Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, taşınmazların davacının kullanımında olduğunu, bedelin murise ödendiğini gerekçe olarak belirtip davanın kabulüne yönelik karar verilmiştir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 11.06.2009 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin dava değeri nedeniyle reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 08.01.1997 ve 19.04.2000 tarihli satış vaadi sözleşmesi uyarınca 889, 890, 891, 892, 895, 896, 897, 898, 900 ve 902 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı payının bir kısmını satın aldığını ileri sürerek satış vaadi sözleşmesine konu payların tapusunun iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Davalı, davacıya satış yapmadığını savunmuş, davanın reddini istemiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN İPTALİ Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada; Asıl davada davacı, davalılardan ... ile kardeş olduklarını, mirasbırakanları ... ...’ın paydaşı olduğu 133 ada, 42 parseldeki 24/64 payına ilişkin ...’e 13.05.1997 tarihinde satış vaadi yetkisini de içeren vekaletname verdiğini, 16.05.1997 tarihinde bu vekaletname ile dava konusu payın gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile diğer davalı ...’a devredileceği konusunda anlaşıldığını, davalı ...'...

      Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Belirtilmelidir ki, satış vaadine konu bir taşınmazın tapu kaydı üzerinde ipotek, haciz veya ihtiyati tedbir kararı gibi şerhlerin bulunması o satış vaadi sözleşmesinin icrasını istemeye engel teşkil etmez. Satış vaadi sözleşmesi taşınmazın tapu kaydı üzerindeki kısıtlamalarla birlikte ifa edilebilir. Dolayısıyla, davalının yüklenici olan babasının namına bazı ödemeler yaparak arsa sahiplerinin borçlarını kapatıp kayıtlardaki ipotek, haciz veya ihtiyati tedbir gibi şerhleri kaldırması davalıya taşınmazın mülkiyetini talep etme yetkisi vermez....

        Somut olayda ilk derece mahkemesi tarafından her ne kadar davacı ile davalılar arasında düzenlenmiş gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi bulunmadığından davanın pasif husumetten reddine karar verilmiş ise de, dosya içerisinde bulunan 17/09/2001 tarihli ve 6479 yevmiye numaralı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile davaya konu taşınmazın davalılar ile bir kısım davalıların murisleri tarafından dava dışı Hülya Canpolat'a satışının vaad edildiği, yine Hülya Canpolat tarafından 30/12/2003 tarihli ve 8155 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi ile davaya konu taşınmazın davacıya satışının vaad edildiği, Hülya Canpolat'a yapılan satışın tapuya şerh edildiği, dolayısıyla Hülya Canpolat tarafından yine satış vaadi sözleşmesi ile davacıya yapılan satışın da geçerli olduğu ve davacı tarafından bu hakkın tapu maliklerine karşı ileri sürülebileceği değerlendirilerek davanın esasına girilerek esastan karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması hatalı olmakla davacının istinaf başvurusunun...

        Satış vaadi sözleşmesinin beş seneden fazla bir müddet için şerhi mümkün değildir (Tapu K. m.26). Sözleşmede böyle bir kayıt olsa bile beş yıllık sürenin dolmasının ardından malik, şerhin terkinini müdürlükten isteyebilir. 2. Değerlendirme 1. Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince on yıllık süre içinde satış vaadi sözleşmesi akdedilemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de; Köy Kanunu uyarınca tahsisi yapılan yerlerin on yıl içinde satışları yasak olup, satış vaadi sözleşmesi bir ön akit niteliğinde olduğundan yapılan satış vaadi geçerlidir. Ancak on yıllık süre içinde bu satış vaadinin ifa olanağı olmayıp on yıllık süreden sonra ifa olanağı doğmaya başlar. 2. Öte yandan davacı, tapu kaydındaki şerhin usulsüz yazıldığını ileri sürerek terkinini istemektedir. TMK'nın 1009. maddesi gereğince satış vaadi sözleşmesi tapuya şerh verilebilen haklardandır....

          Aynı şekilde ileride devredene düşecek bir taşınmazın da taşınmaz satım vaadi suretiyle alacaklıya devredilmesine ilişkin olarak da taşınmaz satış vaadi düzenlenebilir. Somut olayda Davalı T4 kendi adına asaleten diğer davalı T5'ya velayeten 17/05/2001 tarihli resmi şekle uygun düzenlenmiş satış vaadi sözleşmesi ile kendilerine intikal etmiş ve edecek olan Kahramanmaraş ili Onikişubat İlçesi 3621 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını davacıya satmayı vaad ve taahhüt etmişlerdir. Az yukarıda açıklandığı gibi taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde amaç ileride bir taşınmazın satış işleminin yapılmasıdır. Bu kapsamda satış vaadi sözleşmesi düzenlendiği anda taşınmazda malik olmak gerekmediği gibi özellikle elbirliği ortaklığına konu taşınmazlarda ileriye dönük olarak bir miras bırakandan gelecek hisselerin de satışının vaad edilmesi mümkündür ve böyle bir satış vaadi sözleşmesi bir taahhüt muamelesi olarak geçerlidir....

          KARAR Davacı, dava konusu parselleri gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı üçüncü kişiden 05/02/1992 de satın aldığını, parseller hakkında 24/07/2009 tarihinde davalı şirket ile gayrimenkul geliştirme ve satış vaadi sözleşmesi imzaladığını, sözleşmeye göre 325.000 m2 taşınmazın yarısını davalıya adına tapu alınması ve taşınmazlar üzerindeki işgalcilere satış vaadi sözleşmesi ile satılması işlemlerinin yapılması karşılığında devretmiş olduğunu ayrıca 09/12/2010 tarihinde işgalcilere satış yapabilsin diye bedelsiz olarak yarı hissesini davalıya temlik ettiğini, temliknamenin gerçekte bedelsiz olup geçerli olmadığını ve davalının hiç bir edimi yerine getirmemiş olduğunu ileri sürerek gayrimenkul geliştirme ve satış vaadi sözleşmesinin ve buna bağlı bedelsiz temliknamenin iptaline karar verilmesini istemiştir....

            Vaad alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Medeni Kanunun 716 (önceki Medeni Kanun 642) maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Gerçekten Borçlar Kanununun 213 ve ön sözleşmeye ilişkin 22.madde hükmünce taşınmaz mülkiyetini nakletme özelliğinden dolayı taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin geçerliliği resmi şekilde yapılması koşuluna bağlıdır. Yasadaki resmi senetten maksat yasaların yetkili kıldığı memur tarafından usulüne uygun tanzim ve tasdik edilmiş senettir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmelerini düzenleyecek olan resmi memur ise 1512 sayılı Noterlik Kanununun 60.maddesi hükmünce kuşkusuz noterliktir. Zira, anılan yasanın 60. maddesi 3.bendinde noterlerin görevleri arasında “gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi yapmak” da bulunmaktadır....

              Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Geçerli bir sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığında 818 sayılı BK’nin 96 ve 106. maddeleri dikkate alınması gerekir. Somut olayda; davacılar noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu payların satın alındığını iddia ederek tapu iptal ve tescil ikinci kademede tazminat talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Davacıların murisi Sebahat Budak ve davacı ... ile davalı ... Sezar arasında yapılan biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen bedelin davacılar tarafından nakten ve tamamen ödendiği sözleşmede belirtilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu