava ile müşterek çocuklar lehine ayrı ayrı 40 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Daha sonra davacı koca 25.01.2005 tarihinde çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının kaldırılması talebi ile dava açmış mahkemece dava kabul edilmiş, ne var ki bu gerekçeli karar taraflara usulüne uygun tebliğ edilmemiş ve karar kesinleşememiştir. Son olarak davacı kadın tarafından 22.02.2012'de açılan dava ile çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının ayrı ayrı 300 TL'ye arttırılması talebi ile açılan davada mahkemece davanın kısmen kabulüne nafakaların ayrı ayrı 100 TL'ye arttırılmasına karar verilmiş ve iş bu karar 21.06.2012 tarihinde kesinleşmiştir....

          Aile Mahkemesinin 2013/461 esas, 2013/488 karar sayılı ilamı ile müşterek çocuk Elif için hükmedilen aylık 400,00 TL iştirak nafakasının dava tarihi 23.11.2022 tarihinden itibaren aylık 1.250,00 TL'ye ARTTIRILMASINA, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tayin olunan iştirak nafakasının karar kesinleşme tarihi itibariyle gelecek yıllardaki her yıl dönem başlarından itibaren TÜİK 12 aylık ortalamalara göre yıllık ÜFE endeksi artış oranında kendiliğinden arttırılarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, "karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; iştirak nafakası taleplerinin tam kabulü gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış iştirak nafakası arttırımı istemine ilişkindir....

          ın sahte belge düzenlediği ve bu şekilde elde ettiği komisyon gelirini kayıt ve beyan dışı bırakarak vergi kaybına yol açtığı hususu sübuta ermeden, sahte belge düzenleme eylemine iştirak ettiğinden bahisle davacı adına kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle Vergi Mahkemesi tarafından verilen kabul kararına yönelik davalı idare istinaf başvurusunun reddine karar verilmişse de; yukarıda da belirtildiği üzere davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edilip edilmediğinin, asıl borçlu mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğinden Bölge İdare Mahkemesince öncelikle davacının iştirak halinde bulunduğu mükellefin sahte fatura ticareti faaliyetinde bulunup bulunmadığı (iştirak edilen fiil nedeniyle yapılan tarhiyatlara karşı açılmış dava varsa dikkate alınarak), bulunmuş ise davacının bu fiile iştirak edip etmediği hususu hakkında değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir....

            nin sahte belge düzenlediği ve bu şekilde elde ettiği komisyon gelirini kayıt ve beyan dışı bırakarak vergi kaybına yol açtığı hususu sübuta ermeden, sahte belge düzenleme eylemine iştirak ettiğinden bahisle davacı adına kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kabul edilerek Mahkeme kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının kaldırılmasına davanın kabulüne, dava konusu vergi ziyaı cezalarının kaldırılmasına karar verilmişse de; yukarıda da belirtildiği üzere davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edilip edilmediğinin asıl borçlu mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğinden Bölge İdare Mahkemesince öncelikle davacının iştirak halinde bulunduğu şirketin sahte fatura ticareti faaliyetinde bulunup bulunmadığı (iştirak edilen fiil nedeniyle yapılan tarhiyatlara karşı açılmış dava varsa dikkate alınarak), bulunmuş ise davacının bu fiile iştirak edip etmediği hususu hakkında değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir...

              UYAP Entegrasyonu