Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, açılan davada önce menfi tespit talebi ile takibin iptali talebi tefrik edilerek, takibin iptali talebi ayrı bir esasa kaydedilmiş ve temyize konu eldeki davada takibin iptali talebiyle ilgili, yapılan yargılama sonucu belitildiği şekilde karar verilmiştir. Dosya kapsamından, açılan davanın 2004 sayılı İİK'nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit davası olduğu anlaşılmaktadır. Bu davalara Asliye Hukuk Mahkemeleri bakmakla görevlidir. Menfi Tespit davasının davacı lehine sonuçlanması durumunda, icra takibi derhal durur ve bu hükmün kesinleşmesi ile icra takibi iptal edilir. Dolayısıyla, takibin iptali istemi menfi tespit davasının içinde olan bir taleptir. Her iki talebin ayrı dava konusu olarak görülüp; tefrik kararı ve ardından da görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

    Mahkemece davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir Taraflar arasındaki uyuşmazlık, icra takibinin itiraz ile durması üzerine, itirazın iptali davası açılmadan önce borçlunun menfi tespit istemekte hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davalı alacaklı kira alacağının tahsili için davacı hakkında icra takibi başlatmış, davacı tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine de icra takibi durmuştur. İtirazın iptaline yönelik herhangi bir dava açılmamış iken davacı borçlu tarafından menfi tespit istemi ile 09/03/2011 tarihinde işbu dava açılmış, davalı alacaklı ise 25/08/2011 tarihinde itirazın kaldırılması ve tahliye istemi ile ayrı bir dava açmıştır. İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi hükmü gereğince borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir....

      Davacı talepleri değerlendirildiği iş bu dava ile ---- Asliye Ticaret Mahkemesinin ----Esas ----Karar sayılı dosyasına konu uyuşmazlık yönünden ayrıca menfi tespit talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle, alacaklı tarafından itirazın iptali davası açıldıktan sonra borçlu olan davacı ----tarafından menfi tespit davası açılmıştır. Alacaklının, itirazın iptali davası açmasından sonra, borçlunun menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoktur....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki Menfi Tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davalı İZSU 2560 sayılı Kanunun 21.maddesi gereğince, anılan kanunda tanımlanan görevleri kapsamında taşınmaz malları, tesisleri, işlem ve faaliyetleri açısından her türlü vergi resim ve harçtan muaf değildir. Dava konusu uyuşmazlık menfi tespit istemine ilişkin olup, davalı İZSU'nun harçtan muafiyeti söz konusu değildir. Davalı İZSU Genel Müdürlüğünün, temyiz dilekçesi temyiz defterine kaydedilmiş ise de, harçların yatırıldığına dair makbuza dosya içerisinde rastlanılamamıştır....

          Davacı tarafça daha sonra menfi tespit davası açılmıştır.Ancak bunun öncesinde yapılan takip nedeniyle itirazdan dolayı ... tarafından İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2023/264 E.sayılı dosya ile dosyamız davacısı aleyhine itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Davacının menfi tespit davasının elektriğin kesilmemesine dair ihtiyati tedbir kararı sonrası tedbirin kaldırılmaması için süresinde açıldığı gözetildiğinde ,itirazın iptali davası varsa da aynı tahakkuk nedeniyle tedbir sonrası menfi tespit davası açılmasında davacının hukuki yararının bulunduğu açıktır. Bu sebeple itirazın iptali davası mevcutken aynı tahakkuk açısından açılan menfi tespit davasında davacının hukuki yararının bulunmadığı neden gösterilerek davanın reddine karar verilmesi usul ve hukuka uygun bulunmamıştır. Her iki davanın birleştirilmesi hususunun da usul ekonomisi açısından değerlendirilmesi gerekir....

            Mahkemece, asıl dava olan çek iptali davasında 7 adet çekten üçünün davalıda olması nedeniyle 4 çekin iptaline, konusu kalmayan davalı elindeki üç çekten dolayı karar verilmesine yer olmadığına, birleşen menfi tespit davasına konu çeklerdeki imzanın davacıya ait olmaması nedeniyle menfi tespit davasının kabulüyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş olup, hüküm asıl davanın müdahili ve menfi tespit davasının davalısının vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Çek iptali davalarının meşru hamil tarafından açılması mümkün olup, asıl davada aktif dava ehliyeti bulunmayan keşidecinin açtığı çek iptali davası üzerine dört adet çekin iptaline karar verilmesi doğru değil ise de temyiz edenin sıfatına göre temyiz isteminde hukukî yarar bulunmadığından bu yöne ilişkin temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı vekilinin üç çeke ilişkin menfi tespit davasına yönelik temyiz istemine gelince, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici...

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin, takibe koydukları ilam vekalet ücretinin, takip kesinleşmemiş olması nedeniyle takibin iptaline karar verdiğini, takibe dayanak ilamın menfi tespit davasına ilişkin olduğunu, menfi tespit davalarında ilam ücretinin talebi için kararın kesinleşmesine gerek olmadığını, buna ilişkin özel bir hüküm bulunmadığını, bu nedenle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkemenin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit davasının reddine ilişkin ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağı iddiasıyla takibin iptali istemine ilişkindir. Sakarya 2....

              Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim ayni ilkeler HGK. 2010/19 E. - 123 E. - 154 K., 2011/13- 576 E. - 747 K., 2011/19- 622 E. - 2012/9 K. Sayılı kararlarında da benimsenilmiştir.YARGITAY 3....

              Yapılan bir icra takibine itiraz üzerine, alacaklı tarafından “itirazın iptali” davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar, itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından borçlunun, itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Nitekim ayni ilkeler HGK. 2010/19 E. - 123 E. - 154 K., 2011/13- 576 E. - 747 K., 2011/19- 622 E. - 2012/9 K. Sayılı kararlarında da benimsenilmiştir.YARGITAY 3....

              Davacı/borçlu vekili tarafından icra takibine itirazdan önce 07.10.2013 tarihli dilekçe ile eldeki menfi tespit davası, ardından da davalı/alacaklı vekilince 25.10.2013 tarihli dilekçe ile itirazın iptali davası açılmıştır. İtirazın iptali davasında mahkemece 18.12.2014 tarihinde davanın kabulü ile, davalı borçlunun Konya 10. İcra Dairesinin 2013/9556 E. sayılı dosyasına yaptığı itirazın 29.500,00TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir. 21. Bu aşamada menfi tespit davası ile itirazın iptali davası arasındaki hukuki ilişkinin ortaya konulması gerekmektedir. 22. İtirazın iptali davasından önce menfi tespit davası açılması durumunda sonra açılacak itirazın iptali davasında hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Menfi tespit davası sonucunda (davanın reddi) alınan kesin hüküm itirazın iptali davası açılmaksızın icra takibinin devamını sağlamayacaktır....

                UYAP Entegrasyonu