"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı ... Taah. Elekt. Tıbbi Malz. Paz. Tem. Gıda Mak. Bak. Onarım Tık. San. ve Tic. Ltd. Şti. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı işçi ... tarafından MSB aleyhine açılan işçi işveren ilişkisinden kaynaklanan alacak davasının yapılan yargılaması sonucunda İzmir 6. İş Mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, mahkeme kararı gereğince işçi ... vekili tarafından Karşıyaka 1....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı – karşı davacı işveren vekili, iş akdinin işçi tarafından ihbar önellerine uyulmadan ve haksız olarak feshedildiğini savunarak, işçi tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı – karşı davalı işçi vekili, bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi ve sigorta primlerinin eksik yatırılması nedeniyle iş akdinin işçi tarafından haklı olarak feshedildiğini savunarak, işveren tarafından açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş akdinin bir kısım işçilik alacaklarının ödenmemesi nedeniyle işçi tarafından haklı olarak feshedildiği gerekçesiyle; 1- İşçi tarafından işveren aleyhine açılan asıl davanın kısmen kabulüne, 2- İşveren tarafından işçi aleyhine açılan karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. D) Temyiz: Karar, davalı-karşı davacı işveren vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İş ilişkisinden kaynaklanan ve işin yerine getirilmesinde tabi olunan hak ve borçların tümü “çalışma koşulları” olarak değerlendirilmelidir. 4857 sayılı İş Kanununun 22nci maddesindeki, “işveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir nedene dayandığını veya fesih için başka bir geçerli nedenin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17 ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir” şeklindeki düzenleme çalışma koşullarındaki değişikliğin normatif dayanağını oluşturur....
Buna karşılık, işverenin talimat hakkı, iş sözleşmesinin asli unsurlarını oluşturan, ücretin miktarı ve borçlanılan çalışma süresinin kapsamına ilişkin söz konusu olamaz. İşveren, tek taraflı olarak toplam çalışma süresini arttırmak veya ücrete etki edecek şekilde azaltmak yetkisine sahip değildir. İşverenin iş sözleşmesinin asli unsurlarını kapsayacak şekilde talimat vermesi, iş sözleşmesindeki edim ile karşı edim arasındaki dengenin bozulması hâlinde, iş güvencesine ilişkin hükümlerin dolanılması söz konusu olabilir. İşverenin talimat verme hakkının, yasa, toplu iş sözleşmesi ve bireysel iş sözleşmesi ile daraltılıp genişletilmesi mümkündür. Bir başka açıdan ifade edilecek olursa, işverenin talimat verme hakkı, kanun, toplu iş sözleşmesi ile bireysel iş sözleşmesi hükümleri ile sınırlıdır. Bu itibarla, işveren, ceza ve kamu hukuku hükümlerine aykırı talimatlar veremeyeceğinden, işçi bu nevi talimatlara uymak zorunda değildir....
HMK'nın 190, 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 17, 19, 20/2, 25/ll ve 120'nci maddeleri ile geçici 1/2. maddesinin yollaması ile 1475 Sayılı Yasanın 14. maddesi gereğince iş sözleşmesinin haklı bir sebebe dayanarak feshedildiğinin, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödendiğinin ispat külfeti işveren üzerindedir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. ve HMK'nın 190, 191 ve devam eden maddeleri gereğince genel ispat kuralları doğrultusunda ispat yükü çalışma olgusunun varlığı açısından davacı işçi, çalışmanın bulunmadığı ya da ücretinin ödendiği açısından davalı işveren üzerindedir. Somut dosyada; davacının, 04/09/2014 ile 20/12/2019 tarihleri arasında çaycı olarak çalıştığı, iş akdine işverence güvenlik görevlisi yapılmak istenmesi ve bu konuda teklifin işçi tarafından kabul edilmemesi üzerine işverence son verildiğinden bahisle Kıdem ve İhbar Tazminatı kalemlerinde eldeki davasını yöneltmiştir....
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ilişkinin İş Kanunu kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve bu bağlamda İş Mahkemesinin görevi noktasında toplanmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 1'inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince, 4 üncü maddedeki istisnalar dışında kalan bütün işyerlerine, işverenler ile işveren vekillerine ve işçilerine, çalışma konularına bakılmaksızın bu Kanunun uygulanacağı belirtilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 inci maddesi uyarınca, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında, iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yeri iş mahkemeleridir....
Somut olayda davanın, davacılar ile davalılar arasındaki ilişki işçi ve işveren ilişkisinden kaynaklanmayıp, davalıların haksız eylem ve sigorta hukuku uyarınca zarardan sorumlu tutulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda İş Kanunundan kaynaklanmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi, davanın işveren aleyhine iş mahkemesinde açılan dava ile birleştirilmesi talep edilmiş olmasına göre, Asliye Hukuk Mahkemesince birleştirme kararı verilmelidir. Ancak görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 01/11/2012 gününde oybirliği ile karar verildi....
Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, Sosyal Güvenlik Hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir. “ hükmünü içermektedir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun kaldıran 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 5. maddesinde iş mahkemelerinin görevi genişletilerek tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, işçi-işveren ilişkisinden kaynaklanan davalar İş Mahkemelerinde görülür. Yukarıda içeriği açıklanan ve işe iade kararına dayanan ilamsız takibe yapılan itirazın iptali davası da işçi-işveren ilişkisinden kaynaklandığından iş mahkemesinin görevi dahilindedir. Mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken davanın yazılı gerekçe ile reddi hatalıdır. Kaldı ki, davacının takibi, mahkemenin kabulünün aksine eda hükmü içeren bir ilama dayalı takip olmayıp, tespit hükmü içeren bir ilamın belirli bir prosedürden sonraki etkisi üzerine oluşabilecek maddi haklara yönelik ilamsız icra takibidir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 05/10/2021 NUMARASI : 2019/302E - 2021/220K DAVA KONUSU : Alacak (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan)|Tazminat (İşçi İle İşveren İlişkisinden Kaynaklanan) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalıların kurduğu adi ortaklığa ait işyerinde 01/08/2017 tarihinde çalışmaya başladığını, 04/12/2018 tarihine kadar çalışmasını sürdürdüğünü, iş akdinin davalılar tarafından fesih edildiğini, kıdem ve ihbar tazminatına ilişkin feshin yapıldığı tarihte protokol imzalandığını, bu protokole göre 30/01/2019- 28/02/2019 tarihlerinde iki taksit halinde tazminatların ödeneceğinin beyan edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, işyerinde saha şefi olarak görev yapan davacının fazla mesai yaptığını, hafta tatillerinde çalıştığını, UBGT günlerinde çalıştığını,...
Davalı vekili her ne kadar davacıyla müvekkili arasında işçi işveren ilişkisi olmadığını, müvekkilinin kendisine ait ticari taksiyi dava dışı Yaşar Yılmaz'a kiraladığını ve davacının bu şahsın yanında çalıştığını, davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüşse de, dava dışı Yaşar Yılmaz'ın davalı aleyhine açmış olduğu işçilik alacakları davasına ilişkin dairemizin 2019/3651 Esas sayılı dosyasında yapılan istinaf incelemesinde davalıyla dava dışı Yaşar Yılmaz arasındaki ilişkinin işçi işveren ilişkisi olduğu kanaatine varılarak karar verilmiş olmakla iş bu dosyada da davacıyla davalı arasındaki ilişkinin işçi işveren ilişkisi olduğu, dolayısıyla ilk derece mahkemesince davalı aleyhine hükmedilen işçilik alacaklarından davalının işveren olarak sorumlu bulunduğu kanaatine varılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, iş bu dosyada ilk derece mahkemesince fazla mesai ve hafta tatili alacaklarına hükmedilmiş olması ile dairemizce istinaf...