Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, her ne kadar taraflar arasında düzenlenen satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçerli değil ise de, uyuşmazlığın taşınmazın ayni ile ilgili olmayıp zamanında teslim edilmemesi nedeni ile kira kaybına ilişkin olduğu, tapuların davacıya devredildiği dikkate alındığında satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmadığı ve bu nedenle geçersiz olduğunu ileri sürmenin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı, sözleşmedeki tahkim şartının geçerli olduğu gerekçeleri ile HMK'nın 413. maddesi gereğince davalının tahkim ilk itirazının kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ...'ın 1999 depremi nedeniyle tahsis edilen konutu Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi ile 20.000USD bedel ile kendisine sattığını, ancak hak sahipliği iptal edildiği için satışını vaad ettiği taşınmazın mülkiyetini geçirme borcunun ifasının imkansız hale geldiğini, davalı ...'nın da diğer davalı ...'...

      İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; dosyada mevcut taraflar arasında imzalanan 01.11.2013 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi resmi şekil şartlarını taşımadığından geçersiz olduğunu, TBK’nın 237. maddesinde taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi gerektiğini, taşınmaz satış vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri resmi şekilde düzenlenmedikçe geçerli olmayacağını, taraflar arasındaki sözleşme kanuna aykırı düzenlendiğinden geçersiz olduğunu, taraflar arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi resmi şekilde yapılmadığından geçersiz sözleşmeye dayalı müvekkilinden alınan %2'lik komisyon bedeli de haksız ve hukuka aykırı olduğunu müvekkili ihtirazi kayıtla bu ödemeyi yapmak zorunda kaldığını, müvekkilince ihtirazi kayıtla yapılan işlemler müvekkilin aleyhine yorumlanamayacağını, geçersiz bir sözleşmeye bağlı komisyon bedeli alınıp alınamayacağı hususlarının mahkemece yeterince irdelenmediğini, kararın kaldırılmasına, davalının taleplerinin...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Başkanlığımızın 29.09.2015 tarih ve Esas: 2014/19580 Karar: 2015/14640 sayılı geri çevirme ilamıyla, davalı ile dava dışı üçüncü kişi arasında yapıldığı iddia olunan gayrimenkul satış vaadi kat karşılığı inşaat sözleşmesi ilgisi nedeniyle istenilmiş olup cevap dilekçesinde belirtilen 06.06.2009 tarihli ve 00378 yevmiye nolu ve 25.07.2008 ve 23491 yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi kat karşılığı inşaat sözleşmesi geri çevrilme kararı yerine getirilerek Başkanlığımıza gönderilmiş ise de; söz...

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Müştekinin 2016 yılında verdiği şikayet dilekçesinde; şüphelinin yapsat işi ile uğraştığını ve daha evvelden başkasına 2006 yılında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığı aynı daireyi kendisine de 2007 yılında taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile sattığını ve şerh düşülmesi için tapu müdürlüğüne başvurduğunda bu dükkan için önceden şerh verildiğini öğrendiğini, bu şekilde dolandırıldığını belirttiği anlaşılmış ise de; müştekinin hukuk mahkemesinde açtığı dava neticesinde zararının tazmin edildiği, aynı yere ilişkin önceki satış vaadi sözleşmesine dayalı şerhe dair tapu kayıtlarının aleni olduğu nazara alındığında şüpheli hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından...7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/05/2018 tarihli ve 2018/2842 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 27/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.05.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan satış bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı takdirde satış bedelinin tahsili istemlerine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü , davacı vekili temyiz etmiştir....

              Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı her ne kadar yerel mahkemece tüketici olarak değerlendirilmiş ise de, müvekkilinden dört adet taşınmaz satış vaadi aldığını iddia edilmiş ise de, taraflar arasında noter satış vaadi sözleşmesi veya adi yazılı satış vaadi sözleşmesi kurulmadığını, 28.12.2015 tarihlime MK İnşaat Ortaklık Sözleşmesi uyarınca davacının inşaat yapımına sermaye yatıran “ortak grupta" yer alan yedi kişiden biri olduğunu, söz konusu sözleşmenin satış vaadi sözleşmesi olmadığını, davacının ilgili sözleşmeye istinaden kar payı olarak projeden taşınmaz satın almayı tercih ettiğini, tapuda harç bedeli yüksek çıkacağı için müvekkilinden değerin daha düşük gösterilmesini talep ettiğini, söz konusu projeden satılan dairelerin o tarihi itibarıyla satış bedellerinin ne kadar olacağının tespit edilebileceğini, bu nedenlerle derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....

              Davalı, 06.01.2009 tarihli düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile yaptığı inşaatta yüklenici sıfatı ile kendisine düşecek 9 no'lu bağımsız bölümden kaynaklı şahsi hakkını satış vaadi sözleşmesi ile devrettiğini, yüklenici olduğundan davacı ile arasındaki sözleşmenin alacağın temliki hükmünde ve geçerli olduğunu, sözleşmenin 5. maddesi uyarınca teslim için taahhüt edilen sürenin dolmadığını savunarak davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir....

                E sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında yapılmış 11/12/2017 tarihli Gayrimankul Satış Vaadi Sözleşmesi gereği müvekkilinin teslim borcunu sözleşmedeki şekilde yerine getirdiğini, teslim belgesinde taşınmazlarda eksik, ayıp kusur bulunmadığının davacı tarafça kabul ve ikrar edildiğini, davacı tarafça sözleşmenin haksız feshedildiğini, davacı taraf taleplerinin yerinde olmadığını; yine aynı şekilde davacı şirketin kardeş şirketi tarafından diğer gayrimenkuller için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemli .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... E sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, aralarındaki hukuki ve fiili irtibat nedeniyle işbu davanın .... ATM'nin ......

                  Takip dayanağı ... 43.Noterliğinin 14.06.2016 tarih ve ... yevmiye numaralı düzenleme şeklinde gayrimenkul satış vaadi ve inşaat ... sözleşmesi incelendiğinde, davalı şirket ile dava dışı ... ... A.Ş. Arasında bir adet ofis satışının, ödeme şartlarının ve gecikme cezasının düzenlendiği görülmüştür. ....İcra Müdürlüğünün 2018/... Esas sayılı dosyası incelendiğinde; ... 17.Noterliğinin 27.12.2017 tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 16.06.2016 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayanak gösterilerek davacı tarafından davalı aleyhine toplam 30.000 USD gecikme cezasının tahsili için ilamsız icra takibi yapıldığı davalının itirazı ile takibin durduğu görülmüştür. Taraflar arasındaki ihtilaf davacının husumet ehliyeti, alacağın varlığı ve miktarı noktalarında toplanmaktadır. Davacı tarafından icra takip dosyasının dayanağı olarak taşınmaz satış vaadi sözleşmesi gösterilmiştir. Yine dava dilekçesinde delil olarak gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gösterilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu