Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Asıl borçlu …'nın kamu borcu nedeniyle, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesi uyarınca, davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; davacı tarafından, …'ya borcu olmadığı iddiasıyla ve takip durdurma istemli olarak açılan menfi tespit davasında, … Asliye Hukuk Mahkemesinin … tarih ve E:… sayılı kararı ile dava konusu ödeme emrinin dayanağı borç hakkında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verildiğinden ve bu karar 17/09/2020 tarihli Mahkeme yazısı ile davalı idareye bildirildiğinden, davacı adına yapılan takip devam ettirilerek düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....

    Somut olayda davalı borçluya ihtarlı ödeme emri 27.02.2013 tarihinde tebliğ edilmiş ancak borçlunun şikayeti üzerine Kaş İcra Hukuk Mahkemesi'nin 22.06.2015 tarih, 2015/28 Es., 2015/63 K., sayılı kararı ile ödeme emrinin tebliğ tarihinin 30.07.2013 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiş ve bahse konu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. Eldeki bu dava ise 02.07.2013 tarihinde açılmıştır. Ödeme emrinin tebliğ tarihi mahkeme kararı ile değiştiğine göre, tahliye istemli bu dava takip kesinleşmeden açılmış olmaktadır. Mahkemece yukarıda anılan kanun hükmü gereği kesinleşmeyen takip nedeniyle davanın açılmış olduğu gözetilerek istemin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile tahliyeye karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      İcra Müdürlüğü'nün 2006/6123 esas sayılı takip dosyasına gönderilen dilekçede, müvekkili aleyhine başlanan icra takibinde ödeme emrinin iptali için Ankara Nöbetçi İcra Mahkemesine taraflarınca dava açıldığının ve bu dava sonuçlanana kadar hiçbir işlem yapılmaması gerektiğinin belirtildiği ve icra takip dosyasında ikinci olarak gönderilen ödeme emri tebligatının bila tebliğ dönmüş olması nedeniyle heyetçe incelenmesine gerek görülen davalı-takip borçlusu tarafından kendilerine tebliğ olunan ödeme emrinin iptali için açılan İcra Hukuk Mahkemesi dosyasının (İcra takip dosyası içinde bulunan yazışmalardan Ankara 8. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2006/852 esas sayılı dosyası olduğu anlaşılan) aslının veya onaylı bir suretinin dosya içine eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Bu hal ve şartlar altında müdürlükçe yapılması gereken borçluya, örnek no 7 (genel haciz yolu ile takipte ödeme emri) hazırlayıp göndermek iken, sanki alacaklı yanca İİK 269 maddesi uyarınca tahliye istemli kira alacaklarının tahsiline ilişkin takipte bulunulmuş gibi yanılgılı değerlendirme ile örnek no 13 ödeme emri gönderilmesi de usul ve yasaya aykırı görülmüş bu nedenle de ödeme emrinin iptali yoluna gidilmiştir....

        Burada söz konusu olan idari para cezasının kendisinin iptali olup, tahsili nedeniyle tanzim edilen ödeme emrinin iptali ya da borçlu olmadığının tespiti talepleri mahkemesinin görev alanındadır. Bu nedenle 5510 sayılı Kanun’un 102. maddesi uyarınca davaya konu idari para cezasını içeren ödeme emrinin dayanağını oluşturan idari para cezası kararının iptali için davacı tarafından 02.09.2014 tarihinde açılan ... 2. İdare Mahkemesi'nin 2014/1774 esas sayılı davanın sonuçlanıp sonuçlanmadığı, sonuçlanmış ise kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, idari para cezasının kesinleşmesi olgusu bekletici sorun yapılarak, elde edilecek sonuca göre davacının idari para cezasından sorumlu olup olmayacağı saptanmalı ve buna göre idari para cezalarının tahsili için düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin bir karar verilmelidir....

          Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Borçlu şirkete ödeme emri ........2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup, atılı suçtan dolayı şikayetin ise 29.07.2009 tarihinde yapılmış olması, şikayete esas olan konunun ödeme emrinde belirtilen borcun ödenmemesi ve ödeme emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasındaki sürenin birbirine çok yakın oluşu ve bilirkişi değerlendirmesinin de ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihteki kayıtlara göre yapılmış olması dikkate alınarak tebliğnamedeki kararın bozulması istemine iştirak edilmemiştir. Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere, yapılan yargılama ve uygulamada isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün İİK’nın 366. maddesi uyarınca ONANMASINA, ....04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece davanın ödeme emrinin iptali davası olarak nitelendirilerek, dava açma süresinin 5510 sayılı Kanun’un 86/7. maddesine göre değil de; 6183 sayılı Kanun’un 58. maddesine göre değerelendirilmesi hatalı olup; bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı ve davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              GEREKÇE : Dava, ödeme emri iptali istemine ilişkindir....

              KURUMCA VERİLECEK İDARİ PARA CEZALARIÖDEME EMRİNİN İPTALİ 506 S. SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) [ Madde 140 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "ödeme emrinin iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Uşak İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 3.5.2000 gün ve 1999/152 E- 2000/131 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 13.6.2000gün ve 2000/4691-4749 sayılı ilamı ile; (...Dava, yasada öngörülen süre içinde kurumun ünitesine başvurmaksızın doğrudan mahkemesinden idari para cezasının kaldırılması istemine ilişkindir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Kanunun 140.maddesidir. Anılan maddenin sondan bir önceki fıkrası gereğince, bu tür uyuşmazlıkların çözüm yerinin Sulh Ceza Mahkemesi olduğu açıktır....

                Davanın ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içerisinde açıldığı ve dava konusu takibin dayanağını oluşturan Kurum işleminden bir bölümü ile ilgili olarak idare mahkemesince verilmiş bir iptal kararının bulunduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. İptali istenen takibin dayanağı tahakkuk ettirilen idari para cezası olup bunun iptali halinde ödeme emrinin dayanağının kalmayacağı ortadadır. Dava konusu takip nedeniyle davacıya gönderilen ödeme emri, işyeri bildirgesinin geç verilmesi nedeniyle 1.825,00-TL ve sigortalıya ödenen ücret ile ilgili olarak ücret bordrosu düzenlenmemesiyle ilgili olarak da 7.300,00-TL asıl alacağa ilişkindir. Dosya içerisinde bulunan ......

                  UYAP Entegrasyonu