Alacaklı itirazın kaldırılması için ... mahkemesine başvurabileceği gibi itirazın iptali için ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıl içerisinde genel mahkemelere başvurabilir. Alacaklı, bu konuda seçimlik bir hakka sahiptir. Somut olayda, davanın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ile davanın ... Hukuk Mahkemesine açılması, davacı tarafın İİK'nun 68. maddesine göre itirazın kaldırılmasını talep ettiğini göstermektedir. Bu durumda, itirazın kesin kaldırılmasına ilişkin uyuşmazlığın ... Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 1. ... Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 24.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması-Tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava tahliye taahhüdü nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne itirazın kaldırılmasına kiralananın tahliyesine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dava dilekçesinde tahliye taahhüdüne dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın kaldırılarak kiralananın tahliyesini istemiştir. Mahkemece kısa kararda itirazın kaldırılmasana ve kiralananın tahliyesine karar verildiği halde, kararın gerekçesinde kira parasının ödendiği kanıtlanamadığından itirazın kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir....
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle------- sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir. İİK. mad. 67/I -III, V‟de düzenlenmiş bulunan itirazın iptali davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılır. İtirazın iptali davası açılabilmesi için; a) Yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir ilamsız icra takibi bulunmalıdır. İtirazın iptal davası, icra takibi ile bağlantılı olduğundan, davalı aleyhine yapılmış geçerli bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası dinlenmez. Yetkili icra dairesinde yapılmış usulüne uygun bir icra takibi bulunmadıkça, itirazın iptali davası açılamaz....
Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında, her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira, süresi içinde açılan dava, itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması halinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil, alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır. Şu durumda, takibe etkili itirazın iptali davasında ispat edilecek olan, takibe ve borçlunun itirazına konu alacak olup, bu alacağın sebebinin değiştirilme olanağı itirazın iptali davası için bulunmamaktadır....
İİK’nın 68. maddesi “Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senet yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz ya da belgeye müstenitse alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Bu süre içinde itirazın kaldırılması istenilmediği takdirde yeniden ilâmsız takip yapılamaz. Borçlu, itirazını varit gösterecek hiçbir belge ibraz edemezse tetkik mercii itirazın kaldırılmasına karar verir.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda davacı vekili, Pendik 2. İcra Müdürlüğünün .../... E. sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlattıklarını, borçlunun takibe itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği anlaşıldığından, uyuşmazlığın Pendik 1. İcra Mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Davacı alacaklı dava dilekçesinde 900 TL'nin elden ödendiğini kabul ederek kısmi itirazın kaldırılmasını ve tahliye kararı verilmesini istemiştir. Bu durumda itirazın kaldırılmasına konu olan miktarın 2000 TL olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece 2000 TL asıl alacak ve 156,26 TL işlemiş faizi yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde 4700 TL asıl alacak ve 156,26 TL işlemiş faiz yönünden itirazın kaldırılmasına karar verilmesi doğru değilse de bu yanlışlığın düzeltilmesi için yeniden yargılama yapılmasında fayda görülmediğinden hüküm fıkrasından ''....4700 TL...'' nin çıkarılarak yerine ''...2000 TL...''yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, itirazın kaldırılması istemine ilişkindir. ... İcra Mahkemesince, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir ... Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davacının davayı itirazın kaldırılması davası olarak icra mahkemesinde açma yönünde seçimlik hakkını kullandığı gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İİK’nın 68. maddesinde, “Talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senet yahut resmî dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usûlüne göre verdikleri bir makbuz ya da belgeye müstenitse, alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren altı ay içinde itirazın kaldırılmasını isteyebilir....
Mahkemece ihtiyati hacze konu kredi sözleşmesi nedeniyle alacaklı tarafından itiraz eden borçlu aleyhine açılan itirazın iptali davasının derdest olduğu, 6100 sy. HMK'nun 390/1 md. gereğince dava açıldıktan sonra ihtiyati haczin ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden istenebileceği, gerekçeleriyle itirazın kabulüne ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiş, karar ihtiyati haciz isteyen vekili tarafından temyiz edilmiştir. Alacaklının talebi üzerine verilen ihtiyati haciz kararına karşı borçlu 30.03.2016 tarihinde ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye itiraz etmiştir. Ancak, borçlunun itirazlarından önce alacaklı tarafından icra takibi başlatılmış ve vaki itiraz üzerine de 26.01.2016 tarihinde itirazın iptali davası açılmıştır. Bu durumda, ihtiyati hacze itirazı inceleme görevi asıl uyuşmazlığı sonuçlandıracak itirazın iptali davasını gören mahkemeye ait olup, ihtiyati hacze itirazın reddi gerekirken yazılı, gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmüştür....
Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak (davası) iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.). Buna göre davada 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7. maddesi uyarınca sözlü yargılama usulü uygulanır....
İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. İcra takibinde yer alan ve borçlu tarafından itiraza uğrayan kısım davanın konusunu oluşturur. Borcun tamamına ya da bir kısmına itiraz hallerinde olduğu gibi imzaya itiraz ile faize itiraz edilmesi durumunda da itirazın iptali davası açılabilir. İcra İflas Kanununun 68 ve 68 (a) maddelerinde sözü edilen belgelerden birine sahip olmayan alacaklı, itirazın giderilmesini sağlayabilmek için yalnız itirazın iptali yoluna başvurabilir. Borçlu ödeme emrine itiraz etmemiş ya da itiraz geçerli değilse alacaklının itirazın iptali davası açmasında hukukî yarar yoktur. İtirazın iptali davası süreye tabidir. Alacaklı itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde davayı açabilir. İcra takibi konusu alacak davası iş mahkemesinin görevine girmekte ise, itirazın iptali davası da iş mahkemesinde açılır (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku, İstanbul Kasım 2004, s. 223.)....