Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İİK. 67/1 maddesi "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir" düzenlemesini getirmiştir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda yapılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi halinde davanın bir yıllık süre içinde açılması zorunludur. Bu süre sukutu hak süresidir. Ne var ki, bu sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunludur. Yasada bu sürenin itirazın alacaklıya tebliğinden başlayacağı açıkça vurgulanmıştır. Yasa koyucu bu sürenin hak düşürücü süresi olması, bu bağlamda hakkı söndüren bir süre olması nedeniyle alacaklının borçlunun itirazlarına tam olarak muttali olması, bunun da ancak itirazın tebliği yoluyla olacağını öngördüğünden sürenin tebligatla başlayacağını kabul etmiştir. Davacının yaptığı icra takibine itiraz edildiğini öğrenmesi de itirazın içeriğini tam olarak öğrendiğini göstermez....

    Borçlunun takibe itirazı üzerine açılan itirazın kaldırılması ve tahliye davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece 2.781,06 TL asıl alacak, 173,27 TL işlemiş faiz olarak toplam 2.954,33 TL'nin takipten çıkarılarak kalan kısım olan 9.337,27 TL üzerinden itirazın kaldırılmasına ve borçlu kiracının tahliyesine yönelik verilen karar, Yargıtay (kapatılan) 6. HD. 23.03.2016 Tarih, 2015/9727 E., 201/2311 K. sayılı kararı ile davacı vekilinin yargılama sırasında aylık kiranın 600-TL olduğunu kabul ettiği, mahkemece yargılama sonunda davacı tarafından fazla talep edildiği anlaşılan miktar olan 2.781,06 TL asıl alacak, 173,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 2.954,33 TL'nin mahsup edilerek kalan kısım olan 9.337,27 TL üzerinden itirazın kaldırılmasına karar verildiği, bu durumda davacının itirazın kaldırılması talebinin kabul edilenler dışında kalan 2012 yılı 8., 9.,10., ve 11. ay kiralarına ilişkin olup itirazın bu aylar yönünden kaldırılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur....

      Bu itibarla açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeyerek yazılı şekilde itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve % 40 icra inkar tazminatına hükmolunması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.” amir hükmünden anlaşılacağı üzere somut olayda davacı tarafından Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2013/10564 Esas sayılı dosyaya ilişkin itirazın kaldırılması talep ve dava edilmeden Bursa 16. İcra Müdürlüğünün 2014/1223 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı ve işbu icra takibine ilişkin itirazın iptalinin talep ve dava edildiği anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ortak gider alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde; .... 16....

        İİK.’nun 67/1. maddesine göre, alacaklı itirazın iptali davasını, itirazın kendisine tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde açabilir. Buradaki bir yıllık hak düşürücü sürenin, borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliği tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı belirtilmiş, bunun dışında bir yol (tefhim v.s) öngörülmemiştir. Somut olayda, davalı borçlunun ödeme emrine yaptığı itirazın davacı alacaklıya tebliğ edildiğine ilişkin her hangi bir bilgi veya belge icra takip dosyasında bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, İİK.’nun 67/1. maddesinde düzenlenen 1 yıllık hak düşürücü sürenin henüz işlemeye başlamadığı ve itirazın iptali davasının süresinde açıldığı kabul edilerek, işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali-tahliye Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali ve tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü....

            Dava, aidat ve sermaye arttırım alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yetki ve borcun esasına yönelik yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, alacaklı İİK'nın 50/2. maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak,...Mahkemesi'nden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/1. maddesi uyarınca önce...Mahkemesi'ne itirazın kaldırılması için başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmiş ve itirazın kaldırılması için önce itirazın kaldırılması davası açılmışsa,...Mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır....

              Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri dışında, itirazın iptali davasında başka itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi hâlinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır. Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamışken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır....

                İcra takibine devam edilebilmesi için alacaklının bu itirazın giderilmesini sağlaması gerekir. Bunun için alacaklı ya itirazın iptali davası açabilir veya İcra Hukuk Mahkemesinde itirazın kaldırılması davası yoluna başvurabilir. İcra takibi, İcra İflas Kanunun madde 68 ve 68/a'daki belgelerden birine dayanmakta ise alacaklı bu iki yoldan birini seçmekte serbesttir. Yani takibini, İcra İflas Kanunun madde 68 ve 68/a'daki belgelerden birine dayandıran alacaklı, isterse aynı kanunun 67. maddesi gereğince itirazın iptali için genel mahkemede dava açabilir. İsterse itirazın kaldırılması için icra hukuk mahkemesine başvurur. Takip konusu alacak 68- 68/a'daki belgelerden birine bağlı değil ise icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez. Bu durumda ancak genel mahkemede itirazın iptalini isteyebilir. İtirazın kaldırılması, itirazın iptali davasına göre daha çabuk ve basit bir yoldur....

                İcra takibine devam edilebilmesi için alacaklının bu itirazın giderilmesini sağlaması gerekir. Bunun için alacaklı ya itirazın iptali davası açabilir veya İcra Hukuk Mahkemesinde itirazın kaldırılması davası yoluna başvurabilir. İcra takibi, İcra İflas Kanunun madde 68 ve 68/a'daki belgelerden birine dayanmakta ise alacaklı bu iki yoldan birini seçmekte serbesttir. Yani takibini, İcra İflas Kanunun madde 68 ve 68/a'daki belgelerden birine dayandıran alacaklı, isterse aynı kanunun 67. maddesi gereğince itirazın iptali için genel mahkemede dava açabilir. İsterse itirazın kaldırılması için icra hukuk mahkemesine başvurur. Takip konusu alacak 68- 68/a'daki belgelerden birine bağlı değil ise icra hukuk mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyemez. Bu durumda ancak genel mahkemede itirazın iptalini isteyebilir. İtirazın kaldırılması, itirazın iptali davasına göre daha çabuk ve basit bir yoldur....

                Bu durumda İİK’nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasında mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisinin araştırılması ve şayet icra dairesinin yetkisine ilişkin itiraz yerinde değil ise itirazın iptalinin esasına karşı itirazın incelenmesine geçilerek hüküm kurulması, icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılıyor ise o zaman borcun esasına yönelik itirazın incelenmesine geçilmeksizin icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın bu yönden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 19.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu