Birleşen dava ise Şenay, Büşra ve Nurcan için takdir olunan yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir. Somut olayda davacı, davalılardan Nurcan'ın reşit olduğu tarihte iştirak nafakasının kalkmış olduğunun tespitini veya bu nafakanın indirilerek yardım nafakası olarak devamına karar verilmesini istemiştir. Dava tarihi itibariyle açılmış ve hükmolunan yardım nafakası bulunmadığı halde, iştirak nafakasının indirilerek yardım nafakası olarak devamı doğru değildir. TMK 328/1. maddesinde; “ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder” düzenlemesi yer almaktadır. İştirak nafakası çocuğun reşit olması ile kendiliğinden sona erer. Bu nedenle mahkemece davalılardan Nurcan yönünden iştirak nafakasının sona erdiğinin tespiti gerekirken yanılgılı değerlendirme ile "...davalı birleşen dosyada davacı N.. Ş.. için bağlanan aylık 500,00 TL iştirak nafakasının aylık 225,00 TL'ye indirilmesiyle aylık 225,00 TL yardım nafakasının N.. Ş..'ndan alınarak N.....
Bu şekilde dava sonunda mahkemenin davacının taleplerinden hangilerinin kabul edildiği, davalının neye göre mahkum edildiği tereddütsüz şekilde anlaşılmalıdır. Biçim koşullarının getiriliş amacı, hükmün açıklığı ve anlaşılırlığı kadar infaz kabiliyetini de sağlamaktır. Aksi hâl, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır ve dava içinden yeni davaların doğmasına neden olur. Somut olayımızda, davacının davada, iştirak nafakasının kaldırılmasını ve dava tarihine kadar davalı tarafa ödenmiş olan toplam 22.149,00 TL iştirak nafakalarının iadesini talep ettiği hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak mahkemece hüküm kısmında iştirak nafakasının hangi tarihten itibaren kaldırıldığı belirtilmediği gibi davacının iade talebini karşılar şekilde olumlu veya olumsuz bir hüküm de tesis edilmemiştir....
Buna bağlı olarak; çocuğun ergin olması ile iştirak nafakası kendiliğinden sona erdiğinden, davacının, kanun gereği kendiliğinden sona eren iştirak nafakasının kaldırılması talebi ile dava açmasında hukuken korunmaya değer menfaati, diğer bir ifade ile bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Diğer taraftan, kanun gereği çocuğun ergin olması ile kendiliğinden sona eren iştirak nafakası nedeniyle davacı hakkında takip bulunması halinde dahi, davacının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 16. maddesi uyarınca şikayet yoluna başvurma imkanının bulunduğu, diğer bir ifade ile bir hakkın, mahkeme kararına gerek olmaksızın, başka bir yolla ve aynı ölçüde güvenli olarak elde edilebilmesinin mümkün olduğu, bu durumda o hakla ilgili olarak dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığı açıktır....
TMK' nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek ve davacı tarafın ve müşterek çocuğun ihtiyaç durumu dikkate alınarak bir miktar tedbir, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası takdirine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "Davacının davasının boşanma yönünden kabulü ile, tarafların TMK'nın 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, tarafların müşterek çocukları olan 23/08/2012 Akçaabat doğumlu T.C. kimlik numaralı Rana Aydın'ın velayetinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile küçük çocuk arasında şahsi ilişki ilişki tesisine, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere müşterek çocuk Rana Aydın lehine 750,00.-TL tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesine kadar davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, hükmün kesinleşmesinden sonra nafakanın aynı miktarda (750,00.-TL) iştirak nafakası olarak devamına, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı kadın lehine aylık 400,00....
bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğinden Bölge İdare Mahkemesince öncelikle davacının iştirak halinde bulunduğu şirketin sahte fatura ticareti faaliyetinde bulunup bulunmadığı (iştirak edilen fiil nedeniyle yapılan tarhiyatlara karşı açılmış dava varsa dikkate alınarak), bulunmuş ise davacının bu fiile iştirak edip etmediği hususu hakkında değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir....
Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Davacı adına, ... İnşaat Pazarlama Dağıtım Nak. San. Tic. Ltd. Şti'nin sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle 2017/Ocak-Aralık dönemlerine ait katma değer vergisi üzerinden bir kat kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesi'nin … tarih, E:…, K: … sayılı kararıyla dava konusu dönemlere ilişkin olarak, ... İnş. Paz. Nak. San. Tic. Ltd....
Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Davacı adına, ... İnşaat Pazarlama Dağıtım Nak. San. Tic. Ltd. Şti'nin sahte belge düzenleme fiiline iştirak ettiğinden bahisle 2016/Ocak-Aralık dönemlerine ait katma değer vergisi üzerinden bir kat kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesi'nin … tarih, E:…, K:… sayılı kararıyla dava konusu dönemlere ilişkin olarak, ... İnş. Paz. Nak. San. Tic. Ltd....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Dava dilekçesinde davacı-k.davalı iştirak nafakasının azaltılmasını, davalı-k.davacı iştirak nafakasının arttırılmasını istenilmiştir. Mahkemece azaltılma davasının reddine; arttırma davasının kısmen kabulüne; iştirak nafakası 600 TL takdiri cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı-k.davalı vekili dilekçesinde; 500 TL olan iştirak nafakasının 200 TL'ye indirilmesini talep etmiştir.Davalı-k.davacı vekili dilekçesinde; davanın reddini ve k.davalarının kabulü ile aylık ödenen 500 TL iştirak nafakasının 750 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davacı-k.davalının nafakanın indirilmesi talebinin reddine, davalı-k.davacının davasının kısmen kabulüne; iştirak nafakasının 600 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiştir....
ın sahte belge düzenlediği ve bu şekilde elde ettiği komisyon gelirini kayıt ve beyan dışı bırakarak vergi kaybına yol açtığı hususu sübuta ermeden, sahte belge düzenleme eylemine iştirak ettiğinden bahisle davacı adına kesilen vergi ziyaı cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle kabul edilip, Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, dava konusu vergi ziyaı cezalarının kaldırılmasına karar verilmişse de; yukarıda da belirtildiği üzere davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edilip edilmediğinin asıl borçlu mükelleften bağımsız olarak değerlendirilmesi gerektiğinden Bölge İdare Mahkemesince öncelikle davacının iştirak halinde bulunduğu şirketin sahte fatura ticareti faaliyetinde bulunup bulunmadığı (iştirak edilen fiil nedeniyle yapılan tarhiyatlara karşı açılmış dava varsa dikkate alınarak), bulunmuş ise davacının bu fiile iştirak edip etmediği hususu hakkında değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekmektedir....
Şti unvanlı şirket tarafından keşide edilen çekleri tahsil eden davacı tarafından, adı geçen şirketin sahte belge düzenleme fiiline iştirak edildiğinin, her türlü şüpheden uzak olacak biçimde ortaya konulamadığı, rapordaki tespitlerin davacı tarafından sahte belge düzenleme fiiline iştirak edildiğinin kabulü için yeterli olmadığı anlaşıldığından dava konusu olan vergi ziyaı cezalarında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılmasına karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacının iştirak ettiği ileri sürülen sahte belge düzenleme fiilini işlediği iddia edilen ......