Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliğinin 22.01.2004 tarih ve 1888 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacının murisi olan...nin tapuda 1/3 hisseye sahip olduğu ancak ......

    sunulduğunu, mahkemeden telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğacağından ve müvekkilinin mağdur olduğundan ve mağduriyeti her geçen gün arttığından taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin tapu siciline şerhi gerektiğini, eğer taşınmaz satış vaadi sözleşmesi tapu siciline şerh edilmiş olursa vaat alacaklısı sözleşmeden doğan kişisel hakkını şerhten sonra kazanılan haklara karşı ileri sürebileceğini belirterek tedbir talebinin reddine kararının kaldırılarak veya yeniden inceleme- yargılama yapılarak Kartal 10.Noteri 11.09.2020 tarihli 21367 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi'nin Tapuya şerh edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davada dayanılan 29.01.2013 günlü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi biçimine uygun düzenlenmiştir. Sözleşmedeki edimin yerine getirilmemesi halinde vaat alacaklısı Türk Medeni Kanununun 716. maddesinden yararlanarak ferağa icbar suretiyle taşınmazın hükmen tescili için dava açabilir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde amaç ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılmasıdır. Başka bir anlatımla, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride taşınmaz mal mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme (yeni bir sözleşme yapma) taahhüdünde bulunur. İleride yapılması taahhüt edilen akit ise taşınmaz mal satımıdır. O yüzden taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri ileride yapılacak taşınmaz satış sözleşmesinin esaslı unsurlarını ihtiva etmelidir. Taşınmazın maliki olmayan kişinin bu taşınmaza ilişkin satış vaadi sözleşmesi düzenlemesi mümkündür....

      Davacı ile davalıların murisi arasında bir satış vaadi sözleşmesi bulunmamaktadır. Davalının murisi İzzet dava dışı Muhsin'e, Muhsin de taşınmazın satışını davacıya vaat etmiştir. Dava, taşınmazın tapuda üçüncü şahsa devri nedeniyle malik İzzet mirasçısına karşı açılmıştır. Mahkemece, davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesi alacağın temlikini sağladığından taşınmazın bedeline ilişkin de bir talep hakkının varlığı nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Satış vaadi sözleşmesi ile temlik edilen; taşınmazın mülkiyetinin geçirimini talep hakkıdır. Satış vaadi sözleşmesinde, sözleşmenin ihlali halinde taşınmazın bedeline yahut tazminine ilişkin hakkın da temlik edildiğine dair bir hüküm yer almayıp, alacağın temlikinde belirli, muayyen bir hakkın temliki bahis konusudur. Alacağın temliki (BK m. 162-172) yoluyla borç ilişkisinin devri mümkün değildir. Davacı, satış vaadine ilişkin sözleşmeden doğan hakkını akidine ileri sürebilir....

        Bu nedenle, taşınmaz satış vadi sözleşmesine konu taşınmazın tapuda kayıtlı olması zorunlu ise de sözleşme sırasında satış vaadi borçlusunun taşınmazın maliki olması gerekmez. Çünkü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılmakla vaat borçlusu ileride o taşınmaz malın mülkiyetini vaat alacaklısına geçirme taahhüdünde bulunur. Bu nedenle ifanın talep edildiği tarihte taşınmazın satış vaadi borçlusunun mülkiyetinde olup olmadığına bakmak gerekir. Taşınmaz mülkiyeti satış vaadi borçlusunda ise ferağa icbar davası kabul edilmelidir. Somut olayda; Dava konusu 1618, 1619, 1620 ve 1621 parsel sayılı taşınmazların satışı ... tarafından 29.3.2000 sözleşmeyle İşçimenler AŞ.'ye vaadolunmuş, daha sonra şirket İşçimenler Anonim Şirketine bu sözleşme ile satışını vaad aldığı taşınmazları 8.2.2000 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacı Hayrettin Karasu’ya temlik etmiştir....

          Davacı-davalı ... vekili ise, davacı ...’nın emlakçi olan davalı ...’e noterden düzenlenen 12.10.2006 tarihli vekaletname ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve satımı konusunda genel vekaletname verdiğini, davalı ...’in ...’nın talimatı olmadan dava konusu 429 ada 55 parseldeki payını muvazaalı şekilde işçisi olan davalı ...’e 16.10.2009 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığını öne sürerek, 16.10.2006 tarihili taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin iptali istemiyle dava açmıştır. Davalı ... duruşmadaki beyanında, ...’nın eşi ...’ın ...’e borcu olduğu için ...’nın dava konusu 429 ada 55 parsel sayılı taşınmazdaki payını ...’e noterde düzenlenen taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığını, ancak satış vaadi sözleşmesinde peşin alındığı belirtilen 30.000 TL satış bedelini ise almadığını belirtmiştir....

            davalı tarafın, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine uymaması nedeniyle müvekkilinin büyük mağduriyet yaşadığını, Van 1....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi ve otel karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsiline ilişkin olup, taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmamaktadır Bu durumda hükmün temyiz incelemesi görevi Dairemize ait olmayıp Yargıtay .... Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 22.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Dava; üçüncü kişi adına tescilli taşınmazın davalı tarafından davacıya adi yazılı satış vaadi sözleşmesi ile satılan taşınmaza ilişkin, sözleşmenin davacı tarafından feshedilmesi nedeniyle itirazın iptali davasıdır. TBK m. 237/ f. II hükmüne göre taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, resmî şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmaz. TBK m. 29/ f. II uyarınca, “Kanunlarda öngörülen istisnalar dışında, önsözleşmenin geçerliliği ileride kurulacak olan sözleşmenin geçerliliğine bağlıdır’’ Taşınmaz satış vaadi sözleşmesi, taşınmaz satış sözleşmesinin önsözleşmesi niteliğindedir. TMK m. 706 uyarınca “Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmiş olmalarına bağlıdır’’ Resmî şekilden ne anlaşılması gerektiği Tapu Kanun'u m. 26’ da düzenlenmiştir. Söz konusu hükme göre, taşınmaz mülkiyetini devir borcu doğuran sözleşmeler, tapu sicil memuru tarafından yapılır....

              -KARAR- Davacı vekili, taraflar arasında gayri resmi şekilde düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile müvekkiline dükkan satılmasında anlaşılmaya varıldığını, müvekkilinin sözleşme gereği toplam 485.000,00 TL'yi davalıya ödediğini, ancak sonrasında satış işleminden vazgeçmeyi istediğini bildirdiği halde davalının bunu yerine getirmediği gibi satış bedelini de iade etmediğini, ödenen tutarın ödeme tarihinden itibaren işleyen faizi ile tahsili için girişilen icra takibine itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %40'tan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu