Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yapılacak ; Sosyal Güvenlik Kurumundan müfettiş tahkikat raporunu ve Kurum Sağlık Dairesi tarafından sürekli göremezlik oranına ilişkin olarak verilen kararı istemek, SGK Başkanlığınca olayın kazası kabul edilmesi ve sürekli göremezlik kararının gönderilmesi halinde davacının manevi tazminat istemi hakkında karar vermek, olayın Kurumca kazası kabul edilmemesi halinde davacıya olayın kazası olduğuna yönelik işvereni ve SGK Başkanlığını hasım göstermek suretiyle tespit davası açmak üzere önel vermek,tesbit davasını bu dava için bekletici mesele mesele yaparak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı ...Ş'nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

    İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Müvekkili T1'ın davalı kurumda yer altı taş kömürü maden ocağı Armutçuk/KDZ/EREĞLİ işyerinde çalışmakta iken kazası geçirdiğini, söz konusu kazası sonucu çalışma gücünün % 5,1’ini yitirdiğini, -Söz konusu kazasında müvekkilinin hiçbir kusuru bulunmadığını, kusur raporunun hatalı olduğunu, -Maddi tazminat hesabı için alınan veri ve donelerin hatalı olduğunu, -Maddi tazminatın hatalı hesaplandığını, -Müvekkiline % 5,1 oranında kazası malüliyet için verilen 5.500,00.-TL manevi tazminat alacağının da oldukça düşük miktarda olduğunu, manevi tazminat miktarı açısından da itiraz ettiklerini, -Manevi tazminatın hak sahibi için tatmin edici kazası olmaması için gerekli tedbirleri almayan işveren için caydırıcı olması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur....

    Somut olayda kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca işkazası nedeniyle maluliyeti doğan sigortalıya gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir. Yapılacak ; davacıya kazasını Sosyal Güvenlik Kurumuna ihbarda bulunmak, olayın Kurumca kazası olarak kabul edilmemesi halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “ kazasının tespiti” davası açması için önel vermek, tespit davasını bu dava için bekletici sorun yaparak çıkacak sonuca göre, olayın Kurumca kazası olduğunun kabul edilmesi halinde ise davacıya Kuruma müracaat ederek kazası sigorta kolundan ölüm geliri bağlanması için önel vermek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermektedir....

      Mahkemece, davacı sigortalı lehine 40.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir. İş kazası nedeniyle tazminat alacağı haksız fiile dayalı olup, faiz başlangıcı tazminatı doğuran zararlandırıcı olay tarihidir. Somut olayda, dava konusu kazasının 18.06.2006 tarihinde meydana geldiği, dava dilekçesi ile talep edilen manevi tazminat istemine olay tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmesinin açıkça talep edildiğinin anlaşılmasına rağmen, Mahkemece hükmedilen manevi tazminat yönünden faize hükmedilmemesi doğru olmamıştır. Mahkemece, yukarıda belirtilen maddi ve hukuksal olgular gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....

        O halde, 01/06/1990 Tarih ve 1989/3 E. 1190/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da göz önünde tutularak davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı yönünden REDDİNE, 2-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine, 3-Dava, sigortalının kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacı eşin maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne, diğer davacıların ise maddi manevi tazminat istemlerinin zamanaşımına uğradığından bahisle reddine karar verilmiştir. ./.. Dosya kapsamından, kaza tarihinin tarihi olduğu anlaşılmaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, kazası sonucu maluliyetinden doğan manevi tazminat ile işçilik alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, 07.10.2008 tarihinde meydana gelen kazası sonucu davacının sürekli göremez duruma geldiğinden bahisle manevi tazminat ile akdinin haksız feshedildiği gerekçesi ile kıdem tazminatı istemine ilişkindir....

            İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Mahkeme tarafından; maddi tazminat talebinin tam kabulüne, manevi tazminat talebinin ise 2.500,00 tl üzerinden kısmen kabulüne karar vermiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; talep etmiş oldukları 5.000,00 TL tazminatın kusur ve maluliyet durumuna göre uygun olmasına rağmen, davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu savunarak, kararın kaldırılarak manevi tazminat davalarının da tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE Dava kazası nedeniyle sürekli göremez hale gelen davacının maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Davacının 18/12/2008 tarihinde davalı şirketin işyeri olan madende çalışmakta iken eline taş düşmesi sonucunda kazası geçirdiği konusunda anlaşmazlık bulunmamaktadır. Davacının sürekli göremezlik derecesi kurum sağlık kurulu raporu ile %4,1 olarak belirlenmiş olup; bu oran kesinleşmiştir....

            Davacının 07.11.2003 tarihinde meydana gelen kazası sonucu meslekte kazanma gücü kaybı oluşmadığının Kurum tarafınca, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu'nca ve Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunca belirlendiği, geçirilen kazası nedeniyle sigortalıya 07.11.2003-14.02.2004 tarihleri arasında 4.874,13 TL geçici göremezlik ödeneği ödendiği, anlaşılmaktadır. Yapılacak , 07.11.2003 tarihli kazası nedeniyle davacının iyileşme süresini belirleyerek geçici göremezlik dönemi olan bu sürede %100 oranında göremez durumda olduğunu değerlendirerek, bu dönemde çalışamaması nedeniyle yoksun kaldığı ücreti kadar bir zararının olduğunun kabulüne göre maddi zararını bilirkişiye hesaplattırmak, hesaplanan bu zararından Kurumca sigortalıya ödenen geçici göremezlik ödeneğinin rücuya tabi kısmını düşmek ve çıkacak sonuca göre karar vermekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

              Mahkemece, kazası tespitine dair talebi hakkında konusuz kalması nedeniyle bu talebe ilişkin karar verilmesine yer olmadığına, davalı ... aleyhine açtığı maddi-manevi tazminat davası ile tespit davasının reddine, davalı SGK aleyhine açtığı maddi-manevi tazminat davasının reddine, davalı şirket hakkındaki maddi ve manevşi tazminat davalarının kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden davalı Kurum'a davacı tarafından 07.11.2006 tarihinde kazası bildiriminde bulunulduğu, davacı tarafından bu başvuru üzerine makul süre içerisinde sonucunu beklemeden işbu davayı açtığı, davalı Kurum'un herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı Kurum aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, HMK 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır....

                Dosya kapsamından 16.06.2006 tarihindeki zararlandırıcı sigorta olayının kazası olduğu, anılan kaza nedeniyle sigortalının sağ dizinden yaralandığı, bu yaralanması nedeniyle kazalıda herhangi bir gücü kaybının doğmadığı, kazasının oluşumuna dair kusur raporu alınmadığı, Mahkemece “davacının göremezlik oranının "0" olması nedeniyle maddi kaybının olmadığı ayrıca manevi yönden de zarara uğradığı kanıtlanamadığından” ötürü açılan davaların reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Türk Borçlar Kanununun 56. maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmü düzenlenmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu