WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İtirazın iptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İtirazın iptali davası, (konusu borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan) bir eda davasıdır. İtirazın iptali davası, takip alacaklısı tarafından, ödeme emrine (süresi içinde) itiraz etmiş olan takip borçlusuna karşı açılır. Alacaklı davayı kazanırsa (yani, mahkeme borçlunun borçlu olduğu kanısına varırsa), mahkeme, borçlunun itirazının iptaline karar verir; işte bundan dolayı, bu davaya itirazın iptali davası denir. İİK'nun 68-68/a maddesindeki yazılı belgelerden birine sahip bulunmayan alacaklı, itirazın hükümden düşürülmesini sağlayabilmek (yani, itiraz ile duran icra takibine devam edilmesini isteyebilmek) için, yalnız itirazın iptali davası yoluna başvurabilir; icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez....

    Dosya kapsamına göre dava önce itirazın iptali davası olarak açılmış olup, daha sonra davacı tarafça ıslahla alacak davasına dönüştürülmüştür. İlk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği gibi itirazın iptali davasının ıslah ile alacak davasına dönüştürülmesi mümkündür. Her ne kadar ilk derece mahkemesince ıslahın, itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş ve bu konuda bir kısım Yargıtay ve istinaf kararları gerekçe olarak gösterilmiş ise de söz konusu Yargıtay ve istinaf kararlarında bahsedilen ıslah, itirazın iptali davasının kısmi dava olarak açılması ve ıslahla müddeabihin artırılması ile ilgilidir. Yani bu tür ıslahta dava yine itirazın iptali davası olarak kalmaya devam etmektedir. Halbuki somut olayda başlangıçta itirazın iptali davası olarak açılan dava ıslahla alacak davasına dönüştürülmüş olup, artık dava alacak davası olarak görülecektir....

      Mahkemece, İİK m.67/1 hükmünde öngörülen 1 yıllık süre içinde itirazın iptali davasının açılmadığı gerekçesiyle "davanın zamanaşımı nedeniyle reddine," karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. İtirazın iptali davası, alacaklının borçlunun itiraz ederek durdurduğu takibin, alacağının varlığını genel hükümler çerçevesinde ispatlamak suretiyle devamını sağlamak amacıyla açtığı takip hukukuna özgü ve kanunda özel olarak düzenlenmiş bir dava çeşididir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 67/1.maddesine göre alacaklı, itirazın iptali davasını itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde açabilir. Hükümde öngörülen bir yıllık süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup, hükmün açık lafzı gereği itirazın alacaklıya tebliğ edilmesi ile başlar. Diğer bir ifade ile itiraz alacaklıya tebligat kanunu hükümlerine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilmemiş ise bir yıllık süre başlamaz....

        Mahkemece daha önce tedbire itirazın reddi kararının istinaf edilmesi sonucu dairemizin 2021/1468 E 2021/1058 K sayılı kararı ile karar gerekçesinde belirtildiği üzere; Mahkemenin tedbire itirazın reddi gerekçesinde, davalılardan ...' un takip alacaklısı olarak göründüğü, bu şahsın takip konusu çeklerde ciro imzası bulunmadığı gerekçesine yer verilerek karar verildiği, çeklerde ciro imzası bulunduğu anlaşılan diğer davalı şirket yönünden ise gerekçe oluşturulmadan itirazın reddine karar verildiğinin belirtildiği anlaşılmıştır. İhtiyati tedbir kararına itiraz dilekçesi incelendiğinde, itirazın davalı şirket yetkilisi sıfatıyla yapıldığı, gerçek kişi davalının kendi adına yaptığı bir itirazın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece öncelikle icra takibinde alacaklı sıfatının kime ait olduğunun tereddüte yer vermeyecek surette ve icra müdürlüğü ile yazışma yapılarak tespit edildikten sonra, sonucuna göre davalı şirketin itirazı hakkında karar verilmelidir....

