Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

işe başlama niyeti olmadığı halde işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapılan başvurunun geçerli bir işe iade talebi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacının bir an için 25/08/2017 tarihli KHK ile TSK ne zorunlu olarak döndüğü kabul edilse dahi işe iade başvurusuna işverence cevap verilmesini beklemeden önce bu durumu bildirmemesinin talebinde samimi olmadığını gösterdiğini, davacının işe davet yazısının gönderilmesinden sonra ve 02/10/2017 tarihinde işe başlamayacağını bildirdiğini, bunun ise işe iade kabul edilmemesi halinde işe iade sonuçlarından yönelik ve samimi olmadığını gösterdiğini, faiz başlangıç tarihinin işe iade başvurusunda bulunulan tarih olması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

Aynı maddenin 1. fıkrasına göre de işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en çok sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun'un 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur....

    İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun'un 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve şartları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi olması gerekir....

      Davalı savunmasında, davacıyı işe başlatmak için iş programının hazırlığının yapıldığını, ancak davacının bunu beklemeyerek mesai bitimini de beklemeyerek amirlerine haber vermeksizin işyerini terk ettiği, işe dönmesi hususunda aranmasına rağmen telefonlara cevap vermediğini ve mesaj gönderilmesine rağmen gelmediğini bildirmiştir. Davacı işçi işe iade kararı kesinleştikten sonra tekrar işe iade başvurusunda bulunmuş davalı tarafından davacının ikinci kez işe iade davetinin ardından işe başlamayarak çıkışının yapıldığının bildirildiği görülmüştür....

      İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir.İşe iade yönündeki başvurunun on iş günü içinde işverene bildirmesi gerekmekle birlikte tebligatın postada gecikmesinden işçinin sorumlu olması düşünülemez. İşverenin de işçinin işe başlama isteğinin kabul edildiğini bir ay içinde işçiye bildirmesi gerekmekle birlikte, tebligat sorunları sebebiyle bildirimin süresi içinde yapılamaması halinde bundan işveren sorumlu tutulamaz....

        İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı Yasanın 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. İşçinin işe iade başvurusu gibi, işverenin işe davete dair beyanının da ciddî olması gerekir....

          Gerekçe: İşe iade davası sonunda işçinin başvurusu, işverenin işe başlatmaması ve buna bağlı olarak işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret, ihbar ve kıdem tazminatı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır....

            Bu tarihten sonra 10 gün içerisinde işverene "işe iade başvurusu”nda bulunulduğuna ilişkin bir delil ibraz edilmediğinden, kanuni süresi içerisinde "işe iade" başvurusu yapılmaması "geçersiz feshi" geçerli ve haklı fesih haline getirmiştir. İşe iade talebinde bulunmayan işçi için, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatını talep hakkının sükut edeceği, bu nedenle kanuni süresi içerisinde işverene “işe iade" talebinde bulunmayan işçinin kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanamayacağı" gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Davacı, işverence yapılan feshin geçersizliğine ilişkin kesinleşmiş karara dayanarak kıdem ve ihbar tazminatının tahsilini istemiş, işe iade için başvuru yaptığını da iddia edip işe iade kararında belirtilen 4 aylık boşta geçen süresinin hizmet süresinde dikkate alınmasını talep etmiştir....

              Davalı işveren davacının kesinleşen işe iade kararının davacı vekiline tebliğinden itibaren on günlük süresinde başvuruda bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece ücret alacağı atiye bırakıldığından karar verilmesine yer olmadığına diğer alacak taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır....

                İşçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu ..., gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu