ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/09/2022 NUMARASI : 2022/383 Esas - 2022/334 Karar DAVA KONUSU : Alacak (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) KARAR : DAVA :Alacak (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan) İSTİNAF KARAR TARİHİ :28/12/2022 İSTİNAF KARAR YAZIM TARİHİ :28/12/2022 Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kurum sigortalılarından Aslan Alpar'ın 29/08/2019 tarihinde geçirdiği trafik iş kazası neticesinde vefat ettiğini, kurumca 94.625,82 TL peşin sermaye değeri, 7.868,30 TL tedavi hastane giderleri, 716,00 TL cenaze yardımı olmak üzere toplam 103.210,12 TL masraf yapıldığını, kaza nedeniyle düzenlenen trafik kaza tespit tutanağına göre sürücü Ömer Lütfi Okur'un kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğunu, davalı idaresindeki 34 XX 262 plakalı aracın HDİ Sigorta A.Ş. tarafından zorunlu trafik sigortası ile sigortalandığını, davalılara borç bildirim belgesi gönderildiğini ancak bugüne kadar...
İş Mahkemesi tarafından ise, "Davanın haksız fiile dayalı rücuan tazminat davası olduğu" belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1 ve 7/3. maddeleri uyarınca iş mahkemeleri, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan ve sigortalı ile Sosyal Güvenlik Kurumu arasındaki davalara bakmakla da görevlidir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 101. maddesinde ise "bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili" ortaya çıkan uyuşmazlıkların, iş mahkemelerinde görüleceği belirtilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 6111 sayılı Kanunla değişik 98. maddesi, "Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın ... Kurumu tarafından karşılanır." hükmünü içermektedir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/11/2018 NUMARASI : 2018/275 ESAS 2018/392 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan İtirazın İptali) KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının incelenmesi için istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili İlk Derece Mahkemesine ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle: Yalova icra müdürlüğünün 2016/8212 esas sayılı dosyada başlatılan takibe vaki itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince: Davanın reddine karar verilmiştir....
a yönelik eylemlerinin, aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali ve müstehcenlik suçlarının sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali ve müstehcenlik suçlarının niteliği tayin, cezaları azaltıcı bir neden bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanık ... hakkında maktul ...'ı nitelikli kasten öldürme, mağdur ...'a yönelik nitelikli cinsel istismar, sanık ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : SOSYAL GÜVENLİK HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN Y A R G I T A Y K A R A R I Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 09.02.2018 tarihli ve 2018/1 sayılı kararı, 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6723 sayılı Kanun 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, inceleme konusu karar, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin bozma ilamı sonrasında yerel mahkeme tarafından verilen hükme ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı uyarınca belirgin şekilde Dairemizin işbölümü alanı içine girmemekte, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir....
Davalı vakıf, 506 sayılı Yasa'nın Geçici 20. maddesinde düzenlenen sandık vakfı olup, Sosyal Güvenlik Hukukundan kaynaklanan temyize konu uyuşmazlığın çözüm yeri, işin yapıldığı yerin yargı çevresi olarak bağlı olduğu Nazilli Asliye Hukuk Mahkemesi (iş mahkemesi sıfatıyla) dir. Mahkemece işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazıl gerekçeyle yetkisizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazı kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine 04.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA TÜRÜ : Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 23.12.2015 K A R A R Mahkeme tarafından yapılan nitelendirmeden de anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı şirket ile davalı SGK İl Müdürlüğü arasında düzenlenen ticari nitelikteki sağlık hizmetleri satın alımı sözleşmesine göre davalı kurum tarafından haksız kesinti yapıldığı iddiası ila açılan alacak isteğine ilişkin bulunduğuna göre, Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (19.)...
Dava, sağlık sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, mahkemece davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasanın uygulanmasına ilişkin olduğu, adı geçen yasanın 101. maddesinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların iş mahkemesinde görüleceğinin düzenlendiği, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların iş mahkemesince görülmesi gerektiği ve dava konusu uyuşmazlığın da bu kapsamda olduğundan iş mahkemesince sonuçlandırılması gerekeceğinden bahisle mahkemenin görevsizliğine dair yazılı şekilde karar verilmiştir....
Kaldı ki davaya konu sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir. Bu esası göz önüne alan 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Anayasa) “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında “sosyal güvenlik hakkını” düzenlemiş ve 60. madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir. Görüldüğü gibi vatandaşlara bu konuda anayasal bir hak tanınırken, Devlete de, onların bu haktan yararlanmasını sağlayacak şartları hazırlama görevi yüklenmiştir. Bu anayasal görevin yerine getirilmesi için getirilen yasal düzenlemeler ve kurulan kurumların görevleri de bu bilinçle değerlendirilmelidir....
Dava, ... poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda, mahkemece davanın dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5510 sayılı Yasanın uygulanmasına ilişkin olduğu, adı geçen yasanın 101. maddesinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların iş mahkemesinde görüleceğinin düzenlendiği, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların iş mahkemesince görülmesi gerektiği ve dava konusu uyuşmazlığın da bu kapsamda olduğundan iş mahkemesince sonuçlandırılması gerekeceğinden bahisle mahkemenin görevsizğine dair yazılı şekilde karar verilmiştir....