Mahkemece, yargılama sürerken davalı kurumca meydana gelen kazanın trafik iş kazası olduğunun ve vefat eden sigortalının kaza anında işvereninin tespitine dair yapılan araştırma sonucunda işverenin ... adlı, ... Turizm Gıda Mobilya İnş.ve Tic. Ltd. Şti.’nin müdürü olan şahıs olduğunun ve olayın trafik iş kazası olduğunun tespit edildiği, buna göre uyuşmazlık konusunun yargılama sürecinde ortadan kalkmakla, davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, bu kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece dava konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin tamamen ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafın da davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir. Davacıların meydana gelen olayın iş kazası olduğunun tespiti yanında gerçek işverenin de tespiti talepleri mevcuttur....
GEREKÇE: Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan zararlandırıcı olayın iş kazası olduğunun tespiti davasının yapılan yargılaması sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf talebinde bulunulmuştur....
Bu durumda mahkemece, ilgili ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararı ile birlikte dosyanın İstanbul Teknik Üniversitesinden ve karayolları fen heyetinden seçilecek 3 kişilik kusur konusunda uzman bilirkişi kurulundan, tüm dosya kapsamına göre,KAZANIN TRAFİk KAZASI OLUP OLMADIĞI, OLAYIN oluş şekli, çarpma noktaları,olayın görgü tanıklarının anlatımları da gözönünde bulundurularak sürücülerin olaydaki kusur durumlarının tespiti hususunda, önceki bilirkişi raporlarının da irdelendiği ayrıntılı, gerekçeye ve denetime elverişli bir rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru olmayıp davacı vekillerinin istinafı yerindedir.........
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, iş göremezlik oranının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, davacının davalı işyerinde 29/05/2006 tarihinde geçirmiş olduğu kaza olayının iş kazası olduğunun tespiti ile maluliyet oranının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile “davacının maluliyet oranının %3 olduğunun tespitine” karar verilmiştir....
Davacı tarafça, dava dilekçesinde sürekli ve geçici iş göremezliğe ilişkin talepleri ayrıştırılmadan dava fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla 100.00 TL üzerinden açıldığından, dava dilekçesindeki sürekli ve geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerin eşit oranda talep edildiği, bu kapsamda kabul edilmeyen geçici iş göremezlik tazminat talebinin 50.00 TL olduğu kabul edilerek,yargılama giderleri ve vekalet ücretleri değerlendirilmiştir. Tüm bu nedenler ile davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır....
Somut olayda, davacının iş kazasının tespiti için ....' ya müracaat ettiği, Kurumun soruşturmayı yargılama aşamasında henüz sonuçlandırmadığı , davacı ile işveren arasında derdest ... İş Mahkemesinde görülen tazminat davasında, olayın iş kazası olup olmadığının tespiti için bu dosyanın bekletici mesele yapıldığı anlaşılmaktadır. Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden dolayı işveren aleyhine açılan iş kazası olduğunun tespiti davası, sigortalının da hak alanını ilgilendirir. Nitekim, bu karar ile davalı Kurum (tespit kararı verildiğinde) iş kazası sonucu iş göremez duruma giren sigortalıya gelir bağlayacaktır. Öte yandan, davacının iş kazası tespiti talebinin Kurumca reddedilmediği veya reddedilmiş sayılmadığı belirtilmişse de, dosyadaki belgelerden davacının 15.12.2014 tarihli iş kazası tespiti başvurusuna bir yılı aşkın bir sürede olumlu ya da olumsuz bir cevap verilmediği de açıktır....
Davacının, yurt dışında Türk vatandaşlığında geçen süreleri borçlanma hakkının tespiti, sigortalılık başlangıcının 26.07.1987 olduğunun tespiti ve aksine kurum işleminin iptali istemiyle Ankara 8.İş Mahkemesinin 2013/84 E. sayılı dosyası ile dava açtığı ,Mahkemece 02/05/2013 tarihli celsede, davacının sigortalılık başlangıcının 26.07.1987 tarihi olduğunun tespitine ilişkin istemi ile borçlanma talebinin reddine dair kurum işleminin iptali istemlerinin tefriki ile ayrı esasa kaydedilmesine karar verdiği ve Ankara 8.İş Mahkemesinin 2013/932 E.sayılı dosyası üzerinden yargılamaya devam edilerek karara bağlandığı anlaşılmaktadır.Davacı vekili,11.05.2015 tarihli dilekçesi ile davacının borçlanma talebinin reddine dair Kurum işleminin iptali ile ilgili istemin Ankara 8.İş Mahkemesi 2013/84 E. sayılı dosyasında karara bağlandığını belirterek tavzih talebinde bulunmuştur....
Yargılama sırasında alınan raporda davacının %36 daimi iş gücü kaybına uğradığı belirlenmiş ve bu oran esas alınarak tazminata hükmedilmiştir. Ne var ki anılan rapor hükme dayanak yapılacak nitelikte değildir. Belirtilen oranın hangi esaslara göre tesbit edildiği açıklanmadığı gibi hangi yaş ve meslek grubuna ait baremlerin uygulandığı da gösterilmemiştir. Rapor bu haliyle denetime elverişli değildir. Yerel mahkemece bu konuda yapılacak iş, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası'nın 16. maddesi gereğince bu hususta rapor vermekle görevli Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas Kurulundan, Sosyal Sigortalar Sağlık işlemleri Tüzüğüne uygun rapor alınması yoluna gidilmesidir. Bu yönün gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
Yargılama sırasında alınan raporda davacının %36 daimi iş gücü kaybına uğradığı belirlenmiş ve bu oran esas alınarak tazminata hükmedilmiştir. Ne var ki anılan rapor hükme dayanak yapılacak nitelikte değildir. Belirtilen oranın hangi esaslara göre tesbit edildiği açıklanmadığı gibi hangi yaş ve meslek grubuna ait baremlerin uygulandığı da gösterilmemiştir. Rapor bu haliyle denetime elverişli değildir. Yerel mahkemece bu konuda yapılacak iş, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Yasası'nın 16. maddesi gereğince bu hususta rapor vermekle görevli Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas Kurulundan, Sosyal Sigortalar Sağlık işlemleri Tüzüğüne uygun rapor alınması yoluna gidilmesidir. Bu yönün gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....
İşkazası üzerinde etkili davranışların kusur oranı yönünden değerlendirmesini yapacak bilirkişi kurulu, iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile, işçi sağlığı ve işgüvenliği alanında uzman kişilerden seçilmeli; mahkemece, kabul edilen maddi olgular ışığında yapılacak incelemede; mevzuat uyarınca hangi önlemlerin alınması gerektiği, bu önlemlerin işverence alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere sigortalının uyup uymadığı yönleri irdelenerek, bilirkişi raporunda yargısal denetime elverir biçimde ortaya konulmalıdır....