Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık tapuda yapılan 20.01.2013 tarihli temlike esas olan ... Noterliği'nin 30.12.2002 tarih, 10903 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi sebebiyle doğan alacağa dayalı takibe itiraz edilmesi sonunda açılan itirazın iptali isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 27.12.2013 tarih 38 sayılı Kararı ile hazırlanıp, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarih 1 nolu Kararı ile kabul edilen ve 29.01.2014 tarih 28897 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (14.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 18.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Davalının satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmaz bedelini tapu malikinin vekili olan davacıya ödediği 10.7.1998 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile anlaşıldığına göre, davacının satış bedelinin ödenmediğini yine aynı kuvvetteki yazılı delil ile isbatlaması gerekir. Davacı bu hususta yazılı belge ibraz edemediğine göre, mahkemece, davacının, davalıya yemin teklifine hakkının bulunduğu hatırlatılarak, sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına bozulmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 14.5.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava; taraflar arasında yapılan taşınmaz satış sözleşmesi gereğince davalıya ödenen bedelin iadesi için başlatılan takibe vaki itirazın asıl alacak yönünden iptali talebini içermektedir. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi geçerli olabilmesi için M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması gerekir....

      Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili, davalı ile müvekkili ... arasında 15.01.1999 tarihinde noterde yapılan 1343 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi uyarınca, davalıya ait 105 ada 74 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan zemin kat 15 No’lu dükkanın; aynı tarihte ayrı ayrı müvekkili ... ile yapılan 1345 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi uyarınca zemin kat 26 No’lu dükkanın; müvekkili... ile yapılan 1348 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile zemin kat 30 No’lu dükkanın; 08.02.1999 tarihinde müvekkili ... ile yapılan 3041 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi uyarınca zemin kat 7 No’lu dükkanın ve müvekkili ...ile 14.01.1999 tarihinde yapılan 1099 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi uyarınca zemin kat 5 No’lu dükkanın davalı tarafından müvekkillerine satışının vadedildiğini, ancak davalının satış vaadi sözleşmelerinden kaynaklanan edimini yerine getirmediğini belirterek, dava konusu taşınmazda kain 5, 7, 15, 26 ve 30 bağımsız bölüm numaralı dükkanların tapu...

        Asıl davada davacı vekili, müvekkili davacı ile davalılar arasında düzenleme şeklinde yapılan 02.04.1992 tarih ve 05643 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile davalı ...’ın, 21.04.1992 tarih 6564 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile davalı Melahat Sağlam’ın, 04.05.1993 tarih 7879 yevmiye nolu satış vaadi sözleşmesi ile ...’in 02.08.1993 tarih 13210 yevmiye No'lu satış vaadi sözleşmesi ile ... ve ...’in 420 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki murislerinden gelen tüm hak ve hisselerini müvekkili davacıya satmayı vaadettiklerini, bedelin ödendiğini, taşınmazın zilyetliğinin teslim edildiğini ileri sürerek dava konusu taşınmazda davalılar adına kayıtlı tüm hak ve hisselerin müvekkili davacı adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ...’nın yargılama devam ederken ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir. Davalı ... asıl davayı kabul ettiğini beyan etmiştir....

          TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 29/04/2021 NUMARASI : 2020/566 ESAS, 2021/814 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali KARAR : Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı ve süresinde istinaf yoluna başvurulduğundan, dosyanın tevdi edildiği Dairemiz Üye Hakimi Şükrü Hanlı BAYDIN tarafından incelendikten sonra, yapılan müzakerede dosya üzerinden heyetçe yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Teknik Yapı...A.Ş. arasında "Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi" imzalandığını, bu satışa bağlı olmak üzere T3 A.Ş. Kadıköy Şubesi ile de 08.03.2017 tarihinde satış bedelinin bakiyesi olan 426.892,00.-TL lik kısmı için "Konut Finansmanı Sözleşmesi" aktedildiğini, davacı toplam 106.723,00....

          Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, hukuki niteliği bakımından bir ön akit olup bu sözleşme ile; taşınmaz mal mülkiyetinin başkasına geçirilmesi ve başkası adına tescili değil, sadece o taşınmaz malın ileride satışına ilişkin bir sözleşme yapılması borçlanılmaktadır. Bu nedenle, satış vaadine konu taşınmazın sözleşmenin düzenlendiği sırada vaad edenin mülkiyetinde bulunmaması sözleşmenin geçersizliği sonucunu doğurmaz. Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin aynen yerine getirilmesi mümkündür ancak, satış vaadinde bulunan, geçerli bir satış vaadi sözleşmesine rağmen akdi yerine getirmez ise, vaad edilen; vaad olunan satış aktinin yerine getirilmesi hususunda dava açabilir. Zira, satış vaadi sözleşmesi, satış sözleşmesinin yapılmasına tarafları icbar eder. Mahkemenin hükmü de bu satış aktinin yapılmasına ilişkindir. Bir başka deyişle mahkeme hükmü satış aktinin yerini tutar ve Türk Medeni Kanunu'nun 716....

            Mahkemece, dava dışı yüklenicinin payına düşen bağımsız bölümü gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davacıya satmayı vaat ettiği ancak yüklenici eser sözleşmesi uyarınca kendisine düşen edimini yerine getirmediğinden davacının dava konusu bağımsız bölümü davalı arsa sahibinden talep etmeye hakkı bulunmadığı, davacı ile davalı arsa sahibi arasında düzenlendiği söylenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin aslında dava dışı yüklenici ile davacı arasında yükleniciye kalması kararlaştırılan bağımsız bölümlerin satışı niteliğinde olup bu sözleşmeye istinaden davacının ödediği satış bedelini sözleşmenin akidi olan dava dışı yükleniciden talep edebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı ... iptali ve tescil istemine ilişkindir. Satış vaadi sözleşmesinin tarafı arsa sahibi davalı olup davacı ile yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanan temlik sözleşmesi yapılmamıştır....

              Davalı vekili, satış işleminin davacı yanın kötüniyetli tutumu sonucu gerçekleşmediğini ve davacının taşınmazları satın almaktan vazgeçtiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yanlar arasında resmi şekilde satış vaadi sözleşmesi akdedilmemesi nedeniyle tarafların aldıkları bedeli iade etmekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaliyle asıl alacak tutarı 13.199 YTL'ye takip tarihinden itibaren yıllık %25'i geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, %40 oranında 5.380.85 YTL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 16.11.2007 gününde oybirliğiyle kararverildi....

                Davalı, dava konusu parseli takyit süresi içinde önce davacı ile akdettiği taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca davacıya daha sonra yine takyit süresi içinde asli müdahile satmayı vaat etmiş, bedelini her iki sözleşme uyarınca da nakden teslim almıştır. Mahkemece asli müdahil yönünden davanın reddine, davacı yönünden tapu iptali ve tescil talebinin reddi ile tazminat yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olup hüküm asli müdahil tarafından temyiz edilmiştir. Her ne kadar mahkemece 10 yıllık süre içinde satış vaadi sözleşmeleri hukuki sonuç doğurmayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; Köy Kanunu uyarınca tahsisi yapılan yerlerin sadece 10 yıllık süre içinde satışları yasak olup, satış vaadi sözleşmesi bir ön akit niteliğinde olduğundan akdedilen satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Ancak 10 yıllık süre içinde bu satış vaadinin ifa olanağı olmadığından 10 yıllık süreden sonra ifa olanağı doğmaya başlayacaktır....

                  UYAP Entegrasyonu