Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, sebepsiz zenginleşme nedeniyle borçlu olunmadığı halde ödendiği iddia edilen bedelin iadesine ilişkin itirazın iptali istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesi ise, davanın sebebsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı alacak davası niteliğinde olduğu, davacının kendisini borçlu zannederek çeke dayalı ödeme yaptığı, kambiyo hukukuna dayalı bir uyuşmazlık bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalı ...'un keşidecisi olduğu 15.7.2008 ve 30.7.2008 keşide tarihli lehdarları ... Hırdavat A.Ş olan ve bankaya ciro edilen, muhatap bankaya ibraz edildiğinde karşılığı bulunmayan iki çeke yönelik olarak yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, çekler zamanaşımına uğradığından kambiyo yolu ile takip yapmadıklarını, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre takip yapılmasında, ve dava açılmasında hukuki bir engel bulunmadığını belirterek itirazın iptalini ve tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalı davaya cevap vermemiştir....

      . - K A R A R - Dava, davacının ciro yoluyla yetkili hamili, davalının keşideçisi olduğu zamanaşımına uğramış olan bonolarla girişilen icra takibine vaki itirazın TTK.nun 644.maddesine dayanılarak iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, bonolarda da TTK’nun 644.maddesi gereğince davacı hamil tarafından davalı keşideci aleyhine sebepsiz iktisap davası açılabileceği, bonoların vade tarihleri ile takip tarihi arasında üç yıllık süre dolduğu için hamilin kambiyo hukukuna dayalı takip hakkını kaybettiği, ancak BK’nun 66.maddesinde öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinde takibe girişildiğinden davalının zamanaşımı definin yerinde olmadığı gibi, bonoların bedelini ödediğini ileri sürüp kanıtlayamadığı ve bonoları verip aldığını ileri sürdüğü makinanın arızalı olduğuna ilişkin süresinde ayıp ihbarında da bulunmadığından davanın kısmen kabulü ile %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair verilen karar davalı...

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, iptal edilen çekten kaynaklı sebebsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davacı vekilinin dava dilekçesinden özetle; davacının alacaklı olduğu, borçlu şirketin keşidecisi olduğu ..... bank .... Şubesine ait ....... seri nolu, 31/01/2019 tarih ve 19.590,00 TL bedelli çekin lehtar ........

          Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir. TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır. Sebepsiz zenginleşme davası açılabilmesi için malvarlıkları arasında doğrudan doğruya bir ilişkinin bulunması, yani bir ‘’malvarlığı kayması’’nın olması şartı da aranmaktadır. Yine, Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür....

            Mahkemece, davanın TTK 730 yollaması ile aynı yasanın 644 maddesine dayalı çek keşidecisine açılmış sebepsiz zenginleşme davası olduğu, sebepsiz zenginleşme davasının davalının ticari ilişkisini yürüttüğü yerde böyle bir yer yoksa davalının ikametgahının bulunduğu yer veya çekin düzenlendiği yer mahkemesinde açılabileceği, dava konusu çekin keşide yerinin ..., muhatap bankanın da ... ... şubesi olduğu, çek keşidecisi davalı ...'in ... da ikamet ettiği, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edildiği durumlarda öncelikle icra dairesinin yetkisi konusunda karar verilmesi gerektiği, davacı tarafından davalının ikametgahı, çekin keşide yeri ve muhatap bankanın bulunduğu ... ilinde icra takibi yapılmaksızın yetkisiz ......

              Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere ve kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiş bulunduğuna göre davacılar vekilinin tapu kaydının iptali ve tescil istemine yönelik temyiz itirazları yerinde değildir. Davacılar vekilinin sebepsiz zenginleşme nedeniyle alacak istemine gelince; mahkemece davacıların bu istemleri yönünden hak düşürücü sürenin sona ermesi ile birlikte tapu kaydı hukuki kıymet kazanacağı gibi davalıların zamanaşımı def'inde bulunduğu gerekçe gösterilerek karar verilmiştir. Kural olarak sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir....

                Somut olayda TTK'nın (644) 732. maddesinde öngörülen sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılamaz. Davacı dava dilekçesinde de, açıkca sebepsiz zenginleşmeye dayanıp, temel ilişkiye dayanmadığından mahkemece davanın reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 05/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Davacı tarafından sebepsiz zenginleşme hukuki sebebine dayanıldığı, sözleşme ilişkisine dayanılmadığı, davacının gerçek kişi olduğu ve tacir olduğuna dair dosya kapsamında bir bilginin olmadığı, davaya konu uyuşmazlık için özel bir düzenleme bulunmadığından davanın Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmeleriyle ilgili olması gerekir. Davalı gerçek kişi olup her iki tarafın tacir olma koşulu gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Buna göre davanın her iki tarafının tacir olmadığı ve davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı itirazın iptali davası olup mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı bu nedenle Mahkememizin bu davada görevli olmadığı anlaşıldığından Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

                    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı aleyhine 5 adet bonoya dayalı ilamsız takip yaptığını, davalının takip dayanağı bonolarda ciranta sıfatının olduğunu, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre müvekkiline karşı sorumlu olduğunu, başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptalini, takibin devamını ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu