ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/326 Esas KARAR NO : 2022/426 DAVA : İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 22/09/2016 KARAR TARİHİ : 08/06/2022 Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Taşınmaz Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili Sulh Hukuk Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle: Taraflar arasında baz istasyonu kiralanması konulu 23/09/2009, reklam panosu kiralanması konulu 01/04/2010, stant kiralanması konulu 01/04/2010 tarihli olmak üzere 3 ayrı sözleşme imzalandığını, ancak baz istas- yonu kiralanması sözleşmesinin çerçeve sözleşme niteliğinde olduğunu, bu sözleşmenin 2.1 madde- sine göre tüm bu sözleşmelerin bir bütün olarak teati edilip tek başlarına fesh edilemeyeceklerinin kararlaştırılmış olduğunu, Davalı tarafça baz istasyonu kiralama ve reklam panosu kiralama sözleşme- lerine halel gelmeksizin stand alanı kiralama sözleşmesinin 31/03/2015...
Davalı ... aleyhinde açılan ecrimisil davasının kabulüne, davalı ... aleyhinde açılan yıkım davasının paydaşların tümü tarafından açılmadığı gerekçesiyle reddine, davacı ... tarafından davalı ... aleyhinde açılan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının payına karşılık ihtilafsız olarak kullandığı bölüm bulunduğundan reddine, davacılar ... ..ile ... tarafından davalı ... aleyhinde açılan elatmanın önlenmesi ile ecrimisil davasının kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “....davacılar ... ile ...'...
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen 21.06.2011 tarihinde verilen dilekçe ile asıl davada el atmanın önlenmesi ve ecrimisil, 19.09.2018 tarihinde verilen dilekçe ile de itirazın iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir....
Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler....
Öte yandan; kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır....
Dava, ecrimisil talebine ilişkindir. Dava konusu taşınmazlar, tarafların murisleri adına kayıtlı olup paydaşlar (kural olarak) intifadan men edilmedikçe birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. Bu koşul dava şartı olması nedeniyle kendiliğinden gözetilir....
Bilindiği üzere, ecrimisil taşınmazı haksız bir biçimde kullananın, malike ödemekle yükümlü olduğu bir tür haksız fiil tazminatı niteliğindedir. Bu nedenle de haksız eyleme dayalı tasarrufların eylem kimin tarafından gerçekleştirilmişse davanın ona yönelik açılacağı ve Türk Medeni Kanununun 683. ve 995. maddelerine göre de, o yeri haklı ve geçerli bir nedene dayalı olmaksızın tasarruf edenlerin ayrı ayrı sorumlu olacağı kuşkusuzdur. Kural olarak, intifadan edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. İntifadan koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğini davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır. Ancak, bu kuralın yerleşik yargısal uygulamalarla ortaya çıkmış bir takım istisnaları vardır....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : KARAR NO : HAKİM KATİP : DAVACI : VEKİLİ : DAVALI : DAVA : İtirazın İptali (Banka alacağından kaynaklı Kefalet Sözleşmesi) DAVA TARİHİ : KARAR TARİHİ : GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Banka alacağından kaynaklı Kefalet Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: (I) TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili Banka ... Şubesi ile dava dışı .... San. Tic. Ltd....
O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Somut olaya gelince; gerçekten paydaşlar arasında fiili kullanma biçimi var ise, dava konusu yerin dava dışı paydaşlar ... ile ...’nin dinlenilerek fiili kullanım durumunun ve kira akdinin geçerliliğinin açıklığa kavuşturulması gerektiği açıktır. Davalının dayandığı kira akdinin geçerli olduğu anlaşılsa bile, eğer taşınmazda paydaşlar arasında fiili bir kullanım biçimi oluşmamış ise, paydaş çoğunluğu taşımadığından bu kira akdine değer verilemeyeceği de kuşkusuzdur....
ölüm tarihi ile dava tarihi arasındaki döneme (04.01.2010-02.04.2014) ilişkin olarak ecrimisil isteğinde bulunduğu anlaşılmıştır....