Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davada ... 6. Asliye Ticaret Mahkemesi ile ... 1.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R - Dava, İtirazın iptali istemine ilişkindir. Asliye Ticaret Mahkemesi, HMK'nın 4/a maddesi gereğince kira ilişkisinden doğan alacak davalarında Sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi de, taraflar arasında kira akdine dayalı bir kullanım söz konusu olmadığı ve HMK'nın 4/a maddesi kapsamında kalan bir talep bulunmadığı, uyuşmazlığın işletme sözleşmesinden kaynaklanan alacak davası niteliğinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

    İcra Müdürlüğü 2016/4437 E sayılı icra dosyası kapsamında davalı borçlu tarafından faize ve faiz oranına itirazda bulunulmuş, icra takibi sadece bu alacak kalemleri yönünden durdurulmuştur. Her ne kadar şikayet eden vekili tarafından 12/04/2016 tarihli takibin kısmi durdurulması kararı ve itirazın iptali davası dikkate alınarak, itirazın iptali sonuçlanmadan ve takibin kısmi durdurulması kaldırılmadan dosya hesabı yapılamayacağına yönelik hüküm kurulması istenilmiş ise de, takibin kısmen durdurulduğu, faiz alacak kalemleri dışındaki alacaklar yönünden takibin devam ettiği, İtirazın iptali davasının derdest olmasının bu duruma etki etmeyeceği, dosya kapak hesabının bu alacak kalemleri üzerinden yapılmasında usul ve yasaya aykırı herhangi bir durum olmadığı anlaşılmakla şikayetin reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulması netice ve kanaatine varılmıştır..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetinin reddine" karar verildiği görülmüştür....

    Alacaklının duran takibin devamını sağlayabilmesi için, icra mahkemesince verilmiş bir itirazın kaldırılması kararını (İİK. m. 68) ya da genel mahkemece verilmiş itirazın iptali ilamını (İİK. m.67) icra dosyasına sunması gerekir. İtirazın iptali ilamı, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilamdır. İtirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için, itirazın iptali kararının kesinleşmesi gerekmez. İtirazın iptali davası sonucunda verilen karar uyarınca, ilamsız icra takibinin başlatıldığı dosya üzerinden takibe devam edilmesi gerekir. Buna göre, itirazın iptali ilamı doğrultusunda, icra müdürlüğünce dosya alacağının hesaplanarak bu miktar üzerinden icra takibine devam edilmesi zorunlu olup, ayrıca borçluya icra emri düzenlenip gönderilemez....

    Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri dışında, itirazın iptali davasında başka itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi hâlinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkâr tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur....

      İcra Müdürlüğü'nün 2009/2206 sayılı icra takip dosyasında 95.000 TL asıl alacak, 198.357,67 TL diğer alacak (yekunu 293.957,67 TL ) ve 12.072,15 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 306.029,82 TL'nin tahsilini talep etmiş, davalı yan ise, bu takipte asıl alacağın 282,424 TL'lik miktarını kabul etmiş bu miktarın takipten önce 145,000 TL'sini ödediğini bildirerek bakiye borcunun 137,424 TL olduğunu beyan ederek bu miktarın dışındaki asıl borcun 156,533 TL'lik bölümüne ve 12,072,15 TL işlemiş faize itiraz ettiğini açıklamıştır. Nitekim, davacı vekili de, itirazın iptali davasını 156,000 TL üzerinden açmıştır. İtirazın iptali davası 11.08.2009 tarihlidir. Davalı borçlu, itirazın iptali davası açıldıktan sonra 22.12.2009 tarihinde icra dosyasına itiraz etmediği miktarı, 160,000 TL olarak faizi ve feriyle birlikte yatırmıştır....

        Esas sayılı dosyasıyla ilamsız takibe girişildiğini, borçlu itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına, %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER VE GEREKÇE/ Dava, İİK 67. maddesinde düzenlenen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki ihtilaf, ... 3.İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasından 8.359,35 TL asıl alacak (geçiş ücreti ve para cezası), 368,77 TL işlemiş faiz ve 66,38 TL KDV olmak üzere toplam 8,794,50 TL alacağına yönelik davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptali talebinin yerinde olup olmadığı, alacağı yönünden davalının davacıya herhangi bir borcunun olup olmadığı ve %20' den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklanmaktadır....

          Bilirkişi raporu denetime elverişli olup, hükme esas alınarak, davalıların 1.873,67-TL eksik hasar bedeli miktarına yaptıkları itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin ek rapor talebi yerinde görülmemiştir. Ekspertiz gideri yargılama giderlerinden olup yargılama giderlerine eklenerek davanın kabul ve red oranına göre karar verilmesi gerekir. Dava sırasında asıl alacak içerisinde hükmedilmesi ve icra takibinde asıl alacak olarak talep edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle ekper ücreti yönünden itirazın iptali talebi yerinde görülmemiştir. İtirazın iptaline karar verilen bakiye hasar tazminatı bilirkişi incelemesi ile tespit edildiğinden, alacak likit değildir. Bu nedenle davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....

            Dosyanın incelenmesinde davanın açılış tarihinin 09/07/2015 olduğu, bilirkişi raporu geldikten sonra tahkikat aşaması henüz bitmemişken 30/10/2017 tarihinde ıslah dilekçesi verildiğinden, arttırılan kısım yönünden itirazın iptali davası için gerekli 1 yıllık sürenin dolmuş olduğu, bu nedenle mahkemece - sonuçları ve yargılama şekli bakımından itirazın iptali ve alacak davalarının farklı nitelikte olmaları nedeniyle- davacıya davacının ıslah dilekçesine açıklık getirmesi istenmesi, davasına ısrarla itirazın iptali davası olarak mı, yoksa ıslah ile alacak davası olarak mı davayı devam edip etmediğinin tespiti gerekirken, davacının talebinin ıslah ettiği bedelin tamamı yönünden itirazın iptali davası şeklinde görülüp karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamıştır....

            Bilirkişinin bu ek raporu mahkememizce kabule şayan bulunmuş, hesaplama şekli ve uygulanan faiz oranları ile tespit edilen faiz miktarları yerinde bulunduğundan hükme esas alınmış; nakdi alacağa yönelik itirazın iptali talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş; davacı bankanın icra takibinde ---- alacak talebinde bulunduğu, bunun teminat mektubundan kaynaklandığı ancak ----- bozdurulmadığı, bankaca bir ödeme yapılmadığı, bu teminat mektubunun ------ bankaya iade edilmiş bulunduğundan dava tarihinde esasen bu teminat mektubu yönünden riskin de kalmadığı; bu sebeple teminat mektubu açısından itirazın iptali davasının hiç açılmaması gerektiği nazara alınarak; davacı bankanın gayri nakdi alacak olarak talep ettiği depo talebinin reddine karar verilmiş; Davacının icra inkar tazminatı talep ettiği, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacakların likit olduğu, yapılan itirazın hükme esas alınan miktarla sınırlı olarak haksız olduğu nazara alınarak asıl alacak üzerinden inkar tazminatına da hükmedilmek...

              İcra Müdürlüğü'nün 2011/3896 E. sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 9.016,00 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun “Taleple bağlılık ilkesi” başlıklı 26.maddesinde; “Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu itibarla alacak (tahsil) davası olarak açılan iş bu davanın, “itirazın iptali” davası olarak sonuçlandırılması mümkün değildir. Eldeki davada davacı alacağını hüküm altına aldırmak istediği halde, mahkemece, davacının talebinden başka bir şeye yani itirazın iptaline hükmedilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu