"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık emlak satış sözleşmesinden kaynaklanan komisyon ücretinin tahsiline yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 24.2.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Vergi Dairesi’nde 01.07.2010 tarihinden sorgulamanın yapıldığı 11.04.2014 tarihine kadar kendine ait gayrimenkulun alınıp satılması konusunda, 02.11.2010- 31.12.2010 tarihleri arasında da gayrimenkul acentaları-emlak komisyonculuğu konusunda vergi kaydının bulunduğu anlaşılmakta olup, Mahkemece, yukarıdaki açıklanan hükümler de gözetilerek, davacının belirtilen her iki vergi kaydı sebebiyle kendi nam ve hesabına çalışması olup olmadığı konusunda yöntemince yapılacak araştırma sonrasında, davacının sosyal güvenlik destek primi ödemekle yükümlü olup olmadığı konusunda bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu, davacının 02.11.2010-31.12.2010 tarihleri arasındaki gayrimenkul acentaları-emlak komisyonculuğu işi ile ilgili vergi kaydı da göz ardı edilerek, davacının kendine ait gayrimenkulün alınıp satılması konusundaki çalışmasının sosyal güvenlik destek primi yükümlüsü olmasını gerektirmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya...
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dilekçesinde emlak komisyonculuğu yapan davalı ile daire satımı konusunda anlaştıklarını, ancak depreme uygunluk konusundaki şartın yerine gelmemesi nedeniyle sözleşmeden vazgeçtiğini belirterek kapora bedeli ve senedin iadesini, borçlu olmadığının tesbitini talep etmiştir. Dava, Borçlar Yasasının 405. maddesinde yerini bulan tellallık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosya kapsamından, davanın taraflarının emlak komisyoncusu ve gerçek kişi olduğu, resmi şekilde düzenlenen konut satışının sözkonusu olmadığı, tellallık sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmakla 4077 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyecek uyuşmazlığın genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, dilekçesinde emlak komisyonculuğu yapan davalı ile daire satımı konusunda anlaştıklarını, ancak depreme uygunluk konusundaki şartın yerine gelmemesi nedeniyle sözleşmeden vazgeçtiğini belirterek kapora bedeli ve senedin iadesini, borçlu olmadığının tesbitini talep etmiştir. Dava, Borçlar Yasasının 405. maddesinde yerini bulan tellallık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dosya kapsamından, davanın taraflarının emlak komisyoncusu ve gerçek kişi olduğu, resmi şekilde düzenlenen konut satışının sözkonusu olmadığı, tellallık sözleşmesi düzenlendiği anlaşılmakla 4077 Sayılı Yasa kapsamında değerlendirilemeyecek uyuşmazlığın genel hükümlere göre görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince ... 1....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, emlak komisyonculuğu yaptığını, davalının taşınmaz satın almak amacıyla 30.8.2012 tarihinde kendilerine müracaat ettiğini, gösterilen dava konusu evi beğendiğini ve takip dayanağı belgeyi imzaladığını, daha sonra davalının evi kendilerini saf dışı bırakarak satın aldığını, sözleşmeden kaynaklanan alacak nedeniyle davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini belirterek, takibe vaki itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir....
Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta; davada davacı, davalı ile aralarında emlak komisyonculuğu sözleşmesi imzalandığını davacının yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalının davacıdan gizli olarak işyerini üçüncü kişilere kiralamak suretiyle komisyon ücretini almasına engel olduğunu ileri sürerek komisyon ücret alacağının tahsilini istemiştir. Davacının ve davalının tüketici tanımına uymadığı, taraflar arasında tüketici işlemi bulunmayıp genel hükümler uyarınca çözümlenecek itirazın iptali davası niteliğinde olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... .... 16....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı emlak komisyonculuğu alanında faaliyet gösterdiğini, 29.05.2010 tarihinde davalı ile Satılık Arsa ve Komisyon Sözleşmesi imzaladığını, sözleşmede yazılı bağımsız bölümün satışının yapılacağı hususunda anlaştıklarını, davalının taşınmazı kendisinin satarak devrettiğini, simsarlık ücretini talep etmesine rağmen ödemediğini, hak ettiği ücretin tahsili için yapılan icra takibine de haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, imzaladığı sözleşmenin 3 ay süre için geçerli olduğunu savunarak haksız davanın reddini dilemiştir....
Mahkemece, İİK’nun 67. maddesinde belirtilen itirazın iptali davasının takip talebine itiraz edilen alacaklı tarafından borçluya karşı açılan bir eda davası olduğu, alacaklının bu davayı, itirazın kendisine veya varsa vekiline tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açması gerektiği, bu bir yıllık sürenin hak düşürücü süre olduğu, mahkemece bu sürenin re’sen göz önünde tutulacağı, davalının itirazının davacıya 09.02.2015 tarihinde tebliğ edildiği, davacının açmış olduğu itirazın kaldırılması davasının itirazın iptali davası açma süresini kesmeyeceği, davacı tarafından itirazın iptali davasının 17.08.2016 tarihinde açıldığı, davanın hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açılmış olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz satışı için yapılan aracılıkta cezai şartın ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mersin 4. Asliye Hukuk Mahkemesince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da konut alım satımından kaynaklanan cezai şart bedelinden kaynaklandığı, uyuşmazlık hakkında 6502 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Mersin 2. Tüketici Mahkemesi ise, "Davada her ne kadar Mersin 4....