Feshin geçersizliği ve işe iade davasının alt ve asıl işveren ilişkisinde, her iki işverene birlikte açılması halinde, davacı işçi alt işveren işçisi olup, iş sözleşmesi alt işveren tarafından feshedildiğinden, feshin geçersizliği ve işe iade yükümlülüğü alt işverenin olduğu açıktır. Asıl işverenin iş ilişkisinde sözleşmenin tarafı sıfatı bulunmadığından, asıl işverenin işe iade yönünde bir yükümlülüğünden sözedilemez. Asıl işverenin işe iade kararı sonrası işçinin işe başlamak için başvurması ve alt işverenin işe almamasından kaynaklanan işe başlatmama tazminatı ile dört aya kadar boşta geçen süre ücretinden İş Kanununun 2/6. maddesi gereği alt işverenle birlikte sorumluluğu bulunmaktadır. Dosya kapsamına göre davacının 01/03/2011-31/10/2011 tarihleri arasında davalıdan ihale ile iş alan ... Grup Güvenlik ve Koruma Hizmetleri Ltd. Şirketinde çalıştığı esnada iş sözleşmesinin feshedildiğini, davacının ... 4. İş Mahkemesinin 2011/989 Esas sayılı dosyasında ......
Davalı Bilge Koruma şirketi cevap dilekçesinde özetle: Davacının iş akdinin sona ermesi sonrası işe iade davası açtığını, davanın haksız olarak aleyhlerine sonuçlandığını, ancak davacının işe iade kararı sonrası işe davet edildiğini, buna karşın davacının işe başlamayı reddettiğini, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ GEREKÇE ÖZETİ ve KARARI : İlk Derece Mahkemesince," Davacının Bakırköy 5. İş Mahkemesi'nde açmış olduğu 2012/8 E. 2013/200 K. Sayılı dosyada işe iade davasının davacı lehine sonuçlanarak kesinleştiği anlaşılmıştır. Davalılar vekilinin, davacının işe davet edilmesine rağmen işe başlamadığını beyan ettiği, davacı tarafın ise davacının işe iade kararı sonrası işe başlatma daveti gereği işe başladığına dair bir iddiası ile davalı vekilinin bu beyanına herhangi bir itirazının bulunmadığı anlaşılmıştır....
İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret, ihbar ve kıdem tazminatı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. İşveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en çok sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşe iade yönündeki başvurunun on iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez....
Yüklenici işçisinin hizmet aktinin feshi sonrasında işveren ve yüklenici aleyhine açtığı işe iade davasında davanın işçi lehine sonuçlandığı, işe iade edilmeme halinde de bir bedel ödenmesine karar verildiği ve işçinin işe iade edilmemesi nedeniyle işverenin işçiye bu bedeli ödediği anlaşılmaktadır. İşçinin hizmet aktini yüklenici ile imzalamasına rağmen, işyerinin işverene ait olması nedeniyle işçinin işe iadesinin işveren ve yüklenici birlikte gerçekleştirmek zorundadır. İşverinin kabulü olmadan yüklenicinin işçiyi iade etmesi mümkün değildir. Ayrıca Anamur Asliye Hukuk Mahkemesi (İş Mahkemesi Sıfatıyla)'nin 27.12.2010 tarihli, 2010/62 E. 2010/72 K. sayılı kararında işçinin Anamur Devlet Hastanesindeki işine iadesine, işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminatlardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğuna karar verilmiştir. Taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinde bu hususu düzenleyen bir hüküm de bulunmamaktadır....
Somut olayda, davacı tarafından açılan işe iade davası üzerine mahkemece feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmiş ve karar 15.11.2011 tarihinde kesinleşmiştir. 23.01.2012 tarihinde davacı, davalı işverene işe başvuru talebinde bulunmuş, davalı da başvuruyu kabul ederek 21.02.2012 tarihli ihtarname ile davacıya ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren en geç dört gün içinde işe başlaması gerektiğini bildirmiştir. Dosya içeriğinden davalının işe başlatılma talebini kabul ettiğini açıkça ortaya koyduğu, ancak davacı tarafça işe başlanmadığı, davacı gibi işe iade edilen davacı tanıklarının beyanlarında işe iade sonrasında pazartesi günü işe gittiklerinde işe başlatıldıklarını, davacının Pazartesi günü işe gelmediğini belirtmeleri, davacının işe iade için başvurduğu tarihte başka bir işyerinde çalıştığı hususları göz önüne alındığında davacının işe başlatılma talebinin ciddi ve samimi olmadığı anlaşılmaktadır....
Feshin geçersizliği ve işe iade kararı sonrası, işçinin işe başlatılması için başvurusu ile işverenin işe davetinin de dürüstlük kuralı kapsamında samimiyet noktasında sorgulanması ve işverenin sözleşme ile kararlaştırılan nakil veya başka yerde görevlendirme yetkisini saklı tutan kuralın da objektif iyiniyet kuralı kapsamında değerlendirilmesi gerekir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....
İşveren işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde işe iade kararında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamaları gereğince, işçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda, işverence yapılan fesih 4857 sayılı İş Kanununun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....
İşveren işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde işe iade kararında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok 4 aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir. Yargıtay'ın yerleşik uygulamaları gereğince, işçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda, işverence yapılan fesih 4857 sayılı İş Kanununun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....
Mahkemece alacakların ödendiği usulünce ispat edilemediğinden davanın kabulüne karar verilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının açmış olduğu ve kesinleşen işe iade davası sonrasında davalı işverene işe iade başvurusunda samimi olmadığını, işe iade kararının mali sonuçlarından yararlanmak ve tazminat almak izin talepte bulunduğunu, boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatına hak kazanmadığını, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür....