"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.Fatma Merve Şen gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, üyelik aidatının tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı vekili, müvekkilinin davacının üyesi olmadığını, üyeliğin karara bağlanmadığını, bu nedenle üyelik aidatı talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini istemiştir....
Kooperatif üyesi olmayıp kooperatif hizmetlerinden yararlanan kişiden üyelik aidatı değil, genel giderlere katılım payı istenebilir. Mahkemece davacı tarafa takip konusu alacağın hangi döneme ait olduğu ve dayanağı açıklattırılıp, bu döneme ilişkin genel kurul tutanakları istendikten sonra kooperatif kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak davalının üyelik başvurusu olup olmadığı, üyeliğe kabul edilip edilmediği, talep edilen alacağın üyelik aidatı veya genel giderlere katılım payı olup olmadığı hususlarında ek rapor veya yeni bir bilirkişi raporu alındıktan sonra yukarıda açıklanan ilke doğrultusunda karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Her ne kadar, davalı idare yanında davaya katılan Sendika tarafından, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nda dayanışma aidatıyla ilgili bir düzenlemeye yer verilmediği; bununla birlikte, aynı Kanun'un 43. maddesinde, bu Kanun'da hüküm bulunmayan hallerde 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun (bu Kanun'un yerine getirilen 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun) uygulanmasının öngörüldüğü, 6356 sayılı Kanun'un 39. maddesinin dördüncü fıkrasında da dayanışma aidatı alınmasına yönelik düzenlemeye yer verildiğinden bahisle, dayanışma aidatı (sosyal denge sözleşmesi aidatı) alınmasının mevzuata uygun olduğu ileri sürülmüş ise de; 4688 sayılı Kanun'un 24. maddesinde Sendika gelirlerinin sayma yoluyla belirlendiği ve bu gelirler arasında "üyelik aidatına" yer verilmekle birlikte "dayanışma aidatına" yer verilmediği; bu yönüyle 4688 sayılı Kanun'da aidatlar ve sendika gelirleri ile ilgili hususların açıkça düzenlendiği; bir başka deyişle, aidatlar ve sendika gelirleri...
Maddesi gereğince üyelik veya dayanışma aidatı ödemek suretiyle TİS'ten yararlandığı iddiasının yerinde olmadığını, sendika üyelik ve üyelikten çekilme formlarından da bu durumun tespit edilebileceğini, 15/02/2006-15/10/2008 tarihleri arasında herhangi bir TİS bulunmadığını ve sendikaya üye herhangi bir işçinin de olmadığını, 01/04/2009-30/04/2010 tarihleri arasında işçilerden kesilen 78.578,83-TL sendika üyelik ve dayanışma aidatının ödendiğini, herhangi bir alacağın bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davacı Sendika tarafından İstanbul 26. İş Mahkemesi 2016/388 E. sayılı dava dosyasında dayanışma aidatının tazmini ile ilgili olarak dava açıldığını, söz konusu dava dosyasının tarafları aynı olup, derdestlik itirazında bulunduklarını, maddi vakaların tespit davasına konu edilemeyeceğini, delil tespiti talebinin sadece davanın görülmekte olduğu mahkemeden istenebileceğini, davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacı Sendika tarafından Mayıs 2015 tarihinden itibaren müvekkili Bankaya herhangi bir üyelik bildirimi yapılmadığını, dolayısıyla müvekkili Banka nezdindeki bilgi, üyelik aidatı kesilen çalışanlar ile sınırlı olduğunu, davacının talep ettiği bilgileri davalı Banka dışından da temin edebileceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir....
Davacı sendikaya ait 2007 dönemine ilişkin Sendika Ana Tüzüğü'nün 43.maddesi ile 2011 dönemine ilişin 44. madde ve 2015 dönemine ilişkin Sendika Ana Tüzüğü'nün 42.maddelerinde "Üyelik aidatı, işçinin bir günlük yevmiyesidir" şeklinde düzenleme yapılmıştır. Sendika üyelik aidatına ilişkin yasal düzenlemeler şöyledir; Mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun "işçi sendikalarına aidat kesilmesi" başlıklı 61.maddesine göre; " (Değişik fıkra: 25/05/1988- 3449/16. md.)...
Davacı sendikaya ait 2007 dönemine ilişkin Sendika Ana Tüzüğü'nün 43.maddesi ile 2011 dönemine ilişin 44. madde ve 2015 dönemine ilişkin Sendika Ana Tüzüğü'nün 42.maddelerinde "Üyelik aidatı, işçinin bir günlük yevmiyesidir" şeklinde düzenleme yapılmıştır. Sendika üyelik aidatına ilişkin yasal düzenlemeler şöyledir; Mülga 2821 sayılı Sendikalar Kanunu'nun "işçi sendikalarına aidat kesilmesi" başlıklı 61.maddesine göre; " (Değişik fıkra: 25/05/1988- 3449/16. md.)...
Somut olayda; sendika üyelik dökümüne göre davacının üyelik tarihinin 16.12.1999 olduğu; ancak, işkolu değişikliği nedeni ile 31.03.2014 tarihinde üyeliğin düşürüldüğü anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre davacı işçinin 30.04.2008 tarihinde emekliye ayrıldığı sabittir. Bu tarihte yürürlükte bulunan 2821 sayılı Sendikalar Kanununun 25. maddesinde “Bağlı bulundukları, kanunla kurulu kurum ve sandıklardan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı veya toptan ödeme alarak,işten ayrılan işçilerle,işkolunu değiştiren işçilerin sendika üyeliği sona erer. Çalışmaya devam edenler hakkında bu hüküm uygulanmaz.”düzenlemesi mevcuttur. Davacının 14.05.2008 tarihinde yeniden göreve başladığı tespit edilmiştir. Davacının emekliliği üyelikten düşme sebepleri arasında yer almasına rağmen, Koop-İş Sendikası tarafından davacının sendika üyeliği düşürülmediği gibi, dosya içeriğinden davacıdan dayanışma aidatı kesintisi de yapılmadığı anlaşılmaktadır....
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE: Dosya üzerinden, HMK'nin 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonunda; Dava; sendika aidat alacağının tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 18, 8 ve 9. maddeleridir. 6356 sayılı Kanun'un 18. maddesinin ikinci fıkrasına göre "üyelik ve dayanışma aidatları, yetkili işçi sendikasının işverene yazılı başvurusu üzerine, işçinin ücretinden kesilmek suretiyle ilgili sendikaya ödenir." Aynı maddenin üçüncü fıkrasına göre de; "Yukarıdaki hükümlere göre ödenmesi gereken aidatı kesmeyen veya kesmesine rağmen bir ay içinde ilgili işçi sendikasına ödemeyen işveren, bildirim şartı aranmaksızın aidat miktarını bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek faiziyle birlikte ödemekle yükümlüdür."...
de çalışan ve yazı ekindeki listede belirtilen Hizmet-İş Sendikası üyesi olan toplam 805 sendika üyesi işçinin bildirildiği ve söz konusu bu işçilerin bir günlük çıplak ücretlerinin yarısına denk gelen üyelik aidatlarının Sendika hesabına yatırılmasının talep edildiği ve bu yazının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından, davacı sendikanın 2019 yılından başlayarak tüm dosya içeriği ile davalı kurum tarafından gönderilen bordro ve kesinti listelerinden tespit edilecek üyelik ve dayanışma aidatları tutarları döküm haline getirilerek, 2019 ve 2020/07 yılı aidat alacağı miktarını tespiti ile davanın kabulüne karar verilmesi isabetli bulunmuştur....