Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı Kurum, borçlanılan yurt dışı çalışma sürelerini dikkate alarak, 3201 Sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca sigortalılığın başlangıç tarihini, borcun tamamen ödendiği tarihten borçlanılan gün sayısı kadar geriye götürülerek belirlemiştir. Somut olayda, 6424 sayılı Kanun ile onaylanarak 01/03/2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ......

    Mahkemece bu kayıtlar gözetilerek davacının ayda kaç kez yurt dışı sefere çıktığının tespiti gerekirken tanık beyanlarına göre davacının ayda iki kez yurt dışı sefere çıktığı kabul edilerek ücrete esas harcırah miktarının belirlenmesi de hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı ve davalı arasındaki diğer uyuşmazlık fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının hesabı konusundadır....

      Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki 3201 sayılı Kanunun “Amaç ve kapsam” başlığını taşıyan 1’inci maddesinde; 18 yaşını doldurmuş Türk vatandaşları ile doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenlerin yurt dışında geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ile yurt dışında ev kadını olarak geçen sürelerin, Kanunda belirtilen ... kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri hâlinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirileceğini hüküm altına almıştır. 3201 sayılı Yasanın, 17/04/2008 tarih ve 5754 sayılı Yasanın 79. maddesi ile değişik “Süre tespiti ve sigortalılığın başlangıcı” başlıklı 5. maddesi ise “Yurt dışındaki sigortalılık sürelerinin tespitinde, bunu belirten ve istek sahibinin ibraz edeceği ispatlayıcı belgelerde kayıtlı...

        İSTİNAF NEDENLERİ Davalı Kurum vekili, davacının, Kuruma sunmuş olduğu yurt dışı borçlanma talep evrakında, 5000 yurt dışı hizmet borçlanması yapmak istediğini beyan ettiğini, Kurumun 2015/4 E yurt dışı talimatında "Yurt dışı borçlanma talep dilekçesinde borçlanılmak istenilen süre belirtilmişse belirtilen süre, belirtilmemiş ise... esas alınmaktadır" denilmekte olduğunu, bununla birlikte yine aynı talimatta "Borçlanma tutarı tebliğ edilen veya borcunu ödeyenlerin, süre, gün ve prime esas kazanç miktarını değiştirme talepleri kabul edilmeyecektir. Ancak yapılan borçlanmadan vazgeçilip, yeniden talepte bulunulması halinde yeni talep esas alınarak borçlanma işlemi sonuçlandırılacaktır....

        İLGİLİ MEVZUAT: 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun "Mal ve hizmet ihracatı" başlıklı 11. maddesinde, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin vergiden müstesna olduğu, "İhracat teslimi ve yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetler" başlıklı 12. maddesinde, yurt dışındaki müşteri tabirinin, ikametgahı, işyeri, kanuni ve merkezi yurt dışında olan alıcılar ile yurt içinde bulunan bir firmanın yurt dışında kendi adına müstakilen faaliyet gösteren şubelerini ifade edeceği, bir hizmetin yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmet sayılabilmesi için hizmetlerin yurt dışındaki bir müşteri için yapılması ve hizmetten yurt dışında faydalanılması gerektiği belirtilmiştir....

          İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında kural olarak aynı gruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak bu gibi durumlarda işçilik alacakları hesabı noktasında hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumlulukların belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, hizmet sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi ve birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir. Somut olayda, davacının davalı şirketin işçisi olduğu ve davacının çeşitli dönem çalışmalarını holding bünyesinde yer alan çeşitli şirketlerden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği kabul edilmiş ise de, davalı ile kurum kayıtlarında işveren olarak gözüken dava dışı şirketler arasında organik bağ olup olmadığı mahkemece yeterince araştırılmış değildir....

            İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında kural olarak aynı gruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak bu gibi durumlarda işçilik alacakları hesabı noktasında hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumlulukların belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, hizmet sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi ve birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir. Somut olayda, davacının davalı şirketin işçisi olduğu ve davacının çeşitli dönem çalışmalarını holding bünyesinde yer alan çeşitli şirketlerden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği kabul edilmiş ise de, davalı ile kurum kayıtlarında işveren olarak gözüken dava dışı şirketler arasında organik bağ olup olmadığı mahkemece yeterince araştırılmış değildir....

              İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında kural olarak aynı gruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak bu gibi durumlarda işçilik alacakları hesabı noktasında hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumlulukların belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, hizmet sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi ve birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir. Somut olayda, davacının davalı şirketin işçisi olduğu ve davacının çeşitli dönem çalışmalarını holding bünyesinde yer alan çeşitli şirketlerden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği kabul edilmiş ise de, davalı ile kurum kayıtlarında işveren olarak gözüken dava dışı şirketler arasında organik bağ olup olmadığı mahkemece yeterince araştırılmış değildir....

                İşçilik alacaklarının belirlenmesi noktasında kural olarak aynı gruba ya da holdinge bağlı farklı tüzel kişiliği haiz şirketlerde geçen hizmetlerin birleştirilmesi mümkün olmayacaktır. Ancak bu gibi durumlarda işçilik alacakları hesabı noktasında hizmetlerin değerlendirilmesi ve işverenlerin sorumlulukların belirlenmesi için şirketler/işverenler arasında işyeri devri, hizmet sözleşmesi devri, asıl işveren alt işveren ilişkisi ve birlikte istihdam olgularının bulunup bulunmadığının somut olarak belirlenmesi gerekir. Somut olayda, davacının davalı şirketin işçisi olduğu ve davacının çeşitli dönem çalışmalarını holding bünyesinde yer alan çeşitli şirketlerden Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirildiği kabul edilmiş ise de, davalı ile kurum kayıtlarında işveren olarak gözüken dava dışı şirketler arasında organik bağ olup olmadığı mahkemece yeterince araştırılmış değildir....

                  Uyuşmazlık, davacının yurt dışı hizmet borçlanmasına ait sürelerin 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun'un 5.maddesine 17.04.2008 tarih ve 5754 sayılı Kanun'un 79.maddesi ile eklenen (yürürlük tarihi 08.05.2008) 4.fıkraya göre "Yurt dışı hizmet borçlanmasına ait süreler 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre hangi sigortalılık haline göre geçmiş sayılacağının belirlenmesinde; Türkiye'de sigortalılıkları varsa borçlanma talep tarihindeki en son sigortalılık haline göre, sigortalılıkları yoksa aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında geçmiş sigortalılık süresi olarak kabul edilir."...

                    UYAP Entegrasyonu