Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davada belediye görevlileri tarafından gerçekleştirilmiş su hırsızlığı söz konusu olduğu, davalı belediye yönünden ise sebepsiz zenginleşme söz konusu olacağı, belediye tüzel kişilik olduğundan olayda hırsızlık suçunun zamanaşımının belediye yönünden uygulanmasının mümkün bulunmadığı, bu nedenle kaçak su tutanağı itibariyle belediyenin sebepsiz zenginleştiği davacı tarafından bilindiği bu itibarla Borçlar Kanunu'nun 66.maddesinde yazılı 1 yıllık süre geçtikten sonra takibin yapıldığı gerekçesi ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemenin kararına gerekçe gösterdiği B.K.'nun 66.maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi sebepsiz zenginleşme ile ilgilidir. Somut olayda ise haksız eylem bulunduğundan dava, sebepsiz zenginleşme değil, haksız eyleme dayalıdır. O halde olayda B.K.'nun 66.maddesi yerine BK. 60.maddesinde düzenlenen zamanaşımının uygulanması gerekmektedir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalının araçla ilgisinin olmadığı, sürücü olarak çalışmadığı ve üye kartı kullanmadığı ile ilgili savunma ve itirazının olmadığını, talebin sözleşmeye dayalı olmadığını, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, davalının sebepsiz zenginleşme çerçevesinde ... Anonim Şirketinin ise sözleşmeye göre sorumlu olduğunu ve husumetten davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE :Davada, davalı tarafından dava dışı şirket ile yapılan sözleşmeye aykırı olarak haksız eylemler ile alınan akaryakıt bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir. Uyuşmazlığın, mahkemenin görevli olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı vekili, davacı ve dava dışı ......

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalının araçla ilgisinin olmadığı, sürücü olarak çalışmadığı ve üye kartı kullanmadığı ile ilgili savunma ve itirazının olmadığını, talebin sözleşmeye dayalı olmadığını, davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiğini, davalının sebepsiz zenginleşme çerçevesinde ... ... ... Şirketinin ise sözleşmeye göre sorumlu olduğunu ve husumetten davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE :Davada, davalı tarafından dava dışı şirket ile yapılan sözleşmeye aykırı olarak haksız eylemler ile alınan akaryakıt bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davalıdan tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talep edilmektedir. Uyuşmazlığın, mahkemenin görevli olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, davacı vekili, davacı ve dava dışı ... ......

        Böylece; birşeyin sebepsiz zenginleşme teşkil ettiğini bildiği halde onu alan bir üçüncü kişiye karşı sebepsiz iktisap davası ileri sürülemez. Sözleşme ilişkisinin bulunduğu dava dışı .... ile davacı arasındaki ilişki yerine sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı davanın açılmasının mümkün olmayacağı açıktır. Hemen belirtelim ki, sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Davacının .... ile yaptığı sözleşmeye göre kendisine tahsis olunan taşınmaz üzerindeki işlemi için davalı yönünden zenginleşme için uygun bir nedensellik bağı oluşmadığı gibi, zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı bulunduğu ve bu işlemin .... ile davalı arasında sözleşmeye dayalı bir işlemle oluştuğu belirlenmektedir. Bu bağlamda, bir kişinin başkasının zararına zenginleşmesi adaletle bağdaşmaz....

          Mahkemece taraflar arasındaki ilişki sebepsiz zenginleşme olarak değerlendirilmiştir. Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu (818 sayılı BK)’nun konuya ilişkin 61 ve devamı maddelerindeki (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (Benzer hüküm 6098 sayılı TBK)’nun m. 77 vd.yer almıştır.) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Bu genel açıklamadan sonra sebepsiz zenginleşmenin gerçekleşmesi için aranan şartların açıklanmasında yarar görülmüştür. Birinci şart; taraflardan birisinin malvarlığında bir eksilmenin vukubulmasına karşı, diğerinin malvarlığında bir çoğalmanın gerçekleşmiş olmasıdır....

          Taraflar sadece ve ancak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı olarak geri isteyebilirler. (HGK, 2003/4- 676 E. ve 2003/639 K.sayılı kararında açıklandığı gibi) Dava konusu satış sözleşmesine göre, araç bedelinin davalı adına çekilen kredinin taksit ödemelerinin davacı tarafından yapılacağının kararlaştırılması karşısında, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre taraflar verdiklerini geri isteyebileceklerinden aracın fatura bedeline hükmedilmesi doğru değildir. O halde, mahkemece; araç satış sözleşmesine istinaden davacı tarafından yapılan ödemelerin tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde araç bedeline hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. B) Davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; Davacı ancak, haricen satın aldığı aracın davalıya iadesi etmesi koşulu ile, verdiği satış bedelini geri istemek hakkına haizdir....

            Dava, sebepsiz zenginleşme sebebine dayalı itirazın iptali talebine ilişkindir. Bu itibarla; dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve dairemizce de benimsenen gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

            Mahkemece, çekin ibraz edilmemesi nedeniyle davanın sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde açılmış bir dava olduğu, çekteki kayıtların yetki açısından belirleyici olmayacağı, HUMK.nun 9.maddesi uyarınca genel yetki kuralına göre takibin davalı borçlunun yerleşim yeri ...’da yapılması gerektiği gerekçesiyle itirazın iptali isteminin reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA,12.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; keşidecisi ... olan takip konusu çekin lehtar ... tarafından müvekkiline ciro yoluyla devredildiğini, müvekkili tarafından süresinde ibraz edilmesine rağmen çekin keşide tarihinde yapılan düzeltmenin keşideci tarafından yapılmadığı gerekçesiyle banka tarafından her hangi bir ödeme yapılmayarak çekin muamelesiz iade edildiğini, bunun üzerine davalılar aleyhine ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalıların takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Hâl böyle olunca, davacı kurum tarafından, davalıya yapılan yersiz ödemeler Borçlar Kanunu'nun sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri istenebileceğinden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemece, yukarıdaki açıklamalar gözetilerek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre davanın esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/11/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu