Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Zararlandırıcı sigorta olayının kazası sayılması için, 1) sigorta olayına maruz kalan kişinin sigortalı olması, 2) sigorta olayının maddede sayılı sınırlı olarak belirtilen hal ve durumlardan birinde meydana gelmesi koşuldur. Başka bir anlatımla, sigorta olayının, kazası sayılabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunlu olup kazası tespiti davaları bakımından özel olarak belirlenmiş bir ispat yöntemi de yoktur. Bu davaların her türlü delille ispatı mümkündür. Olayın kazası sayılması gerektiğinin tespitine ilişkin davanın asıl amacı, 5510 sayılı Yasa gereğince hak sahiplerine kazası sigorta kolundan gelir bağlanmasının teminine yöneliktir. Diğer yandan bir sosyal sigorta olayının kazası sayılıp sayılmaması işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve de olayda kazası ise, kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir....

    İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında Kurum taraf değildir. Yapılacak ; (İş kazası olayının Kuruma bildirildiği ve Kurumca kazası olarak kabul edilmediği anlaşıldığından) davacıya; Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yapmak, olayın kazası olduğunun tespiti halinde, davacıya sürekli göremezlik oranının belirlenmesi, giderek kazası sigorta kolundan sürekli göremezlik geliri bağlanması için Sosyal güvenlik Kurumuna başvuruda bulunmak üzere önel vermek ve çıkacak sonuca göre, olayın kazası olmadığının kesinleşmiş yargı kararı ile tespiti halinde ise şimdiki gibi bir karar verilmekten ibarettir....

      Kurumun bir olayı kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek meydana gelen zararlandırıcı olayın kazası olarak tespitini dava yolu ile isteyebilirler. Bunun gibi Kurumun bir olayı kazası kabul etmesi halinde ise, ilgililer Kurumu da hasım gösterecekleri bir dava ile yine olayın kazası olmadığının tespitini her zaman mahkemelerden isteyebilirler. Somut olayda davacı vekili, olayın kazası olarak kabul edilmediğine dair Kurum tahkikat raporuna karşı beyan dilekçesinde, olayın kazası olduğunu ileri sürmüştür. Bu durumda davacıya Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel verilmesi, tespit davası, bu dava için bekletici sorun yapılarak çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken davanın reddedilmesi isabetsiz olmuştur. Yargıtay 21. HD'nin 2017/1317 E 2018/8887 K sayılı kararı da bu yöndedir....

      Bir olayın kazası olup olmadığının açık bir şekilde ortaya konulması, zararlandırıcı olaya dair yapılacak yargılamada mahkemelerin görevine ilişkin neticelerinin de bulunması nedeniyle önemli olup, olayın kazası olup olmadığına dair ihtilaf öncelikle Kurum'un yapacağı tahkikatla, sonrasında ise tarafların açacağı tespit davalarının neticesine bağlı olarak tazminat davalarında öncelikle çözümlenmelidir. Kurumun bir olayı kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer, işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek kazası tespit davası açabilirler....

        Bir olayın kazası olup olmadığının açık bir şekilde ortaya konulmasının zararlandırıcı olaya dair yapılacak yargılamada mahkemelerin görevine ilişkin neticelerinin de bulunması nedeniyle önemli olup, olayın kazası olup olmadığına dair ihtilaf öncelikle Kurumun yapacağı tahkikata, sonrasında ise tarafların açacağı tespit davalarının neticesine bağlı bir ihtilaf olup açılan tazminat davalarında öncelikle çözümü gereken bir husustur. Somut olayda, meydana gelen olayın Sosyal Güvenlik Kurumunun ....06.2013 tarih ve 106225-İNC/... nolu inceleme raporunda kazası olarak değerlendirildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı şirkete Kurumu taraf haline getirip olayın kazası olup olmadığının tespiti için bildiriminde bulunmak üzere süre verilerek bu davanın sonucu beklenmeden, olayın kazası olarak nitelendirilemeyeceği gerekçesiyle eksik araştırma ile davanın görev yönünden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....

          Kurumun bir olayı kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek kazası tespit davası açabilirler. Bunun yanında aksine olarak Kurumun bir olayı kazası kabul etmesi halinde ise ilgililer Kurumu da hasım gösterecekleri bir dava ile yine olayın kazası olmadığının tespitini her zaman mahkemelerden isteyebilirler....

            Yapılacak ; olayın SGK'nca kazası olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılması, kazası olarak kabul edilmediğinin belirlenmesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumu ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonucuna göre karar vermek; olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacı tarafa, Kuruma müracaat ederek, kazalı sigortalı vefat ettiğine göre ölmeden önceki tedavi evrakları celbedilerek sürekli göremezlik oranının belirlenmesi ve kazası sigorta kolundan sürekli göremezlik geliri bağlanması için önel vermek, çıkacak sonuca göre ve özellikle, sigortalının dava konusu olay nedeniyle sürekli göremezlik oranı SGK tarafından belirlendikten sonra, bu göremezlik oranı dikkate alınmak suretiyle maddi ve manevi tazminat istemi hakkında bir karar vermekten ibarettir....

              tarafından sıklıkla olayın kazası olmadığı itirazı üzerine, mahkemece ... ’ye süre verilmiş ve ... tarafından SGK ve işveren ... Müh. Ltd Şti. aleyhine 01.02.2010 tarihinde, kaza geçiren ... aleyhine de 30.07.2010 tarihinde kazası olmadığının tespiti davası açılmış olup daha sonra açılan bu davaların kurum zararı için açılan alacak davası ile birleştiği ve yargılamanın son safhasında alacak davası ile kazası olmadığının tespiti istemine ilişkin davaların tefrik edilerek yeni esasa kaydedildiği ve zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle kazası olmadığının tespiti istemine ilişkin bu davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda; kazası olduğu veya olmadığının tespiti istemleri, bu davalara bağlı tazminat davalarında ön sorun olduğundan ve verilecek karar gerektiğinde 506 sayılı Yasanın 99....

                Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilip bildirilmediği anlaşılmamaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

                  Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde özetle, 6552 Sayılı Kanun'un 64. maddesi ile 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7. maddesine eklenen ilk fıkrası ile dava açılmadan önce Kurum'a müracaat şartı getirildiğini, davacı T1 22.08.2013 tarihinde kazası geçirdiği iddiası ile 01.06.2018 tarihinde SGK’ya başvurduğu, meslekte kazanma gücü kaybı oranın tespitinin yapılmasını talep ettiği, işveren tarafından kazası bildirimi yapılmaması sebebiyle öncelikle kazası tespiti yapılacağından 25.06.2018 tarihinde Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazılarak olay hakkında soruşturma evrakının talep edildiği, Savcılık evrakı geldiğinde SGK kazası tespit komisyonunca değerlendirme yapılıp olayın kazası olup olmadığı yönünde karar alınacağını, kazası sayılması durumunda meslekte kazanca gücü kaybı oranı tespiti yapılacağını, davacı yukarıda belirtilen yasal düzenlemedeki başvurudan itibaren 60 günlük süreyi beklemeden ve Kurum tarafından olumsuz bir cevap verilmeden başvuru...

                  UYAP Entegrasyonu