DAVACI VEKİLİ TARAFINDAN İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf talebi ile; davaya konu senedin harici satış sözleşmesinden kaynaklı teminat olarak verildiğini, hem olayların akışından hem dava ve cevap dilekçesindeki beyanlarından hem de bu işlerin içinde olan ve evrakları düzenleyen emlakçı ...'...
Asliye Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Uyuşmazlık, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili için girilen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemenin nitelemesi de bu yöndedir. Alacağın kira sözleşmesi ile bir ilgisi yoktur. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2011 tarih ve 2012/1 sayılı kararı uyarınca temyiz inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine aittir. Ne varki daha önce 14 Hukuk Dairesi tarafından da görevsizlik kararı verildiğinden, görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın görevli Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 08.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahallesi, 7909 ada, 11 parseldeki tapu kaydı maliklerinin iptali ile Hüseyin ve Fatma'dan olma 16.07.1954 doğumlu ... adına tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 16.09.2013 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 15.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili davacının taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile dava konusu... parsel sayılı taşınmaz ile... parsel sayılı taşınmazın bedellerini ödeyerek taşınmazları devraldığını, ancak taşınmazların adına tescilinin gerçekleşmediğini belirterek taşınmazların adına tescilini talep etmiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur....
ettiğini ve zilyetliği devrettiğini, ...’ın 11.10.1993 tarihinde vefatı ile geriye mirasçıları olarak davalıları bıraktığını, tüm bu nedenlerle ...’ın harici satış sözleşmesi ile devretmiş olduğu 848 parseldeki davalılar adına tescil edilmiş olan 2.588.800 hissenin tapu kaydının iptali davacı adına tesciline mümkün olmadığı takdirde 1976 tarihli satış sözleşmesinde ödenmiş bulunan 50.000,00TL’nin günümüz değerine uyarlanarak davalılardan alınarak davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir....
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Geçerli bir sözleşmenin ifa olanağı bulunmadığında 818 sayılı BK’nin 96 ve 106. maddeleri dikkate alınması gerekir. Somut olayda; davacı noterden yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığını iddia ederek tapu iptal ve tescil ikinci kademede tazminat talebinde bulunmuştur. Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesi geçerlidir. Davacı ile bir kısım davalılar arasında yapılan biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi ile belirlenen bedelin davacı tarafça nakten ve tamamen ödendiği sözleşmede belirtilmiştir....
Taraflar arasındaki harici satış sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 15.05.1995, 19.07.1995 ve 03.01.1996 tarihli harici satış sözleşmeleri ile davalı ... ve diğer davalıların murisi olan ... ile dava dışı ...'...
Davalı, tüm satış bedelini ödediğini savunarak, davanın reddini dilemiş, birleşen davada ise, davalı (asıl davanın davacısı) müteahhitin, satış konusu daireyi süresinde teslim etmediğini, geç teslim nedeniyle kira bedeli ödemek zorunda kaldığını, uğradığı zararın tahsili için başlatmış olduğu icra takibine de itiraz etiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, %40 inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, ödenmeyen 2.000,00 TL satış bedelinin, 16/11/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, teminat senedi nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş, hüküm, davalı (birleşen davanın davacısı) tarafından temyiz edilmiştir. 1-Asıl ve birleşen davalar, taraflar arasındaki taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....
Dava harici satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, terditli olarak tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece her iki talebin de reddine karar verilmiştir. Davacının tutunduğu müteveffa Satılmış Öksel ile davacılar arasında imzalandığı bildirilen 29.08.1986 tarihli adi yazılı sözleşme resmi şekil koşulunu taşımadığından ve ayrıca davaya konu taşınmazlarda iştirak halinde mülkiyet devam ettiğinden tapu iptali ve tescil isteğinin reddi doğrudur....
Hukuk Dairesi KARAR Dava, harici satış sözleşmesinden kaynaklanan kira kaybı ve tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesince, sözleşme geçersiz kabul edilerek dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan uyuşmazlık olarak nitelendirilip, buna göre uygulama yapılmıştır. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 3. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....