samimi olarak işe iade olmayıp işe iade davasının mali sonuçlarından faydalanmak olduğunu, işe iade talebi reddedilen davacının bu aşamada arabulucuya başvurarak, hatasını izah edip müvekkilden işe iadesini talep edeceği yerde, sanki müvekkili tarafından haksız yere işe başlatılmamış gibi derhal icra takibine giriştiğini, davacının, işe iade talep etmeksizin doğrudan icra takibine başlamasının hukuka aykırı olduğunu, hakkı olmayan bir alacağı icra yoluyla kesinleştirme gayesi içerdiğini, borcu, miktarını ve fer'ilerini kabul etmediklerini, kanunda açıkça işçinin işverene başvurusundan bahsedildiğinden işçinin herhangi bir adrese ya da başka birine göstermelik şekilde tebligat çıkarmasının işverene başvuru anlamına gelmeyeceğini, işçinin işe iade başvurusunun samimi olması gerektiğini, aksinin kabulü, sadece işe iade davasının mali sonuçlarından faydalanmak isteyen herkesin başka bir adrese tebligat çıkartıp, huzurdaki ihtilafta olduğu gibi işverenin işe başlatma hakkını kolaylıkla...
İşe iade kararına dayalı kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin değerlendirilmesinde Mahkemece önce yapılacak iş; işe iade prosedürünün yerine getirilip getirilmediğini araştırarak bu kapsamda işçinin kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunup bulunmadığı, başvuruda bulunmuş ise işverenin işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatıp başlatmadığı, başlatmamış ise işçinin işe başlatılmama yoluyla gerçekleşen fesih tarihinin hangi tarih olduğu hususlarını tespit etmektir. Bu konular açıklığa kavuşturulmadan, eksik inceleme ile kıdem tazminatı açısından faizin başlangıç tarihi net olarak belirlenmeden sonuca gidilmesi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda; 4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre işçi, kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmalıdır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Aynı maddenin 1 fıkrasına göre de işveren, işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. Başka bir anlatımla, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir....
İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. 4857 sayılı Kanun'un 21. maddesine göre işveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde feshin geçersizliği davasında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile çalıştırılmadığı en çok dört aylık süre ücret ve diğer hakları ödenmelidir. İşverenin işe davete dair beyanının da ciddi ve samimi olması gerekir. İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemez. İşçinin işe iade sonrasında başvurusuna rağmen işe başlatılmaması halinde, işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli olarak açıklandığı tarihte veya bir aylık başlatma süresinin sonunda iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır....
İşçi, işe başlatılma konusundaki iradesini bizzat işverene iletebileceği gibi vekili ya da üyesi olduğu sendika aracılığı ile de ulaştırabilecektir. İşveren işe iade için başvuran işçiyi bir ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez. İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir....
Davalı Bedaş vekili, davacının diğer davalı şirkete yaptığı işe iade başvurusu üzerine ihtarname ile işe davet edildiğini, ancak süresi içerisinde işe başlamadığını, bu sebeple bir talep ... olmayacağını savunmuştur Mahkemece, davacının işe başlaması hususunda gerekçede bir değerlendirme yapılmaksızın, söz konusu alacakların davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4857 sayılı İş Kanununun 21. maddesinin 5. fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu ciddi ve samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez....
Dava konusu uyuşmazlıkta; davacı taraf, dava dışı işvereninin, iş akdine haksız olarak son vermiş olması nedeniyle işe iade davası açması için davalı avukat ile sözleşme yapmış. Aralarındaki avukatlık sözleşmesi gereğince davalı da işe iade davası açarak davayı hüküm verilinceye kadar takip etmiştir. Açılan işe iade davası, davacı lehine sonuçlanmış ve karar davalı vekilin yüzüne karşı tefhim edilmiştir. İş bu davada davacı taraf, işe iade davası lehine sonuçlanmasına rağmen, davalının 10 günlük yasal süre içerisinde işverene başvurmaması nedeniyle kararın gereğini yerine getirmeyerek işe iade davasında kazanmış olduğu ücret ve tazminat alacaklarından mahrum kaldığını, davalı vekilin kusuru nedeniyle bu zararını tazmin etmesi gerektiğini iddia etmiştir....
Noterliğinden gönderdiği 05.06.2014 günlü ihtarname ile müvekkili tarafından yapılan işe davetin samimiyetsiz olduğu iddiası ile işe devam etmeyeceğini bildirdiğini, tüm eski koşullar sağlanmış olmasına rağmen davacının işe devam etmeyeceğini bildirmesinin işe iade başvurusunda samimi olmadığını ortaya koyduğunu ve bu durumun 17.06.2014 günlü cevabi ihtarname ile açıklanarak iş sözleşmesinin devamsızlık nedeniyle İş Kanunu 25/II maddesi gereğince feshedildiğinin bildirildiğini, davacının gerçek amacının işe başlamak olmadığını, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak amacıyla kötü niyetli işe iade başvurusunda bulunduğunu, gerçek amacının işe başlamamak olduğu açıkça anlaşıldığından işveren tarafından yapılan feshin geçerli bir feshin sonuçlarını doğuracağını, davacının işe iade kararında belirlenen 4 aylık boşta geçen ücret ve işe başlatmama tazminatına hak kazanmasının söz konusu olamayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir....
E) Gerekçe: İşe iade davası sonunda işe başlatmama tazminatı ile kıdem tazminatı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez....
E) Gerekçe: İşe iade davası sonunda işe başlatmama tazminatı ile kıdem tazminatı konularında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 21 inci maddesinin beşinci fıkrasına göre, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. Aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğurur. İşveren işe iade için başvuran işçiyi (1) ay içinde işe başlatmak zorundadır. Aksi halde en az dört, en fazla sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları işçiye ödemek zorundadır. İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmalıdır. İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemez....