"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, 5510 sayılı Kanunun 56. maddesi gereğince yapılan Kurum işleminin iptali ve birleşen davada aynı Kanunun 96. maddesi gereğince istirdat işlemine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, bozmaya uyarak ilâmında belirtildiği şekilde Kurum işleminin iptali isteminin reddine, itirazın iptali isteminin ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat iddiasıyla gerçekleştirilen takibe yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir. Davacının zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araç, davalı ... idaresindeyken 25.06.2007 tarihinde gerçekleşen kazada, araçta yolcu olarak bulunan Gülgün Ömek vefat etmiş, sürücünün kusur oranına göre davacı tarafça davalıya 06.09.2007 tarihinde 32.207,39 TL tazminat ödemesi yapılmıştır. Daha sonra 25.06.2009 tarihinde davacı ... şirketi, davalının aracın sürücüsü olması ve kazada kusurunun bulunması sebebiyle, aslında davalının tazminat talep etme hakkı olmadığı iddiasıyla icra takibine başlamış, davalı yanca süresinde yapılan itiraz üzerine takip durmuştur. Açılan davada da, davalı taraf süresinde zamanaşımı def'ini ileri sürmüştür. Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan istirdat talebine ilişkin olup, istirdat davaları BK'nun 60. maddesinde belirlenen 1 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerine tabidir....
Dava İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Alacaklı tarafından itirazın iptali davası açılması durumunda, menfi tespit davasında ileri sürülebilecek iddialar itirazın iptali davasında savunma sebebi olarak ileri sürülebileceğinden, bu durumda borçlunun ayrı bir menfi tespit davası açmakta hukuki yararı yoksa da, henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmamış olduğu durumda ise böyle bir imkan söz konusu olmadığından, borçlunun itirazın iptali davasının açılmasını beklemeden menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğunun kabulü gerekir. Zira yapılan itiraz üzerine takip durmuşsa da, takibe itiraz sadece takip hukuku ile ilgili bir sonuç olup, kesin hükmün sonuçlarını doğurmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit-İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı menfi tespit ve itirazın iptali davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı ve davalılar tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde her iki taraf vekilleri de gelmediler. İncelemeye evrak üzerinden devam edilmiş olup, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl dava, kira akdinin feshinin haklı olduğunun tespiti, menfi tespit ve istirdat, birleşen dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece,asıl davada kira akdinin feshinin haklı olduğunun tespiti,menfi tespit ve istirdat istemlerinin reddine,birleşen davada itirazın kısmen iptaline karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.İİK'nın 67. maddesinde, takip talebine itiraz edilen alacaklının, mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği düzenlenmiştir. İtirazın iptali davası genel hükümlere yönelik bir eda davası olduğu için ispat da genel ispat kurallarına göre yapılabilir. Borçlunun itirazının hükümden düşürülerek takibin devamını sağlamayı amaçlayan itirazın iptali davasında davanın dayanağı olan icra takibinin hangi alacak sebebine dayandığına bakmak gerekir. Davacı, iş bu itirazın iptali davasına konu icra takibiyle, daha önce karşı tarafın başlattığı takipteki fazla tahsilatı geri almak istemektedir. Yani, bu davaya konu icra takibini, istirdat amaçlı olarak başlatmıştır....
MENFİ TESPİT DAVASININ İSTİRDAT DAVASINA DÖNÜŞMESİZAMANAŞIMI"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali Balıkesir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 20.9.2007 gün, 9116-8670 sayılı, 13.Hukuk Dairesinin 11.9.2007 gün 10822-10342 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, anonim şirket hisselerinin satış bedelinin tahsili için girişilen icra takibinde borca itirazın iptali; karşı dava ise satışla ilgili protokolün iptali ve istirdat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 11.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın 11.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 01.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile davacının borcun 1.379.73.TL sine itiraz ettiğini, açılan istirdat davasının koşullarının oluşmadığını, kötü niyetli itiraz edildiğinden itirazın iptali ile takibin devamına ve % 40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece davacının aleyhine başlatılan icra takibinde yaptığı itiraz sonrası 4822 sayılı yasa hükümlerinin yürürlüğe girmiş olduğu ve buna göre yapılan hesaplamada davacının fazla ödemesi olduğu ve bu ödemenin ödeme tarihi itibariyle yasal faiziyle iadesi gerektiği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabul kısmen reddine, karşı dava ise davacının icra dosyasına yaptığı itirazın dava tarihi itibariyle haklı olması nedeniyle karşı davacının davasının yerinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş,hüküm davalı -karşı davacı vekilince temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları menfi tespit davasında her iki senetten dolayı 1.500.000.000 TL borçlu olmadıklarına karar verilerek kesinleştiğini, davalının haksız tahsil ettiği paranın faiz ve fer'ileriyle birlikte tahsili için başlattıkları icra takibinin itiraz sonucu durduğunu belirterek, itirazın iptaliyle takibin devamına, % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, alacağın icra marifetiyle 24.08.1999 tarihinde tahsil edilmesine rağmen menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülmediğini, istirdat davası için yasada öngörülen 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiğini belirterek davanın reddini istemiştir....
O halde mahkemece, davacının öncelikli talebi olan itirazın iptali talebi konusunda değerlendirme yapılıp karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından Adalet Bakanlığının bu yöne ilişen kanun yararına bozma talebinin kabulü gerekmiştir. 2-İtirazın iptali davasında usulüne uygun olarak başlatılmış ve itirazla durmuş bir takibin varlığı dava şartı olup, 6100 sayılı HMK'nın 115. maddesi uyarınca dava şartının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmelidir. İtirazın iptali davasını gören mahkemenin, icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı öncelikle incelemesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir....