Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili dilekçesinde; davalı Blok yönetimine ait ortak yerlerden olan otoparkdaki ve bahçedeki aydınlatmanın genel aydınlatma direklerinden haricen ve abonesiz olarak hat çekilmesi suretiyle sağlanarak kaçak elektrik kullanıldığından dolayı davalı yönetim hakkında icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir. Mahkemece, davacı tarafça hem icra takip talebinde, hem de itirazın iptali davasındaki dava dilekçesinde kişi ismi belirtilmeden doğrudan blok yönetimine karşı dava açıldığı, talebin haksız fiilden kaynaklandığı, taraflar arasında abonelik sözleşmesinin de bulunmadığı, blok yönetimi tüzel kişiliğinin olmadığı ve taraf ehliyetine sahip bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Somut olayda, davacı şirket vekili, şirketin eski hissedarı ve eşinin şirketin yönetici ortağıyla husumet yaşadığını, şirket yöneticisinin can güvenliğinin tehlikede olduğunu, en son Vergi Dairesinden defter ve belgeler istendikten sonra şirket yöneticisinin bu kişilerle yaptığı görüşme sonrasında dava konusu faturaların zayi olduğunu öğrendiğini, öğrenme tarihi itibarinden itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede dava açtığını ileri sürmüştür. Davacı şirketin basiretli tacir olarak ticari defter ve belgelerini özenle saklaması gerekmekte olup, şirket yöneticisinin 2017 yılından itibaren şirket eski ortağı ve eşiyle yaşadığı husumet üzerine dava konusu faturaların kayıp olduğunu öğrenebilecek durumda olduğu gibi TTK 82/7. maddesi uyarınca açılan dava hasımsız görüldüğü için husumetin başladığı ve şirket belgelerinin bulunmadığını öğrendiği tarihten itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde dava açılması şirket yöneticisi yönünden hayati tehlikeye yol açmayacağı da açıktır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Dava,... Çarşı yangını nedeniyle uğranılan davacı zararının bina sahibinin sorumluluğuna ilişkin tazminat hükümleri gereğince davalı mal sahibinden tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu hali ile temyiz inceleme görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 3. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın incelenmek üzere Yargıtay 3.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 11/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Mahkemece, toplanan delillere göre, davalının asıl alacağa yönelik itirazının haksız olduğu, işlemiş faiz alacağına yönelik itirazının yerinde olmakla birlikte davacının bu konuda itirazın iptali talebinin bulunmadığı gerekçesiyle işlemiş faiz yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davanın kabulüne, asıl alacak açısından itirazın haksız olduğundan itirazın iptali ile takipten itibaren faizi ile devamına ve davalının asıl alacağın % 40’ı oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı vekilinin temyizi hükmedilen faiz oranına yöneliktir. Davaya konu icra takibinde talep edilen faizin türü belirtilmemiş, % 29 oranında faiz yürütülmesi istenilmiştir....

          İcra Müdürlüğü’nün 2003/2567 sayılı takibine davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 3.055.35.-YTL. üzerinden devamına, bu miktara takip tarihi 28.03.2003’ten itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilmesine ...”şeklindeki sözcük dizisinin çıkarılarak, yerine “İstanbul 12. İcra Müdürlüğü’nün 20003/2567 sayılı takibine davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 3.055.35.-YTL.üzerinden devamına, bu miktara takip tarihi 28.03.2003’ten itibaren değişen oranlarda reeskont faizi işletilmesine ...” sözcük dizisinin eklenmesine, HUMK.nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 10.11.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İtirazın iptali davası niteliği gereği hukuki yararın varlığı kabul edilen dava türlerinden olup bu dava devam ederken davalının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olduğunu ispat etmesi gerekir. İtirazın iptali davasının konusunda aynı zamanda alacağın varlığı ya da yokluğuna ilişkin bir tespit de yer alır. Ayrıca davalı bu dava sırasında savunma sebeplerini ileri sürerek borcunun bulunmadığını ispat edebileceğinden aynı konuların ayrıca bir tespit davası konusu olmasında hukuki yararın var olduğundan bahsedilemez. Dava itirazın iptali davası açıldıktan sonra aynı konu ile ilgili açılmış menfi tespit davasıdır. Aynı konu ile ilgili .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ...E sayılı dosyasında derdest itirazın iptali davası bulunmaktadır....

              Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, abonenin 15.11.2006 tarihi itibariyle ... nolu sözleşmeden kaynaklanan borcunun toplam 4.198.16 YTL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalının takibe itirazının iptali ile takibin 3.512.94 YTL su bedeli, 685.22 YTL gecikme zammı olmak üzere toplam 4.198.16 YTL üzerinden devamına, fazla istemin reddine ve davalının %40 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, davalının takibe vaki itirazının iptalini istemiştir. İtirazın iptali davaları takibe vaki itiraz üzerine duran takibin yeniden devam etmesini sağlamak amacıyla açılan davalardır. Dolayısıyla bu davalarda haklılık durumunun takip tarihi itibariyle belirlenmesi gerekir....

                TTK 553. maddesi kapsamında şirket yöneticisinin TTK ve şirket esas sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla yerine getirmedikleri takdirde kusurları nedeniyle oluşan zararlardan kişisel bakımdan sorumlu olacaklardır. Bu konuda davalı şirket müdürünün kusurlu olduğunun iddia eden davacının davalı yanın kusurunu ve keza zararın tutarını kanıtlaması gerekmektedir....

                  Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1- Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve HUMK.nun 440. maddesinde sayılan hallerden hiç birisini ihtiva etmeyen diğer karar düzeltme istemlerinin reddi gerekmiştir. 2- Dava, limited şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili diğer iddiaları yanında “davalının müdürlük görevini yürüttüğü dönemde müvekkili şirketin taahhüt işlerini yaptığı firmalardan alınan vadesi gelmemiş çekleri şirkete teslim etmediğini ve şirketten ayrıldıktan sonra çekleri kendi hesabına tahsil ettiğini iddia etmiş ve buna dair söz konusu çeklerin bilgilerini içeren bir liste sunarak ilgili bankalardan tahsil edilip edilmediği, tahsil edildi ise kim tarafından tahsil edildiğinin sorulmasını” istemiştir....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında, kooperatif üyeliğine dayalı istirdat istemine yönelik itirazın iptali davası sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin eski yöneticisi olduğunu, kooperatifin borcu için müvekkilinin 7.000.000.000-TL ödeme yaptığını, bu ödemelere ilişkin 13.041.000.000-TL alacaklı olduğunu, ancak alacağının tahsili için başlattığı icra takibine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı kooperatif temsilcileri, kooperatif kayıtlarının davacı tarafından usulüne uygun tutulmadığını, harcamaların doğru olup olmadığının bilinmediğini savunmuştur....

                      UYAP Entegrasyonu