          İcra Dairesi'nin ... esas sayılı ilamsız takibe karşı vaki itirazının iptali istemine ilişkindir.Eldeki davada, takip tarihi olan 31.01.2018 tarihinden sonra, itirazın iptali davası açılmadan evvel, ödeme emrine vaki davalı- borçlunun itiraz tarihi olan 12.02.2018 tarihinde, davalı- borçlu tarafından, davacıya 6.473,08-TL ödeme yaptığı çekişmesizdir. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede borçlunun itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İİK madde 67/ birinci fıkrasının “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir…” hükmünü amir olduğunu, daha açık bir ifadeyle itirazın iptali davaları için hükmolunan bir yıllık hak düşürücü süre, borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlamakta olup, yetkili icra müdürlüğü tarafından alacaklıya itiraz dilekçesi tebliğ edilmediği sürece bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığını, keza İİK madde 67 birinci fıkrası ile dava açma süresinin ödeme emrine vaki itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren başlayacağının açıkça belirtildiğini, dava süresinin başlaması için haricen öğrenme ya da benzeri bir durumun yasada öngörülmediğini, yasa hükmü son derece açık ve şüpheye yer vermeyecek şekilde düzenlenmiş olmakla...

              DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin iken, ıslah ile alacak davasına dönüştürülmüştür. Davalı taraf; davacının 29/05/2015 tarihinde başlattığı ilk takip dosyasında süresinde itiraz ettiklerini, davacının bir yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açmadığını, davacının aynı alacak için 25/02/2016 tarihinde mükerrer takip yaptığını, bu takibe de yasal süresinde itiraz etmeleri üzerine itirazın iptali davası açıldığını, ancak ilk takibe yönelik itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığından, ilamsız takibin düşeceğini ve aynı alacak için yeniden ilamsız takip yapılamayacağını, ayrıca davacı şirket ile hukuki ve organik bağı olan dava dışı şirketten alacakları olup bu alacaklarını davacının alacağına mahsup ettiklerini belirterek öncelikle davanın usulden reddine aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir....

                devam ederken dava bazı nedenlerle konusuz kalmış olabilir, bu nedenlere örnek olarak itirazın geri alınması ve takip konusu borcun ödenmesi gösterilebilir....

                  Sayılı ilamında ' itirazın iptali davası, bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gereken bir dava olup, açık kanuni düzenlemeye göre dava açma süresi itirazın tebliği ile başlayacaktır. Ödeme emrine itiraz, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak takip alacaklısına tebliğ edilmez ise dava açma süresi başlamayacaktır. İİK’nın 67/1. maddesindeki düzenleme dikkate alındığında icra dosyasında alacaklının icra işlemleri yapmış olmasının itirazın tebliği anlamına gelmeyeceği de açıktır. Bu durumda, mahkemece açılan davanın süresinde olduğu gözetilerek, işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmelidir. ' şeklinde belirtildiğinden, itirazın tebliği gerekmektedir. Arabuluculuk görüşmeleri sonucunda, yargılamaya konu icra takibine davalının itirazının olduğu ve arabulucuk görüşmesi sonucunda anlaşmanın sağlanamadığına dair 05.04.2019 tarihli arabuluculuk anlaşamama son tutanağının düzenlendiği görülmüştür....

                    GEREKÇE: Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Dosya kapsamında davalının süresinde borca itiraz ettiği, takibin durduğu, eldeki davada da davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı borçlu, icra takibine itirazı sırasında yetki itirazında bulunmayarak İzmir 20. İcra Dairesinin yetkisini kabul etmiş sayılmakta ise de; bu husus, itirazın iptali davasının görüleceği genel mahkemenin yetkisini de kabul ettiği anlamına gelmez. İcra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalı borçlunun, itirazın iptali davasında mahkemenin yetkisine itiraz etmeye hakkı bulunmaktadır. Davada genel yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir....

                      UYAP Entegrasyonu