Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Davacı, davalı şirketin...'daki şantiyesinde geçirdiği kazası sonucu sürekli göremezliğe uğradığını belirterek maddi ve manevi zararının giderilmesini istemiştir. Mahkemece, kazası iddiasının kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir....

    Tüm bu açıklamalardan sonra yargılamaya konu zararlandırıcı olay nedeniyle Kurumca yapılmış bir kazası tahkikatının bulunmadığının anlaşılmasına göre yapılacak ; öncelikle 29.08.2004 tarihindeki zararlandırıcı olaya dair tahkikat yapılıp ve şartlarının oluşması halinde kazası sigorta kolundan hak sahiplerine gelir bağlanması için davacıların Kuruma müracaatını sağlamak. Kurumun kazası tahkikatı neticesinde yargılama konusu olayın kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden dolayı işveren aleyhine “ kazası tespit” davası açması için davacılara önel vererek tespit davasını işbu dava için bekletici sorun yapmak....

      Sigortalının davalı şirketin işçisi olduğu, olay günü otomobil pres makinasından bilyeyi çekiç ve keski yardımı ile çıkarmaya çalışırken bilyenin parçalanması sonucu çelik parçalardan birinin gözüne isabet ettiği, olayın Kurum tarafından kazası olarak kabul edildiği, dava konusu olay nedeniyle sigortalıda % 43,2 oranında sürekli göremezlik derecesi tespit edildiği ve sigortalıya kazası sigorta kolundan gelir bağlandığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık sigortalıda sürekli göremezliğe neden olan olayın kazası olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Her ne kadar Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından olay kazası kabul edilerek davacıya gelir bağlanmış ise de davalı işverenin işyerinde böyle bir olayın olmadığını iddia ederek olayın kazası olmadığına dair tespit davası açıldığını beyan etmesi karşısında bu konunun öncelikle çözümlenmesi gerektiği ortadadır....

        İş kazası nedeniyle sosyal sigorta yardımlarının yapılabilmesi öncelikle Kurumun zararlandırıcı sigorta olayının kazası olduğunu kabul etmesine bağlıdır. İş kazası olgusu Kurumca kabul edilmezse somut olayda olduğu gibi sigortalının ya da hak sahiplerinin olayın kazası olduğunu dava yolu ile tespit ettirmesi gerekmektedir. 2-Somut olayda, davalılar davacının kendi nam ve hesabına çalışması olduğunu, istisna akdi ile yaptığını, kendilerinin çalışanı olmadığını, aralarında hizmet akdi ilişkisi olmadığını, davacı ise hizmet akdi ile çalıştığını belirtmiştir. Davaya konu olay ile ilgili soruşturma ve kovuşturma olup olmadığı araştırlmalı, davacı ile birlikte aynı işyerinde çalışan bordro tanıkları resen tespit edilerek dinlenilmeli, olay ile ilgili sağlık kuruluşlarına başvuru olup olmadığı tespit edilerek, hastane kayıtları celbedilmeli, tüm kanıtlar toplandıktan sonra taraflar arasındaki ilişkinin hukuki niteliği tespit edilerek karar verilmelidir....

          Şöyle ki İş kazasından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe Kurumca karşılanmayan zararların tahsiline ilişkin davalar olduğundan mükerrer tahsile neden olunmasının önüne geçebilmek için kazası sigorta kolundan Kurumun hak sahiplerine bağladığı gelirlerin tespiti ile bunun hesaplanan maddi tazminattan tenzili gerektiği gibi,tek başına manevi tazminat davası açılması durumunda dahi mahkemenin görevine ilişkin neticeleri bulunmasından dolayı (olay kazası değilse yargılama mahkemelerinde yapılamayacağından) Kurumun kazası tahkikatı ve giderek olayın kazası olarak tespit olunması önem arz etmektedir. Somut olayda, kazası olduğu iddia olunan olayın kazası ihbarı olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği, davacı tarafa kazası ihbarı yapmak üzere Kuruma başvurması için önel verilmediği anlaşılmaktadır....

            Kurumun kazası tahkikatının ve giderek zararlandırıcı olayın kazası olarak tespitinin açılan tazminat davalarına doğrudan etkisi bulunmaktadır. Şöyle ki İş kazasından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe Kurumca karşılanmayan zararların tahsiline ilişkin davalar olduğundan mükerrer tahsile neden olunmasının önüne geçebilmek için kazası sigorta kolundan Kurumun hak sahiplerine bağladığı gelirlerin tespiti ile bunun hesaplanan maddi tazminattan tenzili gerektiği gibi, tek başına manevi tazminat davası açılması durumunda dahi mahkemenin görevine ilişkin neticeleri bulunmasından dolayı (olay kazası değilse yargılama mahkemelerinde yapılamayacağından) Kurumun kazası tahkikatı ve giderek olayın kazası olarak tespit olunması önem arz etmektedir. Dosyadaki SGK müfettişinin 10.09.2013 tarihli raporunda, kazası değerlendirmesinin yapılması için mahkemeye başvurulması gerektiği ifade edilmiştir....

              Şöyle ki İş kazasından kaynaklanan tazminat davaları nitelikçe Kurumca karşılanmayan zararların tahsiline ilişkin davalar olduğundan mükerrer tahsile neden olunmasının önüne geçebilmek için kazası sigorta kolundan Kurumun hak sahiplerine bağladığı gelirlerin tespiti ile bunun hesaplanan maddi tazminattan tenzili gerektiği gibi,tek başına manevi tazminat davası açılması durumunda dahi mahkemenin görevine ilişkin neticeleri bulunmasından dolayı (olay kazası değilse yargılama mahkemelerinde yapılamayacağından) Kurumun kazası tahkikatı ve giderek olayın kazası olarak tespit olunması önem arz etmektedir. Somut olayda ise; SGK Başkanlığınca davaya konu zararlandırıcı olay nedeniyle yapılmış bir kazası tahkikatının bulunup bulunmadığı anlaşılamamaktadır....

                Bunun yanında Kurumun kazası tahkikat raporları aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerden olup Kurumun yaptığı tahkikat neticesinde bir zararlandırıcı olayın kazası olarak kabul edilmesi halinde bunun aksi ancak yargısal faaliyet ile ortaya konulabilecek bir mevzudur. Kurumca kazası olarak kabul edilen bir olayın kazası olmadığı hususunda açılacak tespit davalarında ise hak alanları etkilendiğinden ötürü SGK'nın ve ilgili işverenin hasım gözterilmesi zorunludur. Buraya kadar yapılan açıklamalardan sonra dosya kapsamından anlaşılan, 13.01.2008 tarihindeki olayın Kurum tarafından kazası olarak kabul edildiği ve kazalıya kazası sigorta kolundan %40,20 maluliyetine göre Kurumca ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır....

                  Bir olayın kazası olup olmadığının açık bir şekilde ortaya konulması, zararlandırıcı olaya dair yapılacak yargılamada mahkemelerin görevine ilişkin neticelerinin de bulunması nedeniyle önemli olup, olayın kazası olup olmadığına dair ihtilaf öncelikle Kurum'un yapacağı tahkikatla, sonrasında ise tarafların açacağı tespit davalarının neticesine bağlı olarak tazminat davalarında öncelikle çözümlenmelidir. Kurumun bir olayı kazası kabul etmemesi durumunda ilgililer, işverenin yanında Kurumu da hasım göstererek kazası tespit davası açabilirler....

                    Dosyadaki kayıt ve belgelerden kurumun tahkikat raporunda meydana gelen olayın kazası olmadığını tespit etmesi üzerine yerel mahkeme tarafından davacılar vekiline kazası tespit davası açmak üzere süre verildiği, davacılar vekilinin yargılamanın 13. celsesinde kazası tespit davası açmadıklarını, açmayacaklarını, mahkemece mevcut duruma göre karar verilmesini istediklerini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Görev konusu, kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemelerce, yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gereken bir husustur. İş mahkemeleri, 5521 sayılı Yasa ile kurulmuş olan istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5521 sayılı Yasa'nın 1. maddesinde, işçiyle işveren veya işveren vekili arasında aktinden veya İş Kanunu'na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının mahkemelerinde çözümleneceği hükmü öngörülmüştür....

                      UYAP Entegrasyonu