Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada, simsarlık sözleşmesinin konusunu işyeri alımının oluşturması sebebiyle davalı, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre; emlak komisyonculuğu sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda satılacak veya kiralanacak taşınmaz mesken niteliğinde ise uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı kabul edilerek davanın Tüketici Mahkemesinde görüleceği kabul edildiği anlaşılmaktadır. ( Bursa BAM 4. Hukuk Dairesinin 2018/68 Esas ve 2018/74 Karar sayılı Kararı, Yargıtay 20....
Mahkemece toplanan delillere göre, davacı, takip konusu bononun emlak komisyonculuğu yapan davalının aracılığıyla dava dışı ... isimli şahıstan 65.000 Euro bedelle satın alınan taşınmazın satım bedelinin teminatı olmak üzere verilen bonolardan birisi olduğu ve komisyon bedeliyle birlikte borcun ödenmesine rağmen bononun davalıdan geri alınmadığı, ayrıca 65.000 Euro'luk satışta 7.500 Euro emlak komisyonunun fahiş olduğunu ileri sürdüğü, davacı, davalının eşi ..........
a yönelik aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 3-Dava, komisyonculuk hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, taşınmaz maliki ile sözleşmedeki satıcı isimli kişi arasında verilmiş bir yetki veya vekalet ilişkisi bulunmadığı, sözleşmedeki tek rakam olan 3000 rakamının ise peşinat bedeli olduğu, böylelikle sözleşmenin esaslı unsurlarından yoksun olması nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyaya sunulan 20.08.2013 tarihli ''taşınmaz ön satış ve emlak komisyonculuğu sözleşmesi'' başlıklı sözleşmede, satıcı sıfatıyla ... ve ...'un yer aldığı ve satıcı sıfatıyla ... tarafından imzalandığı, alıcının ise ... olduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan, satışa konu taşınmaz davalı ... adına kayıtlı iken 20.08.2013 tarihli resmi senet ile diğer davalı ...'a satışının yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK.'nun 520. ve devamı maddeleri gereğince davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, emlak komisyonculuğu yaptığını, davalıya 14.02.2010 tarihli yer gösterme sözleşmesiyle gösterdiği daireyi davalının hizmet bedelini ödememek maksadıyla, kendisini safdışı bırakarak 05.05.2010 tarihinde satın aldığını ileri sürerek, gayrimenkul satış bedelinin %3 ü olan komisyon ücretinin ve %3 cezai şartın davalıdan tahsili ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
Emlak Komisyonculuğu franchise sözleşme gereğinin yerine getirilmemesi nedeniyle ...2l tabelalarının ve bu markanın kullanılmayıp kaldırması ve bundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından davacı adına tescilli marka bulunmadığı anlaşılmaktadır. ... ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevleri 5846 Sayılı Yasa, 551, 554, 555 ve 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerde belirlenmiştir. H.S.Y.K.'nın 24/03/2005 gün ve 188 sayılı karara göre ise ... Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kurulmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemesininin görevli olduğu, ikiden fazla Asliye Hukuk Mahkemesi olan yerlerde ise "3" numaralı Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu belirlenmiştir. Somut olayda; uyuşmazlığın, T.T.Y.'nın 56 ve 57. maddelerinde belirlenen haksız rekabette kaynaklanan tazminata ilişkin olduğu anlaşılmakla görevli mahkeme İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İzmir 3....
Beşikkaya Mah. .... adresinde bulunan taşınmaz yönünden dosyada Ön satış ve Emlak Komisyonculuğu sözleşmesi bulunmamaktadır. GEREKÇE: Dava; icra takibine konu ve simsarlık sözleşmesi nedeni ile verildiği iddia edilen bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Dosya içerisinde bulunan Ön satış ve Emlak Komisyonculuğu sözleşmeleri hukuki niteliği itibari ile simsarlık sözleşmesidir. Taşınmaz mal simsarlığına ilişkin sözleşmenin yazılı olarak yapılması zorunluluğu vardır. TBK'nun 520. maddesinde öngörülen yazılı şekil, geçerlilik şartı olup, bu şartta uyuşmadan yapılan tellallık sözleşmesi geçersizdir. Şekil şartı, mahkemece resen dikkate alınmalıdır. Davacının sunduğu 15.06.2014 tarihli Ön satış ve Emlak Komisyonculuğu Sözleşmesinin komisyoncusu davalı değildir, sözleşme hükümleri dava dışı ... ile davacı arasında kurulmuştur. Aynı zamanda sözleşme konusu 37094 ada 3 parselde bulunan 38 nolu binanın 5 nolu bağımsız bölümde davacıya satılmış değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar ... ve ... vekillerince duruşmalı ve diğer davalı ... tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı ... ve vek. Av. ... gelmiş, diğer davalı tarafından kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır asıl bulunan ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, bonoya dayalı olarak genel haciz yolu ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....
Mahkemece toplanan delillere göre; davacının kendisine hiçbir yetki verilmeden dava konusu taşınmazı göstermesinin tek başına dava konusu alacağı talep etmesi için yeterli olmadığı gibi, emlak komisyonculuğunun sadece yer göstermeden ibaret olmadığı, alıcı/kiracı ile satıcıyı/kiralayanı bir araya getirme, tarafları anlaştırdıktan sonra gerekli işlemlerinin yapılmasını da kapsadığı, bu itibarla davacının yer gösterme tutanağına dayanarak komisyon istemesinin hakkaniyete uygun olmadığı, tanık beyanlarına göre de davacı tarafın mal sahibinin muvafakatını almadan aracılık yapmaya kalkıştığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, 15.04.2010 tarihli "Kiralıklarda yer gösterme (emlak komisyonculuğu) sözleşmesi" ne dayanarak, alacak isteminde bulunmuştur....
Eldeki davada, simsarlık sözleşmesinin konusunu işyeri alımının oluşturması sebebiyle davalı, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda tanımı yapılan tüketici kapsamında olmadığından, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamı dışında kaldığı anlaşıldığı, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre; emlak komisyonculuğu sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda satılacak veya kiralanacak taşınmaz mesken niteliğinde ise uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı kabul edilerek davanın Tüketici Mahkemesinde görüleceği, işyeri ise simsarlık sözleşmesi kapsamında kabul edilerek Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli kabul edildiği anlaşıldığı, Taraflar arasındaki sözleşmeye konu olan yer meskendir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